Korkusuz

Yine patladı AKP’nin Ramazan davulu!..

Yine patladı AKP’nin Ramazan davulu!..
Kutsal Ramazan ayının başladığı ilk günden beri dikkatimi çekiyordu... AKP Ankara sosyetesi, çook temkinli gidiyordu. İftar ve sahur programları çok dar kadro ile sınırlı tutuluyor, dışarıya sızma olmaması için azami dikkat gösteriliyor, lüks büyük otel salonları yerine itaatkârlıklarından emin oldukları mekanların özel odalarını tercih ediyorlardı... Görüntü verme tehlikesine karşı olabildiğince tedbirleri davranıyorlardı.



Ancaak, Ramazan’ın birinci haftası dolmadan patladılar!..

AKP Ağrı Gençlik Kolları tarafından organize edilen ‘şatafatlı’ sahur programına dair görüntüler sosyal medya hesaplarından paylaşıldı. Söz konusu görüntüler AKP tarafından da paylaşıldı ancak tepkiler çığ gibi büyünce bir süre sonra silindi.  Şatafatın fotoğrafları, gelen üst düzey talimatlar sonucunda buhar edilmeye çalışılsa da olmadı. Ok yaydan çıkmıştı bir kere!.. Birileri, evinde tencereyi kaynatmakta bin bir güçlük çeken vatandaşa “sabır” nasihati verirken şatafatın fotoğrafları ve video görüntüleri büyük tepkiler aldı.

Vee böylece, AKP ileri gelenlerinin  yoksul vatandaşların iftar sofralarına konuk olarak verdiği bağdaş kurma fotoğraflarının hepsi yalan oldu!.. Bunların sadece birer basit algı operasyonundan ibaret olduğu bir kez daha kabak gibi ortaya çıktı.



★★★

Ramazan ayı gelince, bizdeki dinbazlar tüm hoyratlıkları ile meydanları doldururlar!.. Adına televizyon denilen kanallar, insanların en temiz duygularını  sömürüp istismar etmek ve bunu ranta çevirmek için kadro verilmiş sözde din adamları ile Ramazan reytingi peşinde koşar!.. Körler sağırlar birbirini ağırlar cinsinden programlar öyle magazinel boyutlara tırmandırılır ki, neredeyse sörvayvırın pabucu dama atılır!..

Kulaktan dolma bilgilerle dinini yaşayan ahali, hurafelere yanıt arar durur. Her Ramazan aynı sorular gündeme gelir... Aynı sorulara aynı cevaplar verilir... Canım memleketimde “sakız orucu bozar mı hocam?” bir Ramazan klasiğidir. Her sene aynı şeyler tekrar edilir durulur...

★★★

Yukarıdaki fotoğrafları görünce, geçenlerde benimde de dahil edildiğim bir Whatsapp grubunda dostların paylaştığı bir yazıya bugün yer vermek geçti içimden:

-“RAMAZAN”. DENİNCE:

- “Ramazan” demek; evde 20 tabaktan oluşan iftar yemeğine ‘Peygamberimizin sünneti’ diye illâki hurmayla oruç açmak değildir.

- Ramazan, kişi başına 1000 liralık menüsüyle boğazı gören bilmem ne yalısından bozma ‘İslami’ kafenin ışıltılı mescidinde, karnına kramplar girerek kılınan akşam namazı da değildir.

- Ramazan, bir köyü doyuracak kadar yemek yedikten sonra namazda zorlanmamak için içilen maden suyu da değildir.

- Ramazan, 16 saat boyunca aç kalmanın akşam intikamını almak da değildir.

- Ramazan; akşama kadar nice kalbi kırıp nice hakka girdikten sonra, iftardan az önce Nihavend makamında ilâhiler dinlediğiniz için tüm günahlarınızın otomatik olarak silindiği ay da değildir.

- Ramazan; Şaban ayında 2 milyon TL’lık jip alarak, ‘Kuzum, bu sene zekât veremeyeceğiz; biraz borca girdik de...’ diye durumu kurtarabileceğiniz bir ay da değildir.

- Ramazan, akşama kadar 85 milyonun, hatta; 15 günlük kedi yavrularının dahi hakkını yedikten sonra, iftarda, “Güllaç torbasındaki kırıntıları da balkona dökelim, inşallah sevaptır” dediğiniz için Büyük Hesap Günü’nde YARATILMIŞ HER CANLININ ÜZERİNİZDEKİ HAKKINI ÖDEDİĞİNİZİ zannederek, hesaptan kurtulduğunuz bir ay da değildir. Çünkü, Ramazan; farklılığını güllaç torbasından alan bir ay değildir.

- Ramazan:

Ramazan şerbeti değil,

Hacivat-Karagöz oyunları değil,

Hz. Yusuf dizisi değil,

Oruç Baba Türbesi önünden son 2 dakika yayına giren uhrevi bir alem de değildir.

- Ramazan, 11 ay boyunca ‘Aç mısın, bir ihtiyacın var mı?’ diye sormadığın bir adama, ‘Oruç musun?’ diye sorgulamak da değildir.

- Ramazan, mahallede 1 ay boyunca oruç tutmayanları değil, 12 boyunca aç-bîilaç kalanları arayıp bulmanızı ve paylaşmayı emreden bir aydır.

- Ramazan; sosyal medyada iftar trollüğü değil, fakir, fukara ve gurabâ ile ekmeğini paylaşmaktır. İhtiyaçlarını alamadığı çocuğunun gözüne bakan gariban babanın yüzünü güldürmektir. İhtiyaç sahibinin kapısının önüne zarf koyup kaybolmaktır.

- Ramazan; garibanların, muhtaçların ve sessizlerin sırtından Karun gibi zengin olmuşlarla sofra paylaşmak değil, uzun yıllardır kıt kanaat yaşamaktan sefâleti kanıksamış bir gariban bulup, iftar sofrasında ez’anı onunla beklemektir.

- Ramazan; şekersiz sakız çiğneyince değil, ‘insan eti yiyince’ orucunuzun bozulduğu konusunda endişe etmeniz gereken bir aydır !

- Ramazan sadakadır, zekâttır, Kur’an’dır, İlâhî mesajdır, samîmiyettir, öz olmaktır.

- Ramazan ve esâsen samîmî mü’minlik;

Bu yüce dînin Yüce Nebî’si gibi üstün görünmemeye dikkat etmek, “İçinizde Muhammed hanginiz?” denmeyi gerekli kılacak kadar sade ve mütevâzi olmak demektir.

Hâsılı:

Ramazan’ın; ruhlarımızı ve zihinlerimizi ıslah ederek, bizleri Kur’an’ın ve Sünnetin arzu ettiği çizgiye getirmesi niyâzı ile..

★★★

Tanrı,bu duygularla hepimizi Bayram’a ulaşmamızı nasip etsin...

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.