Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Üç yazıda yıkıcı finans modeli (1)...

Mahallede iki bakkal...

Biri:

Dürüst ve temiz ahlâklı...

Diğerinin ise:

Her tarafı oynuyor...



Mahalleli birinci Bakkal’a gidiyor ve:

3 aylığına, dövize endeksli borç vermeyi teklif ediyor...

Bu arada...

Tespit ettikleri bazı ürünleri ise...

Vade sonunda satın alacaklarını...

Ama...

Daha o günden fiyatın sabitlenmesini istiyor...



Birinci Bakkal:

“Düşüneyim, hesap yapayım” diyor...

Ve...

Hesabını yapıyor...



Bugün 1 dolar 15 lira...

Talep edilen ürünler 100 lira...

3 ay sonra doların 20 lira olma ihtimali:

Çok yüksek...

Ürünlerin o günkü satın alma fiyatı da en az:

130 lira olacak...



Müşterilerimin peşin ödeyecekleri paralarla 3 ayda:

% kaç kazanmalıyım ki...

Hem onlara olan borcumu o günkü kurdan ödeyebileyim...

Hem bugün tespit edilen ürünü ve fiyatını...

O gün satın alacağım fiyattan verdiğim halde...

Bir de üstüne üstlük:

Para kazanayım...



Aldığım paraları en az 3 defa...

Ve en az...

%15 kârla döndürebilmeliyim ki:

Hem kur farkını...

Hem de enflasyon farkını ödeyebileyim...

Ve hem de:

Para kazanayım?..

Peki...

Bu piyasada buna imkân var mı?..

Yok...



Dürüst Bakkal ertesi gün cevabını veriyor:

“Ben bu işin altından kalkamam...”.

ÜÇ YAZIDA YIKICI FİNANS MODELİ (2)...


Teklifleri kabul edilmeyen Mahalleli:

Her tarafı oynayan...

Gözleri fıldır fıldır bakan:

Diğer Bakkal’a gidiyor...



Aynı teklifi ona da yapıyor...

İkinci Bakkal:

Hiç düşünmeden...

Hesap kitap yapmadan:

“Kabul” diyor...



Belli ki:

3 ay sonra bırakın kur farkını ödemeyi...

Ana parayı bile ödemeye niyetli değil...

Hele...

Tespit edilen ürünleri...

3 ay sonra, o günkü fiyattan vermek...

Aklının ucundan bile geçmiyor...



Bu durumda ne mi olur?..

Mahallenin akıllıları:

Para vermekten vazgeçer...



Aptalları ise:

CB Yardımcısı’nın da yöneticisi olduğu YİMPAŞ’a milyarlar kaptıran Yozgatlılar...

Veya...

Jet Fadıl tarafından öpülmeye doymayan “uyanıklar” gibi:

Fazla kâra tamah ederek:

Paraları verir...

ÜÇ YAZIDA YIKICI FİNANS MODELİ (3)...


Geleyim üçüncü ve son yazıya...

Canlarım...

Hazine ve Maliye Bakanlığının uyguladığı:

Kur Korumalı Mevduat...

Ve...

Altın Garantili Mevduat sistemi...

Az önce anlattığım modelin kopyasıdır...



Peki...

Akıllı ve dürüst bir bakkalın bile kabul etmeyeceği bu modeli...

Bakanlık neden:

Kabul etmiş olabilir?..



Biliyorum ama...

Söylemem...



“Erdoğan dondurmayı yalayarak yedi” dediğim iddiasıyla beni hapse atmaya çalışan bu Yargı...

Bu sorunun cevabını verirsem:

Kim bilir ne suçlar üretir?..

CEVRİYE’Yİ KİM ÖPTÜ?..


Rahmetli babacığım derdi ki:

“Kim öptüyse Cevriye’yi, o çekecek ceremeyi...”.



Cevriye’yi:

Sanayici...

Tüccar...

Esnaf...

Tarım üreticisi...

Memur...

Emekçi:

Ve emekli:

Öpmediğine göre...





Ne alâka mı?..

AKP’li Külünk:

“Milletimize yağ üzerinden operasyon çeken hangi zincir sahibi baron ise adalete hesap vermeli...” deyişi bana...

Rahmetli babacığımın o sözünü hatırlattı da:

Ondan...

NE SİZ SORUN...


Merkez Bankası’nın Botaş’a enerji ithalâtı için döviz satışı...

Şubatta; 5,4 milyar dolarla:

Rekor tazeledi.

Merkez’in BOTAŞ’a satışları son dört ayda 15,1 milyar dolara ulaştı.



Sadece Şubat ödemesi 5.5 milyar dolar olan BOTAŞ...

Her ay piyasadan döviz satın almaya kalkarsa...

Neler olacağını: Ne siz sorun...

Ne ben söyleyeyim...

AHLÂKSIZLAR İÇİN EVET...


Tansu Çiller: Koalisyon darbeden beterdir.



Doğru ama:

Siyasi ahlâksızlar için...

[caption id="attachment_336425" align="alignnone" width="600"] Çiller[/caption]



Eğer koalisyon (Ortaklık, kollektivizm)...

Darbeden beter olsaydı...

Bugüne kadar dünyada...

Halka açık bir tek şirket bile:

Ayakta kalamazdı...

DÜNÜN TİVİTİ...


Levent Özeren

@lvntozrn

“Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” diyenden,

“Giden gitsin, gerekirse yabancıdoktor getiririz” denilen günlere...