DHA-İstanbul'da, yenidoğan bebeklerin anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edilerek haksız kazanç sağlanması ve kusurlu davranışlar sonucu bebeklerin ölümüne sebep olunmasıyla ilgili davada duruşma ikinci gününe girdi. 

Davada, çete lideri F.S. ve İ.G. dahil olmak üzere 22'si tutuklu toplam 47 sanık yargılanıyor. Bakırköy Adliyesi 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya mağdur ve müştekiler, sanıklar ve taraf avukatları katıldı. İddianamede 19 özel hastane yer alırken, sanıklar hakkında 17 bin yıl hapis cezası talep ediliyor. Duruşma, tutuklu hemşire H.B.G.'nin savunmasının alınmasıyla başladı.

'F.S.'NIN HEMŞİRESİYDİM... GÖZÜMLE GÖRDÜĞÜM BİLDİĞİM ŞEYLER!'

Tutuklu sanık H.B.G., mahkeme başkanının "Hakkınızda sahtecilik ve örgüt üyeliği suçlarından dava açıldı, savunmanızı yapacak mısınız?" sorusuna, "Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık, suç örgütüne üye olma suçundan açılan dava hakkında, savcılık ve emniyette anlattım. Tekrar anlatmaya gerek yok gözümle gördüğüm bildiğim şeyler. Epikriz değiştirme olayı, hastanın bir egzersiz sistemi vardı, bebeklerin değerlerini girerdik, karşıdaki görevlinin verdiği bilgileri girerdik. Bu sistem savcılıkta var. Reyap, Silivri, Duygu hastanesinde çalıştım. 2019-2021 Reyap Hastanesinde çalıştım. F.S.’nın bir sene kadar normal hemşiresiydim. Son 6 ayda epikrize yardım ettim son zamanlarda da şöförlüğünü yaptım. Özel Reyap hastaneleri tam işletme gibi değildi. Avcılar, Doğa, Birinci, Silivri Kolon Hastanesi, Bağcılar Şafak, TRG Hastanesi gibi hastaneler. Bebek sevklerini F.S. ve 3 kişi daha yapıyordu. Esenyurt'ta Tıp merkezinde doğan bebek, araya 112 girmeden F.S. hastaneye sevkini yaptırıyordu. Aileye ise yakında bu hastane var oraya sevkini yapıyoruz diyorlardı."dedi.

'F.S KOMİSYON ALDI, BANA DA YEMEK PARASI VERDİ'

G., "Sevkler 112 bilgilendirmeden yapılıyordu bu durumda doktorlar üzerinden yapılıyordu. Bu durumdan para Kazanıyorlardı, ama gözümle gördüğüm bir şey yok. S., il dışı sevklerden 5 bin lira kazanıyordu. İ. ve F. zaten yöneticiydi. M. ile görüşmem konusunda ise denetimlerde F.S.’nın talimatı üzerine hareket ettik. Hasta üzerinden kullanılmış gibi gösterilen gaz ve ilaçlar vardı, onlarla ilgiliydi. S. bebeğin ailesinden para istediğimiz konusunda ise F.S. aradı, sevk vardı ancak ailenin parası yoktu. Toplamda yaklaşık 40 bin lira para toplandı. Hastaneye parasını verdik, F.S. kendi komisyon ücretini aldı. Bana da yemek parası verdi. Amaç ise SGK’dan daha fazla para almaktı. Mahkeme başkanının M. ile 'Çocuğu öldür' mesajlaşmasını sorması üzerine G., bebeğin nabzı belli bir seviyede tutuluyor bu da bebeğin sürekli kalbinin durup geri gelmesine sebep oluyor. Bebeği görmediğim için ya da bilgi sahibi olmadığım için birşey söyleyemem." cümleleriyle yanıtladı. G., F.A. ile 'Benim bölgeme girmiyorsun değil mi?' mesajlaşmasını ise, 'İstanbul’u bölgelere bölmeden ziyade semt olarak tanıdığı kişiler, doktorlar sayesinde bebekleri alıyorlardı. Z. ile mesajlaşmasını da Ocak ayında kapanan dosyanın tam tekbir olmasını istiyordu onunla ilgili konuşmamız" şeklinde açıklama yaptı.

'HASTANEDEKİ İLAÇLARI SATIP, 40 BİN LİRA KAZANDIK'

G., "20 yatışa uygun epikriz raporu yazılmasını hatırlamıyorum. F.S. düşük ücretler ödüyordu. F.S., tüm sorumlulara para ödüyordu. Herşeyin bir ücreti vardı; doktora yardım etmek, epikriz raporu yazılması gibi işler. Basamak hastaneler doğru değildi. SGK’dan buna göre para alınıyordu. Önümüzdeki basamakları değiştiriyorduk. Hastanedeki ilaçları da D. ile birlikte satıyorduk. İlaç satışından 40 bin lira para kazandık. Hemşirelerden ilaç aldık. F.S.’nın bilgisi dahilinde aldım. Denetim var diye bir seferinde 24 kutu ilaç verdiler. İlaçları alırken hastanenin haberi vardı. Bu raporu zaten hastane başhekimi ve sahibi görüyor. Bunlar fark edilmeyecek ilaçlar değil; sistemden düştüğünde herkesin haberi olur. Sonuçta hastanenin birdenbire cirosu artıyordu" dedi.