Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Ya Demirel’in cesareti, Özal’ın muhteşem zekâsı olmasaydı...

Bugün hem ekonomi ve hem de özgür düşünce konusunda tarihi bir gün...

Ekonomi konusunda tarihi bir gün çünkü...

Tarihimizin en önemli IMF sözleşmelerinden birinin uygulamaya konulduğu gün:

24 Ocak (1980).



Emin Çölaşan “24 Ocak Bir Dönemin Perde Arkası” isimli kitabında o günleri en ince detayına kadar anlatıyor...

Liberal demokrat bir iktisatçı olarak, Çölaşan’ın kitabını bir solukta okumuştum...

Belki de...

Sisteme eleştiri amacıyla yazılmış olabilme ihtimaline rağmen:

Olumlu etkilenmiştim...





Özal’ı hep sevdim, saydım...

Son 20 yıldır ise...

Daha çok seviyor...

Daha çok sayıyorum...

Ama...



Rahmetliye olan sevgim ve saygım:

Onu hiç eleştirmediğim anlamına gelmez...

(Bana göre) Yanlışları da olan bir politikacıydı...

Ancak...

Yanlışları ekonomi yönetiminden daha ziyade:

Politikti...



Meselâ...

Siyasi yasakları Meclis’te kaldırmak yerine referanduma götürmesi:

Çok büyük hataydı...

Bir diğer politika hatası ise:

Parlamenter sistemde başbakanlığı bırakıp, cumhurbaşkanlığı köşküne çıkmasıydı...



Eğer o iki hatayı yapmasaydı...

En azından 1991’de erken seçim olmaz...

Hatta...

Bir sonraki seçimi bile ANAP kazanabilirdi...



Neyse...

Kimilerine göre çok kötü ve hatta kara bir gün olsa da...

24 Ocak kararları...

Benim baktığım pencereden:

O günün şartlarının:

“Olmazsa olmaz” kararları olarak görülüyor...



Ve...

Süleyman Demirel’in...

Hem de azınlık hükümetiyle...

Ve...

Siyasi güvenilmezliği herkes tarafından bilinen Erbakan’ın...

(Koalisyon ortağı olmadan) Desteğiyle aldığı o kararları:

Cesaretle yürürlüğe koyması...

Merhumun devlet adamı hasletlerinin...

Ne kadar yüksek olduğunun kanıtı...



Hele son 10 yıla bakıldığında...

Demirel’in devlet insanlığına hayran kalmamak mümkün değil...



Hem Demirel’in ve hem de Özal’ın haklarının neden ödenemeyeceğini (Sanırım):

Milyonlarca yurttaşımız bugün:

Daha iyi anlıyordur...

TEMİZ AHLÂKIN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ GÜN...


Bugün:

Dürüst...

Temiz ahlâklı...

Yurtsever bir Atatürk sevdalısı:

Araştırmacı-Gazeteci Uğur Mumcu’nun...

Hırsız-emniyet-devlet ortaklığında:

Öldürüldüğü gün...

[caption id="attachment_324255" align="alignnone" width="600"] Mumcu[/caption]



Bugün:

Sivil faşizmin:

Özgür düşünceden intikam aldığı gün...



Ve canlarım...

Cinayet sanıkları...

Kamudan (Ya da sandıktan) aldıkları güçle...

Bu cinayeti...

29 yıldır halktan gizleme becerisini(!) gösterdiler ya...

O acı gerçek ise...

Bir başka: Yürek yarası...

ANAMI ÖPEN KADI...


Adalet Bakanı, Sedef Kabaş henüz gözaltındayken şu açıklamayı yaptı...

“Bu hadsiz ve hukuksuz ifadeler, milletin vicdanında ve adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacaktır...”.



Ve...

Sedef...

İfadesi alındıktan sonra hapse atıldı...





Ama...

Bakan’ın bu cümlenin içinde “Sedef Kabaş” adı geçmiyor...

Neden?..

Çünkü...

Bakan Bey, Kabaş’ın adını geçirerek kursaydı bu cümleyi...

Anayasa’nın 138. Maddesine göre anayasa suçu işlemiş olurdu...



138. Maddenin 2. ve 3. paragrafları şöyle:

- Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.

- Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.



Bakan eğer isim vermeden mahkemelere:

“Sedef Kabaş’ı tutuklayın” talimatı vermişse...

İşlediği suç...

Sedef’e yüklenen suçtan çok daha ağır...



Ama gidin sorun Bakan’a:

“Ben isim vermedim, genel konuştum” diyecektir...

Oysa Sedef de isim vermedi...

Sadece bir atasözünü söyledi...



Memleketin hali bu...

Yani...

Anamı öpen Kadı...

Kime şikâyet edem Dadı?..

UMURUNDA BİLE DEĞİL...


Erdoğan’ın ekonomiyi bilmediği halde...

Bildiğini zannetmesi...

Ve...

Seçim kazanmayı...

Ulusun ve ülkenin geleceğine tercih etme huyu:

Ülkemizin, ekonomi ve dış ilişkilerde yaşadığı tehlikelerin temel sebebidir.

[caption id="attachment_324250" align="alignnone" width="600"] Erdoğan[/caption]



Yani:

Erdoğan’ın ekonomi bilmediğini bilmemesi:

Sebep:



Ekonomik kriz...

Ve...

Dış ilişkiler felâketi:

Neticedir...



Bu nedenledir ki...

Ekonomi batmış...

Halk sefalete düşmüş...

Ama...



Bunlar Erdoğan’ın:

Umurunda bile değil...

BU FİKRİMİ DE KOMİK BULABİLİRSİNİZ AMA...


Mevduat sahiplerinin kaybını Hazine’den karşılamayı göze almış...

Döviz mevduat hesaplarında çözülmeyi hedeflemiş bir ekonomi yönetiminin:

“KKMH’nı hiç açıklamadan ve doğrudan, ‘enflasyon korumalı mevduat’ hesabına geçiş yapması daha mı doğru olurdu acaba?” diye düşünmüyor değilim...



O zaman belki:

Kısa vadede istikrarı sağlanmasa...

Önce ufak çaplı sarsıntılar yaşansa da...

Çok kısa bir zamanda...

Olumlu sonuçları görüldüğünde:

Toparlanma olabilirdi; belki de...



Çünkü...

Ve bana göre:

KKMH pansuman yapmak ise...



Faizleri ve kuru baskılayarak değil de...

Enflasyona endeksli mevduat hesabı yöntemiyle...

Tedavi daha kısa vadede olurdu; sanki...



Bu fikrimi de “komik” bulacak...

Beni, Necmettin Batırel ile özdeşleştirecek olanlar...

İnanın:

Bu önerim:

“Faiz sebep, enflasyon neticedir” kuramından çok daha az zararlıdır...

İŞİNİ BİLMEYEN ÇAVUŞLAR...


Merkez ve kamu bankaları bir yelerden borç ya da takasla döviz bulup satarsa...

Önünde sonunda:

Moratoryuma gidilecek...



Neydi o hani...

İki uçlu bir değnek vardı...

Ve bir de:

İşini bilmeyen çavuşlar...



Eğer bir ülkeyi ya da şirketi yönetenler...

Kendilerine sadakati ve itaati:

Liyakate tercih ederlerse...

Ortalık:

İki uçlu değnek ve...

İşini bilmeyen çavuşlarla dolar...

ALKIŞLAR BEREN İÇİN...


Sanatçı Beren Saat, Instagram hesabından yaptığı paylaşımda şunları yazdı:

Hatırla Sevgili dizisinde oynadığımızda hepimiz çok gençtik ve o dizide Recep Tayyip adlı genç iyi şiir okumasıyla öne çıkan bölümlük karakterdi hikâyemizde.

Ben siyaset kadar edebiyat sevdalısı olduğunu düşünürdüm bugüne kadar.

Canımız Sezen Aksu’yu susturmanın hepimizin ezbere eşlik edeceği yüzlerce şarkısını, sonraki kuşaklara aktarmamıza engel olamayacağını çok iyi bildiğini tahmin ediyorum. Seni seviyoruz Sezen...”.

[caption id="attachment_324251" align="alignnone" width="600"] Saat[/caption]



Sanatçı duyarlığı işte bu...

Bir de eğlence dünyası ünlüsü olmaktan başka hiçbir meziyetleri olmayan...

Ama...

Saray medyasından...

Kendilerinden:

“Sanatçı” diye söz edilmesini isteyen soytarılara bakın...



Ne Sezen’e destek var...

Ne de...

Hatırlattığı bir atasözü nedeniyle hapse konulan Sedef Kabaş’a yapılan yargı zulmüne bir itiraz...



Alkışlarım, Beren Saat için...

DÜNÜN TİVİTİ...


Mustafa İslamoğlu

@mustafaislamogl

Trollük kadim bir zenaat 3. Mehmet iktidara geldiği gün bebek-çocuk demeden 19 kardeşini boğduruyor.

Tarihçi-Kadı Bostanzade Yahya şöyle yazıyor:

“Mübarek padişahımız öyle merhametliydi ki, tahta çıkar çıkmaz 19 karındaşını cennet kayığına bindirdi.”