Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Ülkede yaşananlar sizin canınızı da yakmıyor mu?

Liberal (Özgürlükçü) felsefenin kurucu babası olarak kabul edebileceğimiz 17. Yüzyıl filozoflarından John Locke:

İnsanların doğa durumundan gelen hakları olduğunu...

İmparatorun bu hakları kaldırmaması gerektiğini savunmuş...

,

Şöyle demişti:

“Doğa durumunda insanlar tam bir özgürlük içinde yaşamaktaydılar... Aynı zamanda da eşitlik hakimdi... Çünkü doğa durumunda kimse bir diğerine hükmedemez...”



Canlarım...

İçinde yaşadığımız çağdan 4 asır önce yaşayan Locke:

İnsanların eylemlerini akla göre düzenleyebilmeleri için...

Düşüncelerinin de özgür olması gerektiğini savunuyordu...



  1. yüzyılın birinci çeyreği bitiyor...


Türkiye’de insanlar:

Seçilmiş imparator gibi düşünmediği için hapislerde çürütülüyor...



Ateşli silah bulundurmanın...

Ve hatta...

Kullanmanın bile (Neredeyse) “özgür” olduğu ülkenin Adalet Bakanlığı’nda:

Seçilmiş imparator gibi düşünmemeyi “suç” olarak tanımlayan:

Savcılar, yargıçlar var...





El ele vererek Barış Pehlivan’ı hapseden savcı-yargıç ortaklığına sesleniyorum:

Bu yaptığınızdan siz utanmasanız da...

Yakın gelecekte...

Çocuklarınızın çok utanacağını:

Akıl edemiyor musunuz?



Ülkenin...

İhtiyacı olan küresel sermayeyi:

Demokratik bir hukuk devleti olamadığı...

Yargının:

Tek kişiye bağlılığı nedeniyle bulamadığının:

Farkında değil misiniz?



Yurttaşlarımız:

Siyaset, cami ve yargı otoritesinin emrettiği gibi düşünürse:

O ülkenin demokratik hukuk devleti olduğu iddia edilebilir mi?



Neden:

Otorite yerine:

Hüsnükabule dayalı ikna metodunu denemiyorsunuz?



Canlarım...

Şu son yaşadıklarımız bile...

Aksaklığın sistemden değil insandan kaynaklandığını:

Göstermiyor mu?



Sözümün özü:

Lock’un:

Soydan gelen iktidar sahiplerine karşı savunduğu insan haklarının bugün...

Seçilmiş hükümdarlar tarafından kısıtlanması:

Canımı yakıyor...

LDS mottom


Hatay’da incelemelerde bulunan CHP Heyeti’ne yaşadıkları sorunları anlatan bir depremzede...

Gıda yardımının kesildiğini belirterek:

“Biz açız... Aç ne demek biliyor musun? Ben bunu 1 yıl boyunca yıkarım, giyerim. Ama çocuklarıma ne getireceğim, akşam düşünüp duruyorum” dedi...



Benim...

Liberal Demokrat Sosyalist sloganımı bir kez daha hatırlatayım:

“Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar...”

Dünün tweeti


abdullah naci

@abdullahnaci

Türkiye’de gezilecek, görülecek yeni bir yer kalmadı. Her taraf birbirinin aynısı. Hiçbir şehrin kendi ruhu, karakteri, özel dokusu yok artık. Hepsi tornadan çıkmış gibi tek tip. Ülke 783,562 kilometrekarelik devasa bir Esenyurt’a döndü. Şişko ve hantal bir Esenyurt...

Endişem o ki...


Yıllar önce...

ABD ve hatta tamamıyla Batı’dan kopup ülkeyi Rusya-Çin eksenine taşımaya niyetlenen Erdoğan’a Putin’i işaret etmiş:

“Bazılarıyla kolay arkadaş olursunuz ama ondan kopamazsınız çünkü izin vermez” deyip:

Şarkıcı Bergen’in başına gelenleri örnek vermiştim...



13 Ağustos 2023 tarihli KORKUSUZ’da:

“Putin’in Bergen’i kim?” başlığıyla yayımlanan yazımda...

O örneği bir kez daha hatırlattım...





Farkındasınızdır...

Son dönemde Rusya ile Türkiye arasındaki gerilim tırmanıyor...

İngiliz haber ajansı Reuters da yaptığı bir haber analizde:

Erdoğan-Putin ilişkileriyle ilgili dikkat çekici bir analiz yayımladı...



Nasıldı o kısa fıkra:

Hatırladım...



Çocuk:

“Baba, hırsız tuttum” diye seslendi babasına...

“Buraya getir” dedi babası...

“Gelmiyor...”

“O halde bırak gitsin sen gel...”

“Bırakmıyor...”



Endişem o ki...

Putin de kendi Bergen’ini bırakmayacak gibi...

Genlerinde var


Kanada’daki Westminster Mezarlığı’na defnedilen Erkin Koray’ın kızı Damla Koray dedi ki:

“Arkadaşlar tez canlısınız, sevdiğiniz insana dualarınızı eksik etmiyorsunuz, hemen de koşmuşsunuz, çok teşekkür ederim. Günlerdir bir şey demeyeyim diyorum fakat baktım ki kitle büyüyor... Neyse, diyeceğim o ki bu fotoğrafta üzeri çiçekli olan mezar babamın değil... Onunki sağdaki, arkanızı dönmüş olduğunuz. Yani sizin dualar kime gitti bilmiyorum. Neyse... Arada gidip dertleşmek isteyen olursa bilginiz olsun...”





Damla’nın üslûbu harika...

Alt delik kılları ağrımış siyasetçilerin akıl edemediği bir nezaketle:

Doğruyu gösteriyor...



Ah be güzel kızım...

“Doğru yerine yanlış dua” bu milletin genlerinde var...

Günün sözü


“Düşüncenin, talebin ve iradenin olmadığı yerde özgürlük olmaz...”

John Locke

Engel değil...


Metin Külünk halen AKP, MKYK üyesi...

Halen Erdoğan’a çok yakın...

Ama “aklın ve vicdanın yolu bir” deyip...

Credite Suisse’in:

“Türkiye’de %5’lik Kesimdeki Zenginlik, %95’inkinden daha fazla” raporuna atıfta bulunmuş...

Ve şöyle demiş:



Evet.

Bu açıklama, ‘yük nasıl bölüşülmeli?’ gerektiğini çok net anlatıyor.

O halde zor dönemin yükünü tek başına bu ülke bu millet için 15 Temmuz’da tankın altına yatanların sırtına yüklemek yerine yukarıdaki tablo da %5 servetlerini bu topraklarda bu milletin alın terinden kazandığına göre TAŞIN ALTINA ellerini koymalıdırlar.



Daha önce kendisini defalarca eleştirmiş olmam...

Bu; vicdan ve akıl ortaklığında kurulmuş cümlelerini alkışlamama:

Engel değil...

Günün fıkrası


Hafize Gaye Erkan ve Mehmet Şimşek çocuk parkına girmiş, konuşarak yürüyüş yapıyorlardı...

Uçurtmasını indirmek için çabalayan bir çocuk çekti dikkatlerini...

Şimşek, Hafize Hanım’dan izin isteyip çocuğun yanına gitti:

“Uçurtmayı indirmene yardımcı olayım mı?”

Çocuk, birleşik dudaklarını birbirinden ayırırken “çççççııı” diye bir ses çıkardı...

Bunun üzerine Erkan gitti çocuğun yanına:

“Ben yardımcı olayım kabul edersen...”

Çocuk ona da “ççççıııı” dedi ve devam etti:

“İkiniz de bu uçurtmayı indiremezsiniz...”

“Neden?” diye sordular:

“Babam uçurtmanın üzerine enflasyon yazdıydı da ondan...”

Umarım


Ekrem İmamoğlu, İBB için yapılan anketlerde AKP’li olası rakiplerinin açık ara önünde çıkıyormuş...



Umarım kamuoyu araştırması:

İBB Belediye Başkanlığı alt kadrosu arasında yapılmamıştır...



Neyse...

Hayali cihan değer...