Korkusuz

Veli Ağbaba: Evi ve işyeri yıkılan hiç kimseden 1 TL almayacağız

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, deprem bölgelerinde esnafın desteklenmesi gerektiğini belirterek, "Eğer şehir merkezlerinin, şehirlerin tekrar ayağa kalmasını istiyorsak mutlaka esnafa destek vermek zorundayız. Yoksa esnafın olmadığı o şehirler yok olacak. Esnafa mutlaka ya hibe verilmeli ya da uzun vadeli, faizsiz kredi verilmelidir. Şu anda birçok şehir merkezi yok olmuş durumda. Bir an önce esnaf kepenk açmalı ki diğer illere göç edenler de illerine dönebilsinler" dedi. İktidara gelmeleri halinde yıkılan ev ve iş yerlerini depremzedelerden hiç para almadan yeniden yapacaklarını söyleyen Ağbaba, “Evi yıkılan, iş yeri yıkılan hiç kimseden 1 TL almayacağız ve kış gelmeden bu konutları teslim etmiş olacağız" diye konuştu.

Veli Ağbaba: Evi ve işyeri yıkılan hiç kimseden 1 TL almayacağız
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, deprem bölgelerinde esnafın desteklenmesi gerektiğini belirterek, "Eğer şehir merkezlerinin, şehirlerin tekrar ayağa kalmasını istiyorsak mutlaka esnafa destek vermek zorundayız. Yoksa esnafın olmadığı o şehirler yok olacak. Esnafa mutlaka ya hibe verilmeli ya da uzun vadeli, faizsiz kredi verilmelidir. Şu anda birçok şehir merkezi yok olmuş durumda. Bir an önce esnaf kepenk açmalı ki diğer illere göç edenler de illerine dönebilsinler" dedi. İktidara gelmeleri halinde yıkılan ev ve iş yerlerini depremzedelerden hiç para almadan yeniden yapacaklarını söyleyen Ağbaba, “Evi yıkılan, iş yeri yıkılan hiç kimseden 1 TL almayacağız ve kış gelmeden bu konutları teslim etmiş olacağız" diye konuştu.

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, bugün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, deprem bölgesinde yaşanan sorunlara dikkat çekti. Malatya'da can kaybının düşük, ancak yıkımın büyük olduğunu söyleyen Ağbaba, "AFAD, maalesef kendi afete uğramış durumda. AFAD’ın depremde ne hale geldiğini gördük. AFAD diye bir kurum yok. Malatya ili raporu yayınlıyor, diyor ki ‘Enkazdan az etkilenen illerden Malatya’. Allah, AFAD’a göz de vicdan da vermemiş" dedi.

Türkiye Kızılay Derneği’nin Türkiye'deki tek konteyner üretim tesisinin Malatya'da olduğunu ifade eden Ağbaba, "580 dönüm üzerinde kurulan bir alanda Kızılay, konteyner üretimi yapıyor mu? Yapmıyor. Maalesef günlük 20 konteyner yapıyor. Malatya, devlet kurumlarının bize nasıl yerle bir olduğunu, nasıl yıkıldığını, nasıl liyakatsizlikle kurumların yok edildiğini göstermiş oldu" diye konuştu.

Veli Ağbaba’nın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“ŞEHİR MERKEZİNİN KOMPLE YIKILDIĞINI SÖYLEMEK MÜMKÜN: Malatyalıların durumunu sizlere aktarmak istiyorum. Malatya’nın deprem ile ilgili uğramış olduğu yıkımı kamuoyunun çok bilmediğini düşünüyoruz. Malatyalılar da aynı şekilde düşünüyor. Bizde ölü sayısı az, ancak şehir merkezinin komple yıkıldığını söylemek mümkün. Her üç konuttan biri yıkılmış durumda. Özellikle ticaret hayatının yoğun olduğu İnönü Kapalı Çarşısı, İsmet Paşa Heykeli’nin karşısı dediğimiz bölge, Malatya’nın simgesi olan Yeni Cami ve çevresi, Akpınar, eski Halep Caddesi, Şile Pazarı, Kasap Pazarı, Bakırcı Pazarı, Turgut Temelli Caddesi, Tevfik Temelli Caddesi, İnönü Caddesi, Fuzuli Caddesi, Çavuşoğlu Mahallesi gibi merkezlerimiz yerle bir olmuş durumda.

AFAD, MAALESEF KENDİ AFETE UĞRAMIŞ DURUMDA: Burada, iş yaşamının yoğun olduğu, yani Kışla bölgesinden başlayıp Niyazi Mısır Caddesi’ne kadar devam eden bölge yerle bir olmuş durumda. Kamuoyuna yansımıyor. Ayrıca Doğanşehir ilçemiz yok olmuş durumda. Adeta enkaz yığını. Doğanşehir ilçemizin Polat beldesi, Erkenek, Kurucuova yok olmuş durumda. Doğanşehir’in birçok köyünde hem can kaybı hem hayvan kaybı yüksek. Yine Akçadağ ilçemizin Ören beldesi yok olmuş durumda. Malatya, adeta enkaz durumunda. Malatya’nın bu durumunu tüm kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Maalesef bu çok gündeme gelmiyor. Sebebi; AFAD denen bir kurum var. AFAD, maalesef kendi afete uğramış durumda. AFAD’ın depremde ne hale geldiğini gördük. AFAD diye bir kurum yok. Malatya ili raporu yayınlıyor, diyor ki ‘Enkazdan az etkilenen illerden Malatya…’ Allah, AFAD’a göz de vicdan da vermemiş.

KIZILAY’IN TÜRKİYE’DE EN BÜYÜK VE TEK KONTEYNER ÜRETİM MERKEZİ MALATYA’DA: Devletin nasıl yönetildiğini bu deprem bize gösterdi. 155 yıllık koca Kızılay’ın nasıl yok olduğunu, süreç içerisinde nasıl liyakatsizlikle yok edildiğini gördük: Çadır satan bir Kızılay, çadır temin edemeyen bir Kızılay. Ayrıca kamuoyu bilmeyebilir, Kızılay’ın Türkiye’de en büyük ve tek konteyner üretim merkezi Malatya’da. 580 dönüm üzerinde kurulan bir alanda Kızılay, konteyner üretimi yapıyor mu? Yapmıyor. Maalesef günlük 20 konteyner yapıyor. Malatya, devlet kurumlarının bize nasıl yerle bir olduğunu, nasıl yıkıldığını, nasıl liyakatsizlikle kurumların yok edildiğini göstermiş oldu.

ENKAZLARDA BİLE BULUNAMAYAN BİNLERCE YURTTAŞIMIZ VAR: Tek adam sistemi sınıfta kaldı. Ne yapıyor beyefendi? Muhalefet liderlerini tehdit, hakaret ediyor. Bu işin de bu duruma gelmesinin nedeni, muhalefet liderlerini tehdit eden anlayıştır. Açıklanan rakamlar 50 bin. Bunun gerçekçi olmadığını hep beraber biliyoruz. Enkazlarda bile bulunmayan binlerce yurttaşımız var.

UMUT YOK OLMUŞ DURUMDA: Maalesef evi, iş yeri, ailesi yok olmuş, şehri yok olmuş insanların, bir de gelecek belirsizliği nedeniyle ümitsizlik sarmalına düşmüş bir durumla karşı karşıyayız. Yarının, bir ay sonrasının ne olacağını bilemeyen depremzedelerle karşı karşıyayız. Umut yok olmuş durumda. Maalesef bu siyasetten, ülkeyi yöneten insanlardan umudunu kesmiş durumdalar.

HARAKİRİ YAPMALARINI ZATEN BEKLEMİYORUZ AMA BİR İSTİFA BU MEMLEKETE ÇOK GÖRÜLDÜ: Deprem, bizim bölgemizin gerçeği. Bilimi dinlemeyenler, mühendisleri yok sayanların geldiğin nokta bu. Meclis’te meslek örgütlerinin yetkisini kısanlar sayesinde ülkenin geldiği durum belli. Maalesef biz, Japonya’daki gibi, ülkeyi yönetenlerin onurlu davranacağını zaten düşünmüyoruz. Harakiri yapmalarını zaten beklemiyoruz ama bir istifa bu memlekete çok görüldü.

4 KAT VERİLECEK BİNALARA 12 KAT VERENLER, TARIM ARAZİLERİNİ İMARA AÇANLAR DA SORUMLUDUR: Bu yıkımın sorumlusu sadece müteahhitler, mühendisler, teknik kadro, kolon kesen, yapı denetim değil. Bu yıkımın en önemli sorumluları görmezden geliniyor. Yerel yönetimler. O kat yüksekliğini verenler, 4 kat verilecek binalara 12 kat verenler, tarım arazilerini imara açanlar da sorumludur.

DEPREM BÖLGESİNDE YAŞADIKLARIMI NE YÜREK NE VİCDAN KALDIRIR: Su, çadır, konteyner sıkıntısı var. Hayvan çadırı, yem, gıda sıkıntısı var. Maalesef ülkeyi yönetenler, bunu izlemekle, muhalefet liderlerine laf yetiştirmekle uğraşıyorlar. Büyük bir sorumsuzlukla karşı karşıyayız. Rant diyorlar, başka bir şey demiyorlar. Deprem bölgesinde temel atılan yerlere maalesef jeolojik bir sondaj, etüt yapmıyorlar. Sondaj yapmadan deprem bölgesinde binalar yükselmeye devam ediyor. Bu depremde çok sayıda insan hayatını kaybetti. Allah’tan rahmet diliyoruz tekrardan. Deprem bölgesinde yaşadıklarımı ne yürek ne vicdan kaldırır. Sorunlar devam ediyor.

GEÇEN YIL 327 TL’YE YAPILAN DASK POLİÇESİ, AYNI EV İÇİN BU SENE 655 TL’YE ÇIKMIŞ: Zorunlu DASK’ta, 10 ildeki ortalamaya bakın arkadaşlar. Kahramanmaraş’ta 53, Hatay’da 40, Osmaniye’de 42, Kilis’te 59, Diyarbakır’da 33, Malatya’da yüzde 52, Adıyaman’da 44. Sadece deprem bölgesindeki DASK yaptıranların oranı yüzde 49. Bu ne demek? Her iki evden birisi sigortasız. Her iki evden birisi DASK’ın sağlamış olduğu olanaktan faydalanamayacak. Geçen yıl 327 TL’ye yapılan DASK poliçesi, aynı ev için bu sene 655 TL’ye çıkmış. İki katı.

EN DÜŞÜK EVİN MALİYETİ 2 MİLYON TL OLACAK: TOKİ’nin ihale yapmış olduğu bir liste var elimizde. Bu listede en düşük konutun 1 milyon 300 TL olduğunu görüyoruz. Bu konut fiyatları 2 milyon TL’ye kadar çıkıyor. Peki bu fiyatları bir değerlenmek lazım. Burada arsa payı yok. Hazine ve meraya yapılıyor bu konutlar. Fiyat farkları yok. Ona rağmen en düşük evin maliyeti 2 milyon TL olacak. Bu 2 milyon gerçeğini görelim. Devletin DASK yaptıranlara vermiş olduğu para, sadece 100 metrekareye 300 bin TL. Bu verilen parayla mutfak dolabını yaptıramazsın. Banyoyu, balkonu yaptıramazsın. Bu zararın da mutlaka karşılanması gerekiyor.

BEKLENTİMİZ, HİÇ OLMAZSA SEÇİME İKİ AY KALA YARALARIN SARILMASINI SAĞLAMAKTIR: Genel Başkan’ımız her gittiği yerde söylüyor, bu konutlar, iş yerleri yapılırken en az 24 tane imza atılıyor. Bu sorumlulukta imzası olanları, yani devletin bu zararları karşılaması gerekiyor. Depremde sınıfta kalan yönetenler, depremden sonra da sınıfta kalmaya devam ediyorlar. Bugün bir kanun teklifi hazırladık. Milletimizin yaşadığı bu büyük felakette milletin Meclis’i olarak bir çare üretmeye çalıştık. Burada beklentimiz, diğer siyasi partilerin de bu kanun teklifine destek vererek hiç olmazsa seçime iki ay kala yaraların sarılmasını sağlamaktır.

ESNAFA MUTLAKA YA HİBE VERİLMELİ YA DA UZUN VADELİ, FAİZSİZ KREDİ VERİLMELİDİR: Şehir merkezleri yok olmuş durumda. Eğer şehir merkezlerinin, şehirlerin tekrar ayağa kalmasını istiyorsak mutlaka esnafa destek vermek zorundayız. Yoksa esnafın olmadığı o şehirler yok olacak. Esnafa mutlaka ya hibe verilmeli ya da uzun vadeli, faizsiz kredi verilmelidir. Yoksa şehirlerin ayağa kalması mümkün değildir. Şu anda birçok şehir merkezi yok olmuş durumda. Bir an önce esnaf kepenk açmalı ki diğer illere göç edenler de illerine dönebilsinler.

DEVLET BİR AN ÖNCE BU İŞE EL ATMALIDIR: Bu fotoğraflar Malatya’nın durumunu gösteriyor. Adeta kentler yok olmuş durumda. Bunlar, iş yerlerinin yoğun olduğu yerler. Şurası Malatya’nın yüksekten çekilmiş fotoğrafı. Burası, daha çok iş yerlerinin olduğu alanlar. Dolayısıyla siz esnafı ayağa kaldırmadan, sadece fırın ve dükkan için derseniz bu olmaz. Bütün iş yerlerini kapsamalı. Devlet bir an önce bu işe el atmalıdır.

BİR KÖY EVİ 2 MİLYON 540 BİN TL’YE YAPILIYOR: Hepimiz iyi biliyoruz ki bu hükümetin en iyi bildiği şey, takdir etmek lazım, rant ve müteahhitliktir. O nedenle bu ihalelerin mutlaka şeffaf yapılması gerekiyor. Bu ihalelerin nasıl yapıldığının açıklanması gerekiyor. Burada açıkladığımız rakamlar, bu Türkiye’nin gerçekliği ile bağdaşan rakamlar değildir. Bunda hâlâ arsa payları yok. Fiyat farkları yok. Bir köy evi 2 milyon 540 bin TL’ye yapılıyor. Arsa payı yok, fiyat farkları yok. Bunun da şeffaf bir şekilde yapılması lazım. Bir depremzedeler var, bir de depremi fırsata çevirenler var. Geçmişe baktığımız zaman bunun birçok kanıtının olduğunu göreceğiz.

EVİ YIKILAN, İŞ YERİ YIKILAN HİÇ KİMSEDEN 1 TL ALMAYACAĞIZ VE KIŞ GELMEDEN BU KONUTLARI TESLİM ETMİŞ OLACAĞIZ: Bir taahhüdümüzü, Cumhurbaşkanımızın Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Millet İttifakı’nın bir taahhüdünü sizlere tekrarlayarak konuşmamı sonlandırmak istiyorum. Hiç kimseden 1 TL almayacağız. Evi yıkılan, iş yeri yıkılan hiç kimseden 1 TL almayacağız ve kış gelmeden bu konutları teslim etmiş olacağız. Adıyaman’da, Malatya’da yaşanan depremin konutlarını hâlâ verebilmiş değil. Ama kış gelmeden, 1 TL almadan, sosyal devletin görevi olan anlayışla depremzedelere evlerini teslim edeceğimizi ifade etmek istiyorum.” (ANKA)