Milletvekili listeleri açıklandı ve ortalık karıştı! Böyle olması da gayet doğal; birçok seçim izlemiş bir gazeteci olarak, her seçimde bu türden karışıklıklara, karşılıklı suçlamalara tanık oldum...
Ancak bu sefer, beklememe karşın şaşkınlığa uğradığımı, yüreğimin yandığını da belirtmeliyim! Özellikle Cumhur ve Millet İttifakları’nda listelerden hem de seçilecek yerlere öylesine adaylar yerleştirilmişti ki, kabullenilmesi, hazmedilebilmesi çok güçtü!
Genel olarak bakıldığında, maşallah yok yoktu; savcı katilinden yolsuzluk sanıklarına, elinde kan izi bulunan eski bakandan kumpas zamanlarında o kumpasın en başta gelen gazetesinin yazarına, terör örgütüne arka çıkan siyasal islamcılara pek çok zat, seçilecek yerlere kurulmuşlardı!
Cumhur İttifakı’nın adaylarını tartışmayacağım; nereden gelip nereye gittikleri, hedefleri, ortakları açıkça belli olan, 21 yılda neler yaptıkları açıkça ortada olan ve gitmeleri bu ülkenin geleceği için son derece yaşamsal hale gelen böyle bir ittifakın tartışılacak bir hali de konumu da yok gözümde...
Ancak, Millet İttifakı için söyleyeceklerim var; beşi sağ kulvarda, lokomotif güç olarak gösterilen CHP ise ülkenin kurucu partisi ve her şeye karşın hâlâ ilerici, sosyal devlet taraftarı izler taşıyan bir ana muhalefet partisinden söz ediyoruz...
Diğerleri için söyleyeceğim pek bir şey yok; İYİ Parti ittifakın ikinci büyük partisi CHP ile oluşturduğu mutabakat ile üzerine düşen görevi yerine getirdi. Oluşturduğu liste, gördüğüm kadarıyla mensup olduğu görüş ile çatışma içinde değil...
Ancak, CHP’nin diğer dört partiye verdiği 71 adaylık ki 30’a yakını seçilebilir sıralardan, kendi listesi de dahil hayal kırıklığına açık ne yazık ki...
-Bu yazıda yalnızca iki isimden söz edeceğim; biri Deva listesinden giren, ikincisi ise CHP’li olarak listeye birinci sıradan dahil olan iki isim...
Kumpaslar sürecinin adalet bakanı!
Adamın adı Sadullah Ergin...
Ergenekon-Balyoz sürecinin FETÖ ile sarmaş dolaş görev yapan adalet bakanı!
-İnsanlar Silivri’de ölüme yatarken, en onulmaz hastalıklarla boğuşurken adalet bakanı yine oydu...
-Gazeteci kılıklı FETÖ artıkları, polis kılıklı FETÖ artıklarından sahte belgeleri alıp, haber yapar, kitap yazarken adalet bakanı yine oydu.
-Soysuz savcılar, Zekeriya Öz isimli ahlaksız savcının gözetiminde sahte belgelerle dünyanın en alçakça iddianamelerini hazırlarken, şimdi bir bölümü yurt dışına kaçmış, bir bölümü ise hapishanede olan soysuz hakimler o iddianamelerle insanları tutuklayıp yargılarken bu zat yine adalet bakanlığı koltuğunda oturuyordu.
O günlerde Silivri Cezaevi’nde yatan Mustafa Balbay, bu kişinin CHP listesinden adaylığını öğrenince şu mesajı paylaştı:
- Sadullah Ergin’i listede görünce aklımıza ilk Silivri Cezaevi’nde pinpon oynaması geldi. Hani o, FETÖ’nün en alçak kumpasları kurduğu günlerin adalet bakanı! Ergin’i kutluyoruz, iyi oyuncuymuş!
2014 yılında, AKP-FETÖ çatışması sürerken Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı için bakanlıktan istifa etmişti. O seçimi Hatay’da CHP kazandı; bugün Ankara 1. Bölge 4. sırada bu adama yer veren CHP’nin Genel Başkan’ı Kemal Kılıçdaroğlu, o gün kamuoyu ile şu mesajı paylaşmıştı:
-Hatay kararını verdi, binlerce oy farkla CHP dedi! Hatay ne Beşir Atalay’a ne de hakimlere baskı kuran Sadullah Ergin’e boyun eğmeyecek!
İşte böyle bir isim, Deva Partisi kontenjanından, CHP listesinden Meclis’e girmeyi garantiledi.
-Hayırlı olsun!
“Kemalizm ırkçıdır” diyen zat birinci sırada!
Adamın adı Yüksel taşkın...
Akademisyen... CHP’ye gönül vermiş yığınlara göre daha önemli özelliği ise benim yıllarca “The Taraf” rumuzuyla yazdığım, kumpas döneminin yurtseverleri içeri tıkma operasyonunda başı çeken FETÖ menşeili, gazete demeye dilimin varmadığı kağıt yığınında yıllarca köşe yazarlığı yapması!
Mesela, 2008’de, tam da operasyonların düğmesine basıldığı tarihlerde bir TV ekranına çıkan bu zat şöyle diyordu:
- Kemalizm’in dışlayıcı bir etnik milliyetçiliğe ve ırkçılığa kayabilme potansiyeli var. Özellikle uluslararası meseleler devreye girip de korku ve sıkışma yaşandığında ya da Kürt sorununda sıkıştığında Kemalizm’in ırkçı tarafı ortaya çıkıyor.
Bu kadar da kalmıyordu Taraf yazarı; CHP’nin ideolojisini de şöyle özetliyordu:
- Seçkinci, atavist (atacı) ve faşizan öğelerle eklemlenen otoriteryanizmi, etnisist-kültüralist açılımları belirgin milliyetçiliği düşünüldüğünde, Kemalizmin esasen sağcı olduğunu ileri sürmek de pekala mümkündür...
Bu zat, The Taraf’ta 18 Ocak 2014’de yani 17/25 Aralık yolsuzluk, rüşvet skandalından kısa bir süre sonra “Kavgaya nasıl yaklaşmalı” başlığı ile gazetesi şöyle övüyordu:
- Taraf, Cemaat’in devlet ve medyadaki uzantılarının bugüne kadar yarattıkları ve yaratmakta oldukları mağduriyetleri de önemsediğini gösteren bir çizgi tuttursa, AKP’nin yanlışlarının üzerine giderken gösterdiği cesur duruşu, ayrıca değer kazanacaktır.
İşte CHP, böyle bir kişiyi hem de İzmir’den üstelik birinci sıradan aday gösterdi...
-Hayrını görsün!