“En masum kişiyi bul, suçla ve cezalandır ki herkes korksun.”…
★
SÖZCÜ davası işte o davadır…
FETÖ’cülükle suçlanabilecek en masum medya patronajını, gazetecileri ve yazarları bulup onları cezalandırarak, diğer masumlara gözdağı verme cezasıdır…
★
Çünkü…
Bir kamuoyu araştırma şirketi halka gidip:
“Bu topraklarda en müzmin ve samimi FETÖ karşıtı yazarları sayın” diye sorsa…
Yüz kişiden yüzü de “Çölaşan ve Doğru” diye başlar…
★
Yani…
Nasıl olmuşsa olmuş ve halen yakalanmamış eski cemaatçiler bile Çölaşan’la Doğru’nun kendilerine nasıl da karşı durduklarını bilir ve kabul ederler…
Ama…
Savcı ve yargıçlar işte bu gerçeği bir türlü kabullenemediler…
Ya da…
Yüce patron tarafından sürgün edilmek korkusu, hukuka olan saygılarından daha fazlaydı…
★
Kısacası, canlarım benim…
Yargı reform paketinden “yargı deformasyonu” çıktı…
Muktedir ve Yargı el ele verdi ve genç Adalet Bakanı’nı bütün dünyaya “mahcup” etti…
Kim bilir?..
Bunu belki de kasten yaptılar…
Bakanı istifa ettirmek için…
★
Bakan istifa eder mi bilmem…
Ama bu yürütme bu kafayla dünyaya rezil olmaya devam eder…
Ne yargıda reform olur…
Ne ekonomide akıl girer devreye…
Ya ne olur?..
Ekonomik kriz ve ulusal rezalet çıkar zirveye…
AAAAA CAMBAZA BAK!.
Tam da ABD Kongre’de yasalaşan ve Trump’ın da onayladığı Erdoğan’ın mal varlığı v.s. gibi yaptırımlar tartışılacakken başladılar Kanal İstanbul’u tartışmaya...
Bir de Kalkavan ailesine ait bir gemi bindirmesin mi sahile (Yalıya değil, beton kıyıya)…
★
Asgari ücretin açıklandığı gün; fabrikası, işçisi ve üreticisi olmayan yerli ve milli otomobili görücüye çıkardılar…
Cumhurbaşkanı test sürüşü yapacaktı ama…
Hava yağmurluydu…
“Otomobil erir” diye mi korktular ne…
Test sürüş yerine simülatör kullanıldı...
★
Yeni yılın ilk günlerinde memur ve emeklilerin zamlı maaşları açıklanacak…
Tabii ki köpek maması fiyatı kadar bile zam yapılmayacak…
Ama aynı gün…
RTE 1954/4 yerli ve milli uçak tanıtımı yapılırsa hiç şaşırmayacağım…
YALAN OLMAZSA
Neymiş efendim?..
“Hakikat sonrası” çağında yaşıyormuşuz?..
Neymiş efendim?..
Facebook, youtube, twitter ve instagram gibi sosyal medya platformları yalanı kalıcı kılıyormuş…
★
Yok ya?..
Asurlular döneminde sosyal medya mı vardı?..
Hz. Musa’nın başından geçenleri ve başına gelenleri sosyal medya mı taşıdı bugüne kadar?..
★
Ve daha neler neler…
Yani canlarım benim…
Siyasi yalanın adını “hakikat sonrası çağı” koydular…
★
Yahu yalan yalandır ve insanlığın tarihi kadar eskidir…
Siyaset de yalan üzerine kurulan bir iktidar felsefesidir…
Bu kadar basit…
Unutmayın…
Yalan olmazsa siyasetçi de olmaz…
★
Bu arada unutmadan…
Doğru haber de yok değil…
Meselâ bakın Hürriyet web manşet haberinde ne diyor…
“Bizim yerli otomobiller TESLA’yı çok korkuttu”…
★
Yalan değil…
Yalan olur mu?..
GÜNAHA GİRMEMEK İÇİN…
Nasrettin Hoca yağmurlu bir günde evinin penceresinde oturmuş gelen geçeni izliyordu…
Bir adam koşarak geçti pencerenin önünde…
Hoca camı açıp bağırdı:
“Ne kaçıyorsun komşu?.. Şeker misin ki eriyesin”…
Birkaç gün sonra yine yağmur ve fakat bu defa Hoca Nasrettin koşuyordu ıslanmamak için…
Önceki yağmurda “şeker misin eriyeceksin?” diye azarladığı komşu açıyor bu sefer evinin camını…
Hocayı aynı şekilde azarlıyor…
Hoca bir yandan koşarken diğer yandan cevap yetiştiriyor:
“Erimekten korkmuyorum… Allah’ın mübarek yağmurunu daha fazla çiğnememek için kaçıyorum”…
★
Sanırım AKP Genel Başkanı da Allah’ın yağmurunu daha fazla çiğneyip de muazzep etmemek için kullanmamıştır otomobili…