Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Yazık oluyor adalet duygularımıza yazık oluyor; ulusumuza ve ülkemize

Geçtiğimiz cumartesi günü, Sedat Ergin’in Hürriyet’teki köşesinde okudum.


15 Temmuz başarısız darbe girişimi gecesi Edremit 19’uncu Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Nihayet Ünlü’nün durumunu paylaşıyordu okurlarıyla...


Okudukça yüreğim yandı...


Yüreğim yandıkça, “Halkımız böylesine adaletsizlikleri hak edecek nasıl bir suç (Ya da günah) işledi acaba?” diye düşündüm...


Çünkü...




Nihayet Ünlü’nün uğradığı yargı zulmü, Türk Ulusu’nun itibarını yiyordu...


Çünkü...


Nihayet Ünlü’nün uğradığı haksızlık, demokrasimize ve yargı sistemimize olan güvenilirliği çürütüyordu...


Acısını ve zararını ise 83 milyon yurttaşımız çekiyordu...




Sedat iddianameyi her zamanki titizliğiyle okuyor, inceliyor, hukukçulara danışıyor ve şöyle diyordu:


Ünlü’nün aleyhindeki delillerden biri, darbecilerin görevlendirme belgelerinde isminin karşısında ‘Göreve devam’ yazılmış olmasıdır...”.




Başka?..


İddianamede aleyhte deliller arasında ayrıca Ünlü’nün Ziraat Bankası’na bozdurduğu dövizler arasında 3 adet 1’er dolar bulunması da gösterilmiştir (Mahkeme sonradan kararında bu delili mahkûmiyete esas almadığını kaydetmiştir.)...”.




Başka...


Savcılık makamı, iddianamede Ünlü’nün ‘Askeri darbe girişimi içinde yer aldığı, başarısız olacağı kesinleşince, kalkışmadan dönerek kalkışmaya karşı direniyor görüntüsü verdiği KANAATİNE VARILDIĞINI’ belirtmiştir”.




[caption id="attachment_5940275" align="alignnone" width="400"] Tuğgeneral Nihayet Ünlü[/caption]

Bir savcı çıkıyor...


Elinde, Ünlü aleyhine tek bir somut delil olmadığı...


Lehine ise onlarca somut kanıt olduğu halde, “Benim KANAATİME göre suçlu” diyebiliyor...




Ve HSK...


Ve Adalet Bakanlığı...


Ve Cumhurbaşkanlığı Baş Hukuk Müşavirliği, bu yargı zulmü karşısında sadece susuyor...




Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç ise Erdoğan ile Gülen’i barıştırma turlarına başladığına ilişkin iddialar karşısında inkâra bile gerek duymuyor...




Yazık oluyor yargımıza...


Yazık oluyor adalet duygularımıza...


Yazık oluyor; ulusumuza ve ülkemize...




NOT:


Tümgeneral Ünlü’yü yakından tanıyanlar en belirgin özelliğinin Atatürk’e duyduğu hayranlık ve saygı olduğunu söylüyorlar...


Acaba gerçek suçu (!) bu olabilir mi?..



CEZAEVLERİNDEKİ EMİL ZOLA’LARIMIZ...


Halen dünyanın en çok okunan ve bilinen klasik edebiyatçılarından, yazarlarından, hukukçularından biri olan Emile Zola neden hapis yatmıştı biliyorsunuz...


Bilmeyenlere de ben hatırlatayım:




[caption id="attachment_5940278" align="alignnone" width="400"] Emile Zola[/caption]

Yüzbaşı Alfred Dreyfus, zengin bir Fransız ailenin çocuğuydu.


Ailesi Yahudi olduğu için askeri mektebe alınmak istenmemiş ancak...


Çok başarılı olması nedeniyle ırkçı yobazlar bunu başaramamıştı...




Orduda subay olarak göreve başladığı andan itibaren de başarılarıyla pek çok meslektaşı tarafından kıskanılmış, sonunda...


Onu kendilerine gelecekte rakip olarak gören “Yahudi Düşmanı” iki mesai arkadaşının attıkları iftira üzerine “Almanya lehine casusluk yapmak” ile suçlanmıştı...


1894 yılının Ekim ayında tutuklanarak cezaevine konmuştu...




Emile Zola, bu başarılı yüzbaşının masum olduğuna inanmıştı...


Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Felix Faure’e hitaben, “İtham Ediyorum/Suçluyorum” başlığı altında bir açık mektup yayımladı...




Ve...


Hz. İsa’yı çarmıha Yahudilerin gerdiğine inanan din yobazı Fransızlarla, ırkçı Fransızların saldırılarına uğradı.


Kitapları yakıldı...


Vatan hainliği ile suçlandı...


Ve nihayet...


Evinde gazdan zehirlendiği iddiasıyla (!) ölü olarak bulundu...




Bir yazısında şöyle diyordu büyük düşünür ve yazar:


Politika öyle gürültü yapıyor ki kitaplar fark edilmiyor. Mühim değil. Sadece üretmeli...”.


Günümüzde de politikacılar öylesine gürültü yapıyorlar ki...


Kitaplar ve yanı sıra hukuk, yanı sıra adalet fark edilmiyor...



TÜRKLER BU YARGIYI HAK ETMİYOR...


Değerli hukukçular!..


Hukuk, kurunun yanında yaşları yakma kurumu değildir...


Hukuk öyledir ki...


Bir tek yaş yanmasın diye gerektiğinde kuruları yakmaktan bile vazgeçmektir...




Çağdaş hukuk der ki:


Bir tek masumun haksız yere cezalandırılmasındansa bin şüphelinin salıverilmesi tercih edilmelidir...”.




Yargılamalarda adalete güvenin kokuştuğu uluslar, çürümeye mahkûmdur...


Ancak...


Türk Ulusu çürümeyi hak edecek hiçbir suç, hata veya günah işlememiştir...



DİRENECEK VE BAŞARACAĞIZ...


Canlarım...


İnanıyorum ve sizler de inanınız ki...


Türkler...


Fransız ırkçı ve yobazlarının, Fransız halkının boynuna “günah çanı” olarak astıkları...


Her başlarını salladıklarında...


Dreyfus’a ve onu savunan Zola’ya yapılan yargı zulmünü hatırlatan o çanın benzerinin...


Boyunlarına asılmasına izin de fırsat da vermeyecek...




Bu inançla yaşayalım lütfen...


Bu inancı kaybettiğimiz gün yenildiğimiz değil, her şeyimizi kaybettiğimiz gün olacaktır...



BU SORUNUN CEVABI VAR MI?..


Emekli Milletvekili ve Emekli Hava Yarbay, dostum Tevfik Diker’den gelen mesajlardan biri şöyle:


Tüm yaverleri ‘FETÖ’cü’ denilen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, sağ salim kurtulabiliyorsa sebebi nedir?..




[caption id="attachment_5940280" align="alignnone" width="400"] Tevfik Diker[/caption]

15 yıl yaverlik (Emir subaylığı) yaptım...


İsteseydim, yaverlik yaptığım komutanın yemeğine zehir katarak öldürebilirdim...


Kafasına sıkabilirdim...


Her şey elimdeydi...


Çok da kolaydı...



GÜNÜN LAFI...


Haber:


Merkez Bankası, bankalara yatan her 100 doların 22 dolarını almaya başladı...”.




[caption id="attachment_5940281" align="alignnone" width="400"] Durmuş Yılmaz[/caption]

İYİ Parti Milletvekili ve 2009 yılında Euromoney dergisi tarafından “Yılın Merkez Bankası Başkanı”


Seçilen MB eski başkanlarından Durmuş Yılmaz’ın bu habere yorumu şöyle:


Bu gidişle bankalar döviz getirenden komisyon alabilecektir...”.




Mizah amaçlı olarak bile söylense olağanüstü doğru ve uyarıcı bir espri...



LÜTFEN SİZ YORUMLAYIN...


SÖZCÜ’den Başak Kaya’nın haberi:


20 bin asker ve polisimiz, terörle mücadele sırasında sakat kaldı.


Ancak uzuv kayıpları yüzde 40’tan az olduğu için gazi sayılmıyor, maaş alamıyorlar.


CHP’li Mehmet Ali Çelebi, yüzde 40 uzuv kaybı olmadığı için ‘Gazi sayılmayan’ polis ve askerlerin dramını TBMM’ye taşıdı.


Bu durumda 20 bin kahraman var’ dedi, sorunun çözülmesini istedi.”.




Mesela...


Kalbinde mermi olan bir yavrumuz “gazi” olarak kabul edilmiyor...




Canlarım be...


Bu habere benim yerime lütfen yorumu sizler yapar mısınız?..