Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Yasadışı dünyada ahlâklı olmayanalar her zaman temiz ahlâklı ama çaresizleri tercih eder...

Cuma gecesi sevgilime eşlik edip Babil dizini izledim...

Çocukluktan itibaren adeta kanka gibi büyüyen iki arkadaş...

Biri cahil, eğitimsiz, sokak çocuğu ama...

Uyanık...

Her kalıba girebiliyor...

Amacına ulaşmak için her türlü aracı kullanabilecek kadar yasa dışı bir tip...



Diğeri ise eğitimli bir iktisat profesörü...

Hem yasalara uymayı, insan haklarını ihlal etmemeyi ve...

Hem de...

Sevmeyi bilen bir aydın...



Filmin bir sahnesinde bu iki arkadaş; bir çete reisinin yanında kirli bir işi yapmak için aday oluyorlar...

Eğitimsiz olan için “çaresizlik” diye bir şey yok çünkü...

Hiçbir şeyi sorun etmiyor...

Yüzüne tükürülse “Ya rabbi şükür” diyebilecek kadar oportünist ve kıvrak...

İlkesiz...

Hedefi yok...



Profesör için ise hem ilkeli olmak şart...

Hem de ne kadar kirli olursa olsun o işi yapmak zorunda olacak kadar çaresiz...

Çünkü...

Çocuğunun tedavisi için çok para lâzım...

Ve işin garibi...

İyi eğitim almış Profesör işi neden kendisine vermesi gerektiğini anlatırken, karşısında duygusuz bir suç makinesi olduğunun farkında değil...



Filmi izlerken karıma dedim ki:

“Mafya işi profesöre verecek...”

“Neden?” diye sordu o sahneyi durdurarak...

“Çünkü” dedim... “Çaresiz biri her şeyi yapar... Aşmak zorunda olduğu bir sorunu bulunmayan birini yönetmek ve ona her şeyi yaptırmak ise çok zordur...”.



Bakalım ne olacak?..

Mafya işi “çaresizim” diye adeta yalvaran ve her şeye rağmen bir kere de olsa yasa dışı işler yapmayı göze alana mı verecek?..

Yoksa...

Hiçbir şeyi umursamazmış gibi davranan diğerine mi?..

REZA ZARRAB USULÜ PAY DAĞITIMI?...


Türkiye yine ve yeni bir ihale yolsuzluğuyla çalkalanırken hem siyaset hem medya o kadar boş konuları tartışıyorlar ki...

Bu arada jeti alan Alaska’yı bile geçiyor...

[caption id="attachment_6085955" align="alignnone" width="1200"] Zarrab[/caption]

İhale kanunları, ihaleden sonra değiştiriliyor.

Önce beşli çeteye davetiye gönderiyor...

Dördü ihaleyi almamak için veriyor teklifi...

Beşinci ile pazarlığa oturuluyor...



Kapalı kapılar ardında yapılıyor pazarlık...

İçeride ne döndüğünü kimse bilmiyor...

Yani...

Ne kadarı maliyet?..

Ne kadarı müteahhit kârı?..

Ne kadarı Reza Zarrap usulü pay dağıtımı?...

BU ÜÇÜ YOKSA MAFİA VARDIR...


Yasa dışı dünyada üç şey olmaz...

Duygu...

Yasalara saygı...

Ahlak...



Ancak çok ilginçtir...

O dünyada babalar işlerini gördürmek için “temiz ahlâklı ama çaresizleri” tercih ederler...

ALLAH ENCAMIMIZI HAYREYLESİN...


Medyada, yolsuzlukları haber yapanlar...

Yapılan yolsuzlukları anlatan haberi yayımlayanlar ve...

Yolsuzlukları yapanları eleştirenler...

Savcılıklara çağrılıp sorguya çekiliyor...

Ya iftira...

Ya da hakaret davasında şüpheli olarak gösteriliyoruz...

[caption id="attachment_6085961" align="alignnone" width="1200"] Erbakan[/caption]

Bu arada ülke ellerimizin arasından kayıyor...

11 milyon emekli açlık sınırında maaş alıyor...

1 dolar olmuş (Neredeyse) 8.000.000 (8) lira...

Enflasyon ve faiz oranları 2003 ile aynı...

İşsiz sayısı İŞKUR’un ve TÜİK’in bildirdiğinin neredeyse iki katı ama...

Yine de medyanın büyük bölümü bunları halka anlatıp, ahlâklı gazetecilik yapacağına...

Milletle eğleniyor...



Rahmetli Erbakan’ın dediği gibi:

“Allah encamımızı hayreylesin...”.

Amin...

BENİM ANLATTIĞIM OLAY 2004 YILINDA VE...


15 yıl önce yayımlanan romanlarımdan birinde şöyle bir olay geçiyordu...



Sadi-i Şirazi’nin “Hükümdar göz yummazsa eşkıya kervan basamaz” sözünü hatırlatan roman kahramanı, ülkenin birinde devlet başkanının nasıl para kazandığını anlatıyordu...

Ve model şuydu...



Bir kamu kurumu devasa bir ihaleye çıkıyordu...

İhale, başkana en çok payı verecek olan zavallı, çok parası olmayan, gözü kara ama ağzı sıkı bir genç iş adamına veriliyordu...



İhaleye...

Sözleşmeden cayan tarafın karşı tarafa ihale bedelinin yüzde onu kadar tazminat ödeyeceği şartı konuyordu...

Ve...

Sözleşmeden cayan taraf her seferinde Kamu kurumu oluyordu...



Yani...

Başkan’ın adamı (Tabii ki bunu sadece başkan ve pay verdiği üst düzey birkaç bürokrat biliyordu) ihale bedelinin yüzde onu tutarındaki tazminatı, hiç mahkemeye bile gitmeden...

Sadece noterden çektiği bir ihtarnameyle cebe (Tabii ki banka hesabına) indiriyordu...



Ama benim anlattığım olay 2004 yılında ve...

Bilinmeyen bir ülkede geçiyordu...

Bu ihalede durum öyle olmayabilir...

ALACAĞI AVANTA DUDAK UÇUKLATIR...


Fıkra bu ya...

Trump, giderayak Beyaz Saray’ı komple boya badana yaptırmak için davet usulüyle ihale açmış...

Bir Çinli, Bir Alman ve bir de beşli çetenin; milletin anasının rahmine açılan pencereyi çok sık tokatlamasıyla övünen müteahhit fiyat teklifi vermiş...

Çinli müteahhit, 3 milyon dolar teklif etmiş...

Alman müteahhit 7 milyon...

Beşli çetenin koyucusu 10 milyon dolar...

Trump bu farklı fiyatlar karşısında önce Çinli müteahhidi çağırıp sormuş:

[caption id="attachment_6085963" align="alignnone" width="1200"] Trump[/caption]

“Neden 3 milyon dolar?..”

“Sir” diye başlamış Çinli ve devam etmiş... “1 milyon dolar malzeme masrafı, 1 milyon dolar emekçilerimize ödeyeceğiz, 1 milyon dolar da bize kalacak...”.

Çinliden sonra Alman müteahhidi çağırtmış Trump...

Ona da “neden 7 milyon dolar?” diye sormuş...

“2 milyon doları malzeme için” demiş Alman... “3 milyon doları emekçilerimize, 2 milyon da bizim kazancımız olacak...”.

Onu da gönderdikten sonra beşli çetenin elebaşı olan müteahhidi çağırtmış...

“Neden 10 milyon dolar?..”.

Bizimki, her kazandığı ihale sonrasında olduğu gibi gülmüş...

“Dan” demiş Başkanın adını kısaltarak... “4 milyon dolar sana vericem...”.

Trump şaşırmış ama hoşuna da gitmiş olmalı ki şakrak bir kahkaha atmış...

“E...” demiş...

Bizimki devam etmiş:

“3 milyon dolarını ben alıcam... 3 milyon dolarını da Çinlilere verip işi onlara yaptırıcam...”.