Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Yüz akıyla mı çıktılar?

Adam hacca gidecekti ancak hiç erkek çocuğu olmamış tek kızı vardı...

100 koyunluk sürüsünü kime bırakacağını düşünürken; köyün fakir ama namuslu olduğu kabul edilen çobanını tavsiye ettiler:

“Hatta delikanlıyı kızınla ever öyle git hacca” dediler...

Adam denileni yaptı...

Kızıyla çobanı evlendirdi...

100 koyunu damadına emanet edip gitti...

Hacdan dönüşünde derhal meraya koştu...

Damadı bir su kıyısında, bir ağacın gölgesinde yemek yiyordu...

Kayınpederini gören genç adam saygıyla ayağa kalktı...

Hacının elini öptü, sofrasına buyur etti...

Hacı sofraya oturdu...

Peşkiri dizlerinin üstüne çekerken sordu:

“Nerede bizim koyunlar damat?..”.

Damat:

“Hiç sorma baba” dedi, “sen gittikten sonra bir gök gürledi, bir gürgen çatladı, doksanının ödü patladı...”.

“Kaldı on” dedi Hacı öfkeyle...

Damat devam etti:

“Önden gitti baş toklu, arkasında beş b.klu...”.

“Kaldı dört” dedi Hacı elini sofradaki yoğurt kabına uzatarak...

Damat:

“Birisini sattım kasaba, birini sayma hesaba, dün öldü birisi, işte bugünkünün derisi” dedi ve eliyle yeni yüzülmüş koyun derisini Hacıya gösterdi...

Hacı, yoğurt kabını kaptığı gibi Damadın başına geçirdi...

Baştan ayağa bembeyaz yoğurt olan Damat, eliyle yüzünü sıvazlarken şöyle dedi:

“Hesabımı yüz akıyla verdim Ya rabbim sana hamdolsun...”.





Ekonomiyi batırdıktan sonra...

Yüzlerinin akıyla işin içinden sıyrılan:

Nebati milletvekili yapıldı...

Kavcıoğlu da:

BDDK başkanlığına getirildi...

Yani...

Bir bakıma...

TCMB ile...

Türkiye’de faaliyet gösteren tüm bankaların patronu yapıldı...



Şükretmek onlara mı düşer?..

Halka mı düşer:

Bilmiyorum...

Sarışınlardan özür dilerim


Vantrolog eline taktığı kuklayı konuşturuyor, aptal sarışın fıkraları anlatıyordu...

Bir süre sonra orta sıralarda oturan sarışın bir kadın ayağa kalktı:

“Affedersiniz bayım” diye haykırdı...

Kalabalık başını kadına çevirdi...

“Görüyorum ki sarışınların ne kadar aptal olduğuna dair şakalar yapmaktasınız” dedi sarışın kadın ve devam etti: “Peki, bu kanıya nereden vardığınızı söyler misiniz?..  Suçumuz saçımızın rengi mi yani?.. Bu yaptığınız ırkçılık değil mi?.. Kadınlarının birçoğu sarışın olan ülkelerdeki kadınlara da hakaret etmiş olmuyor musunuz?.. Tanımadığınız bu kadar kadına ettiğiniz hakaretler sizi rahatsız etmiyor mu?..”.

Vantrolog mahcup ve üzgün bir yüz ifadesiyle:

“Şeyyy” diye kekeledi; “özür dilerim, sadece şaka yapıyordum... Eğer sizi......”.

Sarışın kadın Vantrolog’un sözünü kesti:

“Sizinle konuşmuyorum bayım” deyip devam etti: “O elinizdeki küçük terbiyesiz adamla konuşuyorum!.. Siz onu savunmayın lütfen... Bırakın o versin cevabı...”.



NOT:

Bu fıkra nedeniyle tüm sarışın kadınlardan özür dilerim...

Amacımın ne olduğunu sanırım onlar da anlamışlardır...

Eleştirirler mi?


Hamit İzol turizmci bir iş insanı, yazar...

Kitaplarından birinin adı:

“Roza...”.



Gerçeklerle yüzleşmekten kaçınan...

Törelere boyun eğmek zorunda kalan...

Sevdaya saygı duymak yerine...

Töreleri uygulamayı tercih eden...

Kadına sofrasında öküzünden sonra yer veren insan yığınlarının yaşadığı bir ülkenin yurttaşı olmanın dayanılmaz acısı...

[caption id="attachment_420268" align="alignnone" width="600"] Fikret Kuşkan[/caption]



İzol’un Roza isimli romanından yapılan filmde rol alan Fikret Kuşkan...

İtalya’da düzenlenen Uluslararası Film Festivali’nde “En İyi Aktör” ödülünü aldı...



Çağdışı törelerden ve geleneklerden doğan sorunlarımızı anlatan eserler...

İyi bir senaryo...

Başarılı bir yönetim ve oyuncularla desteklendiğinde...

Ortaya çok iyi işler çıkıyor...

Roza da bunlardan biri...



Eserin sahibini...

Filmde emeği geçen herkesi...

Ve elbette:

“En iyi erkek oyuncu” ödülünü kazanan Fikret Kuşkan’ı tebrik ediyorum...



NOT:

Pislikleri halının altına süpürünce, hiç dışkılamadıklarını zanneden çağdışı kafa...

Bu filmi...

Ve ödülü...

Bakalım nasıl eleştirecekler?..

Yeni Başkan nasıl biri?


Bazı imzalar vardır, haberin garantisidir...

Razi Canikligil imzası işte o imzalardan biridir...

Meselâ şu haberin altındaki imza Razi Canikligil’e ait:



“Merkez Bankası yeni Başkanı Hafize Gaye Erkan hakkında, ABD’de yöneticisi olduğu çöken First Republic Bank’ın müşterileri, bankacılık yasalarını ihlal etmek, yanıltıcı beyanlar vermek suçlamasıyla toplu dava açtılar.”.

[caption id="attachment_420269" align="alignnone" width="740"] Hafize Gaye[/caption]



Hafize Hanım’ın uzmanlık alanı:

Yatırım...

Risk yönetimi...

Ve...

Dijital innovasyon imiş...

Eşbaşkanı olduğu First Republic Bank battığına göre...

Yatırım, risk yönetimi ve innovasyondan sınıfta kalmış...



Kimileri ise bankanın, Hafize Hanım’ın görevden ayrılışından bir yıl sonra battığını hatırlatarak...

Hanımefendi’yi savunuyor...



Bu arkadaşlara soruyorum:

Osmanlı, Abdülhamit’in 1908’de tahttan indirilişinden 15 yıl sonra tarihe karıştı...

Yani:

Abdülhamit tamamen masum mu?..



Neyse...

Hafize Hanım önce adı sonra da kariyeriyle:

Tam Erdoğan’ın dişine göre biri...

Destekten vazgeçtim...


Baştan ben de Prof. Özgür Demirtaş gibi düşünüyor...

“Herkes Mehmet Şimşek’e destek vermeli” diyordum...

Çünkü...

Tam batarsak Erdoğan değil...

Ülke ekonomisi batacaktı...

Ama...

[caption id="attachment_420271" align="alignnone" width="600"] Özgür Demirtaş[/caption]



Gördüğüm kadarıyla Şimşek...

Yıllardır eleştirdiğimiz Erdoğan’a destek verecek gibi duruyor...

Yani Erdoğan değil...

Şimşek değişmiş sanki...



Öyle olmasaydı...

Tarihin:

En başarısız...

En beceriksiz...

En kişiliksiz Merkez Bankası Başkanı’nın...

BDDK başkanlığına atanmasına:

İtiraz ederdi...



Buna rağmen Şimşek’e destek verirsem...

Yıllardır eleştirdiğim Erdoğan’a destek vermiş olacağım için:

Destekten vazgeçtim...

Dünün tweeti


Sadik0707

(@sadık usta)

İslamcılar sürekli, çağdaş değerlerimizi yabancılardan aldığımızı söyleyerek, yüzümüzü geleneklerimize dönmemizi istiyorlar

Peki inancınız Araplardan gelmedi mi?

Kadın hakları, din ve inançta hoşgörü, siyasette danışma kültürü, doğa ve hayvan sevgisi bizim öz kültürümüz değil mi?

İdeolojik körlük


Kılıçdaroğlu’nun çekilmesi gerektiğine inanıyorum...

Ama...

Seçimlerde başarısız olduğunu asla kabul etmiyorum, etmem...



Adamı yerden yere vuruyorlar...

İyi de...

Nasrettin Hoca’nın fıkrasındaki gibi:

Hırsızın hiç mi suçu yok?..

[caption id="attachment_420270" align="alignnone" width="600"] Kemal Kılıçdaroğlu[/caption]



Yani...

Montaj videoları...

Siyasi ve iktisadî yalanları:

26 TV kanalında...

Ve ayrıca bir de...

Milletin kanalında (TRT) kamuoyuyla paylaşarak seçim kazananların:

Hiç mi suçları yok?..



Kemal Bey’e oy veren her 100 kişiden 48’i kusurlu da...

Sandığa gitmeyen %10 çok mu masum?..



Allah cümlemizi:

İdeolojik körlükten korusun...

Çekilmeli mi?..


Kemal Bey CHP genel başkanlığından istifa etmeli mi?..

Tabii etmeli...

Hem de bir an önce istifa etmeli...

Parti kurultaya geçici bir genel başkanla ve bir an önce gitmeli...



Zira...

Bu CHP ve bu CHP’li muhalifler...

Kemal Bey’i bundan sonra da engeller...



Kılıçdaroğlu, kendisine muhalif bu CHP’liler için de...

Bu ülke için de:

Fazla kariyerli...

Ve...

Fazla dürüst...



Çekilsin...

Müzmin muhalif CHP’liler kendileri çalsın...

Kendileri oynasın...