Bolu’ya bağlı Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de çıkan yangında resmi açıklamalara göre 66 kişi öldü, 51 kişi ise yaralandı. Acımız çok büyük!

Her yerde yangın çıkabilir. Olabilir.

Ama...

Bu kadar yoğun insanı barındıran bir yapının güvenlik önlemleri, her türlü riske karşı alınmalıydı.

Peki; alınmış mı?

Görünen o ki, hayır!

★★★

İki yangın merdiveni var ama yerini bilen, yangın sırasında kullanabilen yok.

Yangın alarmı yok, varsa da çalışmıyor.

Her odada, koridorlarda olması gereken otomotik yangın algılama ve söndürme sistemi yok.

Bunları bırakın, kolayca ulaşılabilecek yangın tüpü bile yok.

Olası bir yangına müdahale ekibi yok...

Mutfak, kalorifer dairesi gibi yangın riski taşıyan alanlarda izolosyon yok.

Bakanlıkların denetimi yok...

Böylesine yoğun bir kalabalığın bulunduğu yerde bir itfaiye merkezi yok. En yakın itfaiye merkezi 45 kilometre mesafede.

★★★

Peki; ne var?

Soygun var!

Daha doğrusu soygun gibi “oda ücreti” var!

Bir seyahat acentasının internet sitesinden çektiğim fotoğrafta görüyorsunuz.

Okulların sömestr tatiline girdiği şu günlerde bu otelde, iki kişilik bir odada bir gece konaklamanın bedeli tam 37 bin 800 lira! Aslında 42 bin liraymış da... Otelin yüce gönüllü sahipleri indirim yapmış!

Bu paraya Bulgaristan’da, hatta İsviçre’de bir hafta tatil yaparsınız...

Üstelik bu fiyata sadece kahvaltı dahil...

Öğle ve akşam yemeğini de otelde yemek isterseniz ayrıca bir servet daha ödemek zorundasınız!

★★★

Bütün başımıza gelen felaketlerin ortak yanı şu:

Patronların vicdanına bırakılmış bir “güvenlik” sistemi var.

Kapitalizmde, hatta bizdeki gibi vahşi kapitalizmde ise vicdan micdan yok...

Daha çok kazanma hırsı var...

Bunun için de “az masraf, yüksek fiyat” politikası var...

İnsaf yok; çığrından çıkmış “para aşkı” var!

Ama onu denetleyecek, yola getirecek bir sistem yok...

★★★

Ha; unuttum, bir de can derdindeki insanların birbirine bağlayarak dördüncü, beşinci katın pencerelerinden sarkıttığı çarşaflar, nevresimler var!

Yani çarşafa dolaşan bir devlet var!

Her faciada, olaydan sonra boy gösterme derdindeki üçer beşer bakan bey var...

Ne yazık ki hiçbirinde... Utanma, arlanma, durumdan kendine vazife çıkarıp istifayı akıl etme yok!

Yayın yasağı

Sizi bilmem ama ben bıktım... Ne zaman yurdun herhangi bir yerinde bir facia meydana gelse, faciayı engelleyemeyenler, gerekli önlemleri almayanlar hep aynı şeyi yapıyor:

Olayla ilgili haberlere yayın yasağı getiriyorlar.

İyi de bu yasaklarınızla dün tüm dünyada birinci haber olan bu facianın duyulmasını, konuşulmasını önleyebilecek misiniz?

Millet acısıyla uğraşırken, bu yasaklarınız kimin ne işine yarıyor gerçekten bilmiyorum ama... Tek bildiğim ülkemizi biraz daha yerin dibine batırdığınız!

GÜNÜN SORUSU

Sorum aynı zamanda Türkiye’nin en büyük iki seyahat acentasından birinin sahibi olan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a: Siz turist olsaydınız, bir oteldeki yangında 66 kişinin öldüğü bir ülkeye gidip tatil yapar mıydınız?