DHA-Çin'de araştırmacılar, 220 bin yıl önce yaşamış bir arkaik insan türü keşfetti. Fosilden yola çıkarak 'Homo juluensi' adını verdikleri bu türün, eski insanlara dair yeni bilgiler sunduğu belirtildi. 

Çin'de yapılan bir keşif, yeni bir arkaik insan türünün ortaya çıkmasına yol açtı. Araştırmacılar, 220 bin yıl önce yaşamış olduğu tahmin edilen ve 'Homo juluensi' adı verilen bu türün fosilini inceledi. 

Doğu Asya'daki Geç Kuvaterner dönemine ait fosiller, bu bölgenin düşündüğünden daha fazla morfolojik çeşitlilik barındırdığını ve birden fazla insan türünün varlığını gösterdiğini ortaya koyuyor. Homo floresiensis, Homo luzonensis, Homo longi ve Homo juluensi bu yeni türler arasında yer alıyor.

ÇİN'DE KEŞFEDİLEN YENİ TÜR

Son yirmi yılda yapılan arkeolojik kazılar ve fosil analizleri, Doğu Asya'daki insan evrimine dair önemli bilgiler sunmaya devam ediyor. Bu süreçte keşfedilen türler arasında Homo floresiensis, Homo luzonensis, Homo longi ve en yeni keşif olan Homo juluensis yer alıyor. Bu yeni tür, Çin'in Xujiayao ve Xuchang bölgelerindeki fosillerden tanımlandı.

HOMO JULUENSIS’İN ÖZELLİKLERİ

Homo juluensis, 220 bin ila 100 bin yıl önce yaşamış ve büyük beyin hacmi ile kalın kemik yapılarıyla dikkat çekiyor. Bu türün fosilleri, farklı hominin türleri arasında genetik alışverişin yaşandığını ve Asya’daki insan evriminde hibridizasyonun önemli bir rol oynadığını ortaya koyuyor.

‘ORTA’DAKİ KARMAŞA OLARAK BİLİNİYOR

Homo sapiens, yaklaşık 300 bin yıl önce evrimleşerek Afrika’dan Avrupa ve Asya'ya yayıldı. Ancak, 700 bin ila 300 bin yıl önce var olan hominin türlerinin sınıflandırılması konusunda hala büyük tartışmalar sürüyor. Bu tartışma, bilim dünyasında “Orta’daki Karmaşa” (The Muddle in the Middle) olarak biliniyor.

BİLİM DÜNYASI HENÜZ KABUL ETMEDİ

Homo juluensis henüz tüm bilim dünyasında kabul görmüş değil. Chris Stringer, bu türün Homo longi ile örtüşebileceğini belirtirken, John Hawks, bu adlandırmanın fosil kayıtlarının sınıflandırılmasına yardımcı olacağını savunuyor. Xiujie Wu ise bu yeni tür adlandırmasının Asya’daki fosil kayıtlarını netleştirdiğini ifade ediyor.