Vatan toprakları bir süre işgal altında kalmış milletler, özgürlüklerini ve bağımsızlıklarını kazandıktan sonra...

Yıllar boyu çektikleri onca acı, çile ve mücadeleye bir daha katlanmamak endişesiyle:

Her zaman kesin garantiler aradılar...

Bu milletlerden biri de Türk milletidir...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk işte o nedenle, Gençliğe Hitabesi’ne şöyle başlar:

“Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir...”.

Ve daha sonra...

İktidarda olan siyasilerin zamanla bir tahakküm rejimine doğru kayma...

Siyasi amaçlarını, Devleti istilâ etmek isteyen dış güçlerle birleştirebilme tehlikesine karşı gençleri uyarır:

“Ülke içinde iktidara sahip olanlar; aymazlık, sapkınlık ve hatta ihanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını, istilacıların siyasi emelleriyle birleştirebilirler. Millet, zorunlu bir yoksulluk içinde harap ve yorgun düşmüş olabilir...”.

Atatürk öylesine ileri görüşlü ve öylesine büyük deneyim sahibidir ki...

20 Ekim 1927 tarihinde, Kurtuluş Savaşı’nı anlattığı Nutuk’un sonunda...

Az önce okuduğunuz endişe ve kaygılarını Türk Gençliği ile paylaştı...

Türk Milleti, yüzyıllar boyunca çektiği acıların kazandırdığı deneyimlerle:

Birinci vazifesinin; “Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek” olduğunu adeta ezberledi...

Gerek 1924, gerek 1961 ve gerekse de 1982 anayasalarında yer alan temel hak ve hürriyetlerin güvenliğe bağlanması...

Böylelikle...

Ülkeyi idare edenlerin bir gün kötü yola sapmalarının önlenmesi bu itibarla çok önemliydi...

Anayasalar tabii ki değiştirilebilir zira her anayasa canlıdır...

Zamanın ruhuyla birlikte değiştirilir...

O nedenle 1982 anayasası da değiştirilebilir...

Meselâ:

Her zaman askerlerden emir alanların iktidar olabileceği varsayımıyla hazırlanan 1982 anayasasında...

Bilhassa yüksek mahkeme üyelerinin...

YÖK yönetiminin...

Ve...

RTÜK gibi denetim kurumları üyelerinin atanmasında...

Cumhurbaşkanına böylesine çok büyük yetkiler verilmesi...

Atatürk’ün endişelerini haklı çıkarmış...

İktidarın, rejim düşmanı bir çoğunluk tarafından ele geçirilmesinin:

Ülkeyi ne hale getirdiği görülmüştür...

Özgür Özel, kendisini ziyarete gelecek olan ve...

Daha dün:

“Yeni anayasa yapılmasının milli bir önemi olduğuna inanıyorum” diyen Cumhurbaşkanı’na:

1982 anayasasının mutlaka değiştirilmesi lazım geldiğine inandığını...

Ancak...

Sıfırdan bir anayasanın ise bu Meclis’le yapılamayacağını...

Yapılmaması gerektiğini söylemelidir...

Günün sözü

“Aynı ‘insan’ olabilirim, ancak asla eskiden olduğum kişi olmam...”. 

John Locke

BİZDE OLMAYAN...

Yeni yetişmekte olan çocuğunuza harçlık verirken:

“Sakın harcama ha!” diyebilir misiniz?..

Ama:

“Dikkatli harca, israf etme” dersiniz tabii ki...

Daha sonra da...

Harçlığı veren bir baba olarak:

“Nereye harcadın?” diye sormaya hakkınız vardır...

“Devlet Baba” da yurttaşlara ödediği maaş ve ücretler için:

“Sakın harcama” diyemez...

Ama...

Nereye ve nasıl harcadığını sorabilir...

Babalar, verdikleri harçlığı hesapsız harcayan çocuklarına:

“Çok müsrifsin, çok harcıyorsun, bundan sonra sana daha az harçlık vereceğim” diyebilir mi?..

Elbette der...

Ama...

Devlet Baba:

Gelirini (Maaşını, ücretini) artırdığı yurttaşına...

“Çok müsrifsin, bundan sonra sana daha az maaş vereceğim çünkü çok harcıyorsun ve enflasyona sebep oluyorsun” diyemez...

“Çok harcıyorsun, maaşından keseceğim” diyemeyen...

Kısa vadede mal ve hizmet arzını da artıramayan hükümetler...

Fiyat istikrarını (Fiyat artışını) sağlayabilmek için...

Para politikalarını kullanır...

Bu nedenle:

Yani...

Harcadığından daha fazla gelir elde ettiği için para biriktiren yurttaşların...

Bankalarda vadeli mevduat yapmaları için:

Faizleri, enflasyonun üzerine taşır...

Yani: Reel faiz verir...

Ve canlarım...

Burada devreye:

Fiyat artış oranı...

Ekonominin büyüklüğü...

Verimliliği ve...

Ekonomi yönetiminin (Hükümetin) güvenilirliği girer...

Yani:

Bizde olmayan...

Oldurulamayanlar...

ONDAN ÖTÜRÜ

Fotoğrafta gördüğünüz iki Devlet Başkanı’nın ikisi de...

Birbirlerinin en yakın dostu olduklarını savunuyor...

Pek çok ticari konuda ortak iş yapıyorlar...

Aliyev’in SOKAR isimli petrol şirketi, Türkiye’de ayrıcalıklı haklara sahip...

Ama...

Aliyev:

Zavallı Filistinliler katledilirken, katil İsrail Devleti’nin yanında duruyor...

Ve...

HAMAS’ın katil bir terör örgütü olduğunu savunuyor...

Erdoğan ise...

Masum İsrail halkını bombalayan zalim terör örgütü HAMAS’ın ve haliyle Filistin Devleti’nin yanında saf tutuyor...

Soru:

Neden ikisi de İsrail’in ya da Filistin’in yanında yer almıyor?..

Cevap:

İkisinin karşılıklı çıkarları siyasette değil:

Ticarette yatıyor da ondan...

GÜNÜN HASEDİ

Adnan Aybaba:

“Bu şaibeli ligde yıllardır süre gelmiş en kötü sezonda benim şampiyonum Fenerbahçedir...”.

NOT:

Tabii ki doğru yazımı:

“Fenerbahçe’dir” olacaktı ama ben aynen Aybaba’nın yazdığı gibi alıntıladım...

BİR SORU DA BENDEN

Kılıçdaroğlu:

“Tek bir yanlışımı söyleyebilir misiniz?” diye sormuş...

Ben de Kemal Bey’e sorayım:

Arkadaş...

Size inananları güvenenleri hem mahcup ettiniz...

Hem hayal kırıklığına uğrattınız...

2 tur öncesi Ümit Özdağ’la görüşmemenizi tavsiye ettim...

Görüşürseniz:

Seçimi kazanamayacağınızı yazdım ve söyledim...

Peki...

Siz bize:

turla 2. tur arasında yaptığınız bir tek doğrunuzu gösterebilir misiniz?..

ZOR KOPARIM

Bir futbol hakemi hafta sonu evine döndü...

Karısının üstüne yürüdü, bir şamar patlattı yüzüne ve bağırmaya başladı:

“Seni sürtük seni!.. Demek beni aldattın ha?..”.

Kadın neye uğradığını şaşırdı...

O da başladı bağırmaya:

“Çıldırdın mı sen?.. Ne aldatması?.. Ne diyorsun sen?..”

Hakem bağırmaya devam etti:

“20.000 kişi yalan mı söyledi yani?..“.

Kadın şaşırdı:

“20.000 kişi mi?.. Nasıl olur yahu?..”.

Hakem:

“Evet tam 20.000 kişi hep bir ağızdan bana ‘boynuzlu boynuzlu’ diye bağırdı...”.

Keşke bu futbolu bu kadar sevmesem ama...

İnsan yedisinde neyse...

Yetmişinde de o...

Bu yaştan sonra zor koparım futbol sevdamdan...

ALKIŞLAR

Ertuğrul Özkök yazdı geçen gün...

İstanbul’dan ayrıldıktan sonra yolculara:

“İstanbul’a tekrar gelmek ister misiniz?” diye sorulduğunda...

Çoğu insan “evet” cevabı veriyormuş...

“Bu güzel ama bir sonuç daha var ki o çok düşündürücü” diyor Ertuğrul ve gerekçesini açıklıyor:

“Bir daha İstanbul’a asla gelmem” diyen her 10 kişiden 7’si neden olarak taksileri gösteriyormuş...

En büyük şikâyet ise:

Taksilerin pisliği...

Yolcuya muamele...

Ve özellikle de:

Keyfi biçimde uygulanan fiyatlarmış...

“Hadi biz daha açık şekilde adını koyalım” diyor Ertuğrul ve şöyle diyor:

“Turiste atılan kazık...”.

Şikayetçi olan 7 yolcunun büyük çoğunluğu bir de UBER olmamasından yakınıyormuş...

Çünkü hemen hepsi ülkelerinde UBER veya benzer uygulamaların kullanıcısıymış...

Başarılı bir köşe yazarı ne sadece haber veren...

Ne de sadece yorum yapandır...

Başarılı bir köşe yazarı (Bence)...

Haber analizleriyle, sorunları kamuoyu ve karar alıcılara ulaştırabilendir...

Alkışlarım Ertuğrul Özkök tipi gazetecilik için...

GÜNÜN TERCÜMESİ

Ümit Özdağ’ın kendi yerine cumhurbaşkanı adayı gösterdiği ve ikinci turda Erdoğan’ı destekleyen Sinan Oğan:

“Kılıçdaroğlu’nu seçtirseydik Türk ekonomisinde kriz olacaktı” demiş...

Tercüme edeyim:

“Ülkemizi 22 yıldır Sayın Erdoğan yönettiği için ekonomi krizde değil aksine mükemmel...”.

Soru:

Ülkemizde...

Bu iddiaya inanan kaç kişi vardır dersiniz?..

KİM ETKİN?

TRT Spor sordu:

“Sizce Galatasaray’ın bu sezonki şampiyonluğunda ‘en etkili isim’ kimdi?..”.

Ben cevap verdim:

İsim yok isimler var...

Onlar ise şu kişiler:

İsmail Kartal...

Ali Koç...

Ve...

Mert Hakan Yandaş...

Sonra da:

Tüm Galatasaraylı futbolcular...

Teknik ekip...

Taraftarlar...

İle...

(Yanağını Murat Kurum gibi bir siyasetçiye okşatmasına rağmen) Dursun Özbek ve yönetimi...

TEPKİ OLUR MU?

Hindistan Başbakanı Modi:

“Tanrının beni bir amaç için gönderdiğine inanıyorum ancak kartlarını açıklamıyor, sadece bana bir şeyler yaptırmaya devam ediyor. Sırada ne olduğunu sormak için onu doğrudan arayamıyorum” demiş...

E hani son peygamber Hz. Muhammed idi?..

Bakalım 160 milyon Hintli Müslüman, başbakanlarına tepki gösterecek mi?..