Korkusuz
Can Ataklı

Utanmazlık aynen devam ediyor

ACAİP YAZILAR


Utanmazlık aynen devam ediyor


Valla ne diyeyim, çok garip bir ülkeyiz.

Lafa gelince herkes namuslu, herkes ahlaklı, herkes vicdanlı.

Ama işin özü öyle değil.

O çok ahlaklı, çok namuslu çok vicdanlı kimi insanlarımızın gerçek yüzünün öyle olmadığını yaşadıklarımızla anlıyoruz.

Şu vıcık vıcık bir şova dönüştürülen “Depremzedelere yardım gecesini” hatırlayın lütfen.

Türkiye’nin anlı şanlı zenginleri telefonda sıraya girmişlerdi.

Hepsi ne kadar üzgündü değil mi?

Yürekleri Türkiye için çarpıyordu.

Depremde ölenler onları kahretmişti.

Geri kalanlar için mutlaka bir yapmanın ateşi içinde yanıp tutuşuyorlardı.

Bütün varlıklarını o acılı insanlar için seferber etmeye hazırdılar.

Telefonun başındaki güzel mankene “İçin yanıyor, milyonlarım feda olsun” diye ağlamaklı bir sesle içini döküyordu bazıları.

Ünlü sunucuya “Feda olsun milyonlarım, verdim gitti 250 milyonu” diyordu biri.

Sunucunun “Abicim haydi gel şunu 300’e yuvarlayalım” demesi üzerine “seni mi kıracağım, tamam” diye karşılık veriyordu.

O gece milyonlarca lira havalarda uçuştu.

Hepsi siyahlar içindeki ünlü isimler sevinçten havalara
uçuyordu.

Gecenin sonunda tam 115 milyar lira toplandığı çıkmıştı ortaya.

Bu para ile birçok ilin yıkılan tüm evleri yeniden yapılabilirdi.

Gerçi toplanan paranın 80 milyardan fazlası zaten devletin parasıydı, o para zaten bu amaçla kullanılmak zorundaydı ama olsun, nasıl olsa bu milletin yarıya yakını bu tür propagandaları yiyor.

Aradan biraz zaman geçti.

Israrla sordum “O bağışlar yapıldı mı gerçekten, toplanan paralar nerede toplandı, hesabı kim kontrol ediyor. Geçen sürede bu paradan ne kadarı harcandı?” diye.

Önce kimse cevap bile vermedi.

Sonra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay “Söz verilen bağışların 74 milyar lirası yatırıldı, gerisinin de yatırılmasını bekliyoruz, şimdilik yatırmayanları açıklamıyoruz ama eğer bu böyle devam ederse isimleri de açıklarız” dedi.

Aradan yine zaman geçti.

Yine sordum “Fuat Oktay’ın açıklamasına rağmen hâlâ paralar yatmamış, bu isimleri neden açıklamıyorsunuz?” diye sordum.

Baktım olmuyor.

Bundan 15 gün önce, yine pazar günü bu köşede o gece sunuculuk yapanlara seslendim.

“Bakın bu işte siz de sorumlusunuz, en azından konuştuğunuz kişileri arayın, parayı yatırıp yatırmadıklarını sorun, yatırdığını söyleyenlerden dekont isteyin” dedim.

İki hafta geçti aradan.

Ne bağış yaptığını söyleyenlerden ne de o ünlü mü ünlü sunuculardan tek cevap bile gelmedi.

Utanmazlık aynen devam ediyor yani.

Milyonlarca lira bağış yaptıklarını açıklayanlar meğer sadece kendi reklamlarını yapmışlar.

Bu ülkede artık kimse rezil olmuyor.

Kimse rezil olmaktan korkmuyor.

Bu iktidar 21 yılda insanları utanmaz yaptı.

Yazık.

Hepimize yazık.

Daha ne diyeyim?

NOT: Bir hafta daha bekleyeceğim. Yine hiç ses çıkmazsa, o ünlü sunucuların belirtilen bağış rakamlarından küçük bir yüzde aldıkları konusunda kanaatim oluşacak.

SOSYAL MEDYA

Ne seccadeymiş


Bir iftar daveti sonrası fotoğraf çektiren Kılıçdaroğlu’nun yerde bırakılan seccadeye farkında olmadan ayakkabı ile basması nasıl istismar edildi biliyorsunuz. İktidar trolleri çaresizlik içinde bu saçma sapan olayı sömürmeye devam ediyor.

Konu ile ilgili sosyal medyada gördüğüm bir yazı çok hoşuma gitti.

Sizle de paylaşmak istedim;

Kuran kursunda 45 çocuğa tecavüz edildi.

-Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı...

İmamın karısı imamı camide zina halinde yakaladı

-Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı…

AKP mitinginde katılımcılar bayrakları çiğnediler

-Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı…

“Her cuma Bakara Makara salladım” diyen adam Prag’a Büyükelçi oldu.

-Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı...

AKP’li Bakan “Hz. Peygamber gurura kapıldı, ayetle uyarıldı! Biz kapılmadık” dedi.

-Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı…

AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslan, Erdoğan için “Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider” dedi.

-Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı..

AK Parti Aydın eski İl Başkanı İsmail Eser’in “Recep Tayyip Erdoğan bizim için adeta ikinci peygamberdir” dedi.

-Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı..

AKP Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız , “Sayın cumhurbaşkanımızın sünnetini yerine getirmeden de defteri vermek istemiyorum” dedi.

- Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı

AKP Milletvekili Adayı Hulki Cevizoğlu “Peygamberimiz Hazreti Muhammed bugün dirilip gelse bir parti kursa; Erdoğan’dan daha yüksek oy alamaz” dedi.

- Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı

AKP Sivas Milletvekili ve eski Bakan İsmet Yılmaz “Ak Parti adayına vereceğiniz destek, ruzi mahşerde beraat belgeniz olacak” dedi.

- Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı

AKP Elazığ Milletvekili Zülfü Tolga Ağar: “Cumhurbaşkanı denince bize Allah gibi geliyor” dedi

- Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı,

AKP eski Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin: “Sayın başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir” dedi.

- Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı

AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk: “Peygamberlerin de diploması yoktu” dedi.

- Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı

AKP Türk Telekom’u peşkeş çekti, KİT’ler yok pahasına elden çıkarıldı.

- Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı

“128 milyar nerede?” diye soruldu, cevabını halen veremediler.

- Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı

- Gazetecilerin dövülmesi, Kılıçdaroğlu’na linç girişimi, İYİ Parti’nin kurşunlanması, Sinan Ateş cinayeti oldu.

- Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı

YSK’nın kararları, yargıya baskı, tek adam yönetimi ortada.

- Ama Kılıçdaroğlu seccadeye bastı

Say say bitmez..

Mübarek seccade değil tüm suçları örten örtü.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Beni bu güzel havalar mahvetti


Unutulmaz şairimiz Orhan Veli ne güzel yazmıştı o “Güzel Havalar” şiirini. Nisan ayına girdik. Havalar bir öyle bir böyle. Ama olsun, bahar geliyor sonunda.



GÜZEL HAVALAR


Beni bu güzel havalar mahvetti,

Böyle savurma tükettim

Evkaftaki memuriyetinden.

Tütüne böyle yere alıştım,

Böyle bir yere aşık oldum;

Eve ekmekle tuz götürmeyi

Böyle havalarda unuttum;

Şiir yazma hastalığım

Hep böyle havalarda nüksetti;

Beni bu güzel havalar mahvetti.

ÇOK GÜLDÜM

Pazar günü için 4 fıkramız var


Baharın geldiğini müj­deleyen nisanın bu güzel pazarı hepimiz için güzel ve neşeli geçsin.

Bugün Yıldırım Tuna size 4 fıkra göndermiş.

Haydi gelin birlikte oku­yalım;

Gazetede seçim başlıkları

Ülkenin birinde ikili seçim yapıl­mış, seçim sonucunda muhalefet seçimi kazanmış, gazeteler ertesi gün normal olarak şu başlıkla çıkmış,

“Muhalefet kazandı, iktidar kaybetti..” Ama yandaş gazeteler ise şu başlık­la çıkmış ; “Liderimiz ikinci geldi.. Muha­lefet lideri seçimi ancak sonun­cunun önünde bitirebildi..”

Gazete şart

Yaşlı adam oğluna “Bana gaze­teyi uzatır mısın?” demiş, “Baba 21. yüzyıldayız...” diye cevap vermiş oğlu, “Yahu bu devirde gazeteye para verilir mi?.. Alsana şu iPad’i Allah aşkına..!” Sivrisinek kafasına neyin indiğini anlamamış bile...

Rahibenin

Üç Rahibe ölüp Cennetin kapı­sına gidince Görevli Melek onları karşılamış, “Hepiniz hayatlarınızı Tanrı’ya adadığınız için geri dönmenize ve istediğiniz hayatı yaşamanıza izin verilmiştir” demiş,

Çok sevinen birinci Rahibe “Ben Kraliçe Elizabeth’in sarayının bahçesinde dolaşmak ve orada yaşamak istiyorum” diye atılmış, “Tabii..” diye not almış Melek, İkinci Rahibe “Ben Amelia Ear­hart gibi Atlantik Okyanusu’nu uçakla geçtikten sonra halk tarafından alkışlarla karşı­lanmayı arzu ediyorum” diye heyecanlanmış,

“Sorun değil.” Üçüncü Rahibe sırıtarak “Ben Banu Ceylan’a ne yapıldıysa bire bir aynısını isterim” demiş, “Banu Ceylan? Üzgünüm ama kim o? Türkücü mü? Sanatçı mı? Ben onu çıkaramadım?..” demiş Melek meraklı bir yüz ifade­siyle.

Rahibe arkasına sakladığı bir ga­zeteyi çıkarıp kıkırdayarak manşeti işaret etmiş,

Melek gazeteyi eline almış, başlığı okuduktan sonra “Yahu Banu Ceylan’ı nereden uydurdun?..” demiş gülerek “30 gün hiç dur­maksızın 500 adamın döşedik­leri şey Bakü – Ceyhan Boru hattı..!”

Mülakat yok

İnşaata bekçi alımı için bir şirkete müracaat ettim, beni bekleme oda­sına aldılar, epey beklettikten sonra benimle ön görüşme yapmadan “İşe başlayabilirsiniz” dediler. “Mülakat yapmayacak mısı­nız?” diye sordum, “Yok” dedi yetkili, “Kardeşim 18 saattir gıkını çıkarmadan bekleyip duruyorsun. Daha ne mülakatı yapacağız?”