Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Yasak Elma'da kadınların zaferi mi yoksa postkorona etkisi mi?

Bugün ilk yazım (Bence) manşetlik bir “magazin” haber...

Çünkü...

Çok ilgiyle izlenen bir dizi filmde kadro değişikliği var...



Kaynağım çok güvenilir...

Yani istihbaratın doğruluğundan eminim...

Ancak...

Yine de...

“Rivayet” ekleriyle anlatacağım...



Lütfen kemerlerinizi bağlayın...

Koltuklarınızı dik duruma getirin çünkü uçuşa geçiyoruz...



Türk sineması da sonunda tüm dünyanın uyguladığı “MeToo” kuralına uydu...

Ve...

Yasak Elma isimli dizi film setinde...

Görevli bir kızı tacizle suçlanan Talat Bulut kadrodan çıkarıldı...



“Nasıl yani?” sorularını duyar gibiyim...

Canlarım...

Bir filmin senaristi o filmin tanrısıdır...

İstediğini bin yıl yaşatır...

Dilediğini aniden öldürür...



Dizide de aynen öyle oluyormuş...

Senarist/ler, filmin başrol erkek oyuncularından Talat Bulut’u öldürüyormuş...

Talat Bulut film icabı öldürüldüğüne göre yerine; yaşı ortayı aşmış bir başka başrol oyuncusu gerekmez mi?..

Tabii gerekir...

O da bulunmuş...

Kim mi?..

Sinemamızın ve tiyatro sahnelerimizin ustalarından biri: Erdal Özyağcılar...

[caption id="attachment_6107370" align="alignnone" width="800"] Erdal Özyağcılar[/caption]

Peki...

Nasıl bir rol üstelenecekmiş Erdal Özyağcılar...

Adanalı bir iş adamı olacakmış...



Büyük ihtimalle şive de yapacaktır (Bu benim öngörüm...)...

Ve yine büyük olasılıkla...

Hafif komedi kokan sahneleri, senarist yazmasa bile büyük usta kendi yaratacaktır...



Ne dediniz?..

Sakıp Sabancı şivesiyle mi konuşacakmış?..

Ben öyle bir şey demedim...

Çünkü o konuda bir bilgiye sahip değilim...

BEN YAZSAYDIM SENARYOYU ÖLDÜRMEZDİM


Yasak Elma dizisinin senaryosunu ben yazsaydım...

Bulut’u okyanus aşırı bir ülkeye gitmek zorunda bırakırdım...

Mesela, FETÖ ile bir ilişkisi olduğu ortaya çıkar ve kaçardı Halit Argun (Talat Bulut)...



Neden öyle yapardım?..

Dünya hali bu...

Bakarsınız Bulut aklanır...

Belki masumdur...

Ve...

Senaryo icabı geri döner...

Kaldığı yerden devam eder/di...

TAZİYE BOYKOTU YAPAR MI?..


Yunanistan ve Fransa, deprem nedeniyle destek veren, taziye mesajı yayınlayan ilk iki ülke...



Reis bakalım ne yapacak?..

“Alsınlar desteklerini ve taziyelerini başlarına çaksınlar” deyip...

Destek ve taziye boykotu uygular mı, mesela...

BİLİYORUM, YEMEDİNİZ...


İncilay da zaten Talat Bulut’un bir kızı taciz ettiği iddialarından sonra diziden kopmuştu...

Erdal Özyağcılar kadroya katıldıktan sonra, evimizde pazartesi geceleri izlenecek dizi belli oldu...

Ben sadece ara sıra odamdan çıktığımda, konuşmalara kulak misafiri olarak neler olup bittiğini anlamaya çalışacağım...



Bu bölümü neden mi yazdım?..

Söyleyeyim:

Dizi film değil sürekli belgesel izlerim de...

Onu ima etmek istedim yani...



Biliyorum... Yemediniz...

DÜNYA EKONOMİ TARİHİNDE GÖRÜLEN O Kİ...


İyi ki SÖZCÜ var...

Çünkü...

Merkez Bankası’nın iki sırrını daha öğrendik SÖZCÜ’den...

Birinci sır: Merkez Bankası eylülde 45.5 tonluk altın satmış...

İkinci sır: MB, 2017 yılının haziran ayına kadar altın stokunu 100 tonda sabitlemiş...

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş yapıldıktan sonra ise MB sürekli altın satın almış...

Son üç yılda...

Yani...

Erdoğan – Bahçeli ortaklığından sonra MB altın rezervi, 550 ton artmış...



Bu ne demek mi?..

Söyleyeyim...

Bir ülkede iktidar eğer, rezerv paradan kaçıyor...

Altın stokluyorsa...

Bilin ki...

İktidar savaş hazırlığı içindedir...



Çünkü...

Dünya ekonomi tarihinde görülen o ki...

Savaş çıkaran ülkeler, savaş öncesi altın stoklarını yükseltmişlerdir.

Zira...

Savaş sürecinde en kıymetli satın alma aracı ve garanti (Teminat), altındır.

BENİ ASIL ENDİŞELENDİREN ALTIN STOKU...


Hitler’in orduları, Avusturya’yı işgal amacıyla harekete geçince...

Öncelikle Viyana’daki Avusturya Merkez Bankası’na girdiler.

Ve...

Avusturya’nın altın stoklarına el koydular...



Yani...

Beni satılan 45 ton altından daha çok...

Son üç yılda artan 550 ton altın stoku endişelendiriyor...

Bir de Erdoğan’ın sürekli gerginlik yaratan politikaları...


O YIKILAN BİNALARDAN DA MI AKP SORUMLU YANİ?..


En çok hasar Bayraklı’da...

Haberlerde gördünüz mü?..

Bayraklı’da yıkılan bir binanın arkasında yeni ve ayakta kalan binalar vardı...

Belli ki onlar deprem yönetmeliğine göre yapılmış...

*

Yıkılan binanın yaşını bilmiyorum...

Mutlaka deprem yönetmeliğinden önce yapılmıştır...

Eğer yönetmelikten sonra yapılmışsa...

Müteahhidi hemen tutuklanmalı...



Ve bu arada unutmadan...

Umarım müzmin muhalifler o yıkılan binadan da AKP ve Erdoğan sorumlu tutmaz...

O bina, AKP iktidarından önceki kafanın mahsulü olmalı...

Zira...

Türk siyasetçisi yerel ya da ulusal; hep ihmalci, hep partizan oldu...

KİM BU UĞURSUZ (!) ACABA?..


17 Ağustos 1999 depremini hatırlayanlar vardır...

Bugün iktidar olan zihniyet, deprem tarihine “Gölcük Depremi” olarak geçen o felaketi...

Seküler yaşayan, laik sistemden taviz vermeyen yurttaşlarımıza ve hükümet ortaklarının uğursuzluğuna bağlamış: “Allah belalarını verdi” şeklinde açıklamalar yapmışlardı...”



Son 4 yıldır öyle belalar yaşadık ki ulusça...

17 Ağustos depremi, son dört senede gelen belaların yanında gazoz kaldı...

Ve...

17 Ağustos 1999 depreminde iktidar ortaklarından hangisinin “uğursuz” olabileceğini de gösterdi...