Korkusuz

Vatan Sağolsun!

Vatan Sağolsun!
Kıbrıs’taki İş Bankası Şubesi’ne Ankara’dan bir müfettiş gönderildi.

Adı Ali Conan’dı...

Şubedeki personelden hiçbiri Müfettiş Ali Conan’ı tanımıyordu.

Dahası müfettiş Ali Bey’in bankacılıktan tek harf bile anlamadığı daha ilk dakikadan anlaşılmıştı.

Kısa bir selam faslından sonra şubeden hemen ayrılmıştı.

★★★

Kıbrıs’ta önce İngilizlere yönelik başlayan Rum (EOKA) terörü giderek Türk azınlığı hedef almaya başladı.

Artan baskılar sıcak çatışmaya ve adam öldürmeye kadar vardı.

1957 yılının son yarısında öldürülen Türklerin sayısı 60’ı bulmuştu.

Kıbrıs Türk toplumunun önderleri Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ın Ankara nezdindeki çabaları nihayet sonuç verdi.

Ankara ‘el altından’ Kıbrıs’taki bu duruma müdahale etme kararı aldı.

Başbakan Menderes’in talimatıyla ‘gayri nizami harp’ esasına göre yetiştirilecek bir teşkilat kurulacaktı.

Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı!

★★★

Ada’ya gönderilen müfettiş Ali Conan kurulan TMT’nin ilk komutanıydı.

Asıl adı Rıza Vuruşkan’dı.

Emekli bir albaydı.

Sahte kimlik ve sahte bir görevle adaya gelmiş, Türk direnişini örgütleyecekti.

Ankara’daki kampta eğitilen TMT’liler de yavaş yavaş adaya gelmeye başladılar.

[caption id="attachment_276207" align="alignnone" width="600"] Albay Rıza Vuruşkan[/caption]

★★★

Silah sevkiyatı da başlamıştı.

İlk parti mühimmat...

24 Takarof marka, 12 Sten marka tabanca.

1000 mermi.

Bu silahların yanında bir de telsiz!

Evet 1 adet telsiz...

Bu telsizin hikayesi ilginçti.

Türkiye NATO’ya girdikten sonra ABD tarafından verilen uzun menzilli özel bir telsizdi. Türkiye’ye 24 adet hibe edilmiş ve NATO görevleri dışında kullanılması yasaklanarak zimmetlenmişti.

Bu telsizlerden biri ABD’den habersiz bir şekilde ‘Bayraktar Rıza Komutan’a verildi.

★★★

Tam o günlerde 27 Mayıs askeri müdahalesi oldu.

Rıza Vuruşkan Albay pek çok subayla birlikte emekliye sevk edildi.

Haliyle...

Kıbrıs’taki Bayraktarlık görevini devretmek zorunda kaldı.

Ama sadece 2 yıllığına...

2 yıl sonra... Emekli bir subay olarak tekrar Kıbrıs mücadelesinde gönüllü olmak üzere başvurdu.

Adaya bu kez kendi kimliğiyle çıktı.

Rıza Vuruşkan’ın bıraktığı Bayraktarlık görevi Kenan Coygun’a devrolmuştu.

Rıza albay, Kenan Coygun’un emrine girdi.

★★★

1962-63 yıllarında Eoka terörü almış başını gitmişti.

Son hedefleri Ada’nın kuzey batısındaki 5 Türk köyüydü.

Dillirga bölgesinde sıkışmış 5 Türk köyü 8 aydır ateş altındaydı.

Yoğun topçu ateşiyle 4 Türk köyü teslim alınmıştı.

Direniş en kritik köy olan Erenköy’e sıkışmıştı.

★★★

Rumların askeri gücü...

2 bin asker, silahlı zırhlı araçlar, toplar ve 2 hücumbot.

Peki ya bizimkiler?

15’i komando ve kalanı gönüllülerden oluşan toplam 600 mücahit!

Zırhlı araç yok... Top yok... Tüfek sınırlı...

★★★

Erenköy’ün komutası Rıza Vuruşkan’daydı.

Kıbrıslı direnişçilerin arasında Toros kod adlı Rauf Denktaş da vardı.

★★★

Birleşmiş Milletler, Erenköy’de sıkışmış sivil halkın tahliyesini sağlayabileceğini duyurdu. Çoğu çocuk ve yaşlılardan oluşan 700 kişi BM gözetiminde çatışma bölgesinden çekilebilecekti.

Ancak sivil halktan hiç kimse bu tahliye talebini kabul etmedi.

Evlerini boşaltıp mağaralara çekildiler.

EOKA komutanı Albay Grivas zaferini ilan etmek için saat sayıyordu.

★★★

8 Ağustos sabahı Erenköy’ün içine yoğun bir havan bombardımanı başladı. 2 Rum Hücumbotu Erenköy’ü ateş altına aldılar.

Havan saldırısının ardından Rum zırhlı birlikleri yavaş yavaş köye doğru ilerlemeye başlamışlardı.

Erenköy için çember giderek daralıyordu.

Türk direnişçilerin ve halkın o geceyi çıkarması mümkün gözükmüyordu.

Mücahitler birbirleriyle helalleştiler.

Son geceleri olduğunu biliyorlardı.

Rıza Vuruşkan Albay uzun menzilli telsizin başına geçti.

Ankara’ya son mesajını çekti.

“Saldırı bütün şiddetiyle devam etmektedir. Rumlar kesin sonuç almak kararındadır. Yarın sabaha kadar direnebiliriz. Yardıma gelmezseniz bunu engelleyen büyük bir milli sebep olduğuna inanarak öleceğiz.

Vatan sağolsun!”

★★★

İşte tam o sırada Ankara’dan bir mesaj geldi.

“Mevzilerinizi işaretleyin”

★★★

Saat tam 16.30’da Türk jetlerinin kulakları sağır eden sesi duyuldu.

★★★

(20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’nda kaybettiğimiz şehitlerimizin anısına saygıyla...)