Korkusuz

Tüy diktiler!..

Tüy diktiler!..
Türk Bayrağı Kanunu:

“Madde 7 – Türk Bayrağı, yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk veya layık olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi bir şekilde kullanılamaz. Resmi yemin törenleri dışında her ne maksatla olursa olsun, masalara kürsülere, örtü olarak serilemez. Oturulan veya ayakla basılan yerlere konulamaz. Bu yerlere ve benzeri eşyaya Bayrağın şekli yapılamaz. Elbise veya üniforma şeklinde giyilemez.

Hiçbir siyasî parti, teşekkül, dernek, vakıf ve tüzükte belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan kurum ve kuruluşun amblem, flama, sembol ve benzerlerinin ön veya arka yüzünde esas veya fon teşkil edecek şekilde kullanılamaz.

Türk Bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz, gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz.

Bu Kanuna ve tüzüğe aykırı fiiller yetkililerce derhal önlenir ve gerekli soruşturma yapılır.”

Böyle der kanun... Şanlı bayrağımız ile ilgili uymamız gereken tüm kurallar en ince ayrıntısına kadar kanun ve ilgili tüzük maddeleriyle belirlenmiştir. Gel gör ki; saray iktidarı döneminde,  AKP mitinglerinde ayaklar altına alınıp çiğnendiğini, seccade niyetine kullanıldığını ve üzerine basılarak namaz kılındığını, Türk düşmanı bedevi kral için yarıya indirildiğini, sözde Kürt devletinin bayrağı ile yan yana göndere çekildiğini  gördük!..

Meğer daha ne göreceklerimiz varmış!. Saray iktidarının himayesinde siyaseten yönetilen yavru vatanda, kanayan bu yaramıza derin bir hançer sokuldu!.



Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde öldürülen yasa dışı kumar, kara para ve uyuşturucu işleri ile uğraşan  ve Ankara’da birilerinin vaktiyle “iş adamı” diye tanımladığı Halil Falyalı’nın toprağa veriliş “töreni”nden yansıyan  o fotoğraf karesi... Tabuta sarılı Türk Bayrağı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağı...

İçimdeki tepkiyi ve kızgınlığı yeterince aktaracak cümleleri bulamıyorum. Aklımdan geçip de yazmayı düşündüklerimi sayfaya döktüğümde tekrar tekrar sildim. Türk Bayrağı’nın kirli bir adamın tabutuna sarılması!.. Vatan için göz kırpmadan şehit olan kahramanlarımızın cenaze törenleri film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden...

Ne olur beni yanlış anlamayın!.. Gösterebileceğim en hafif tepki:

Halil Falyalı, siyasal İslamcıların şehidi oldu demek!..

★★★

Gündem ve yer sıkışıklığı nedeni ile geride bırakmak üzere olduğumuz haftanın bazı önemli olaylarına da kısa kısa değinelim:

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin Londra’da gerçekleştirdiği temaslar allandı pullandı, yere göğe sığdırılamadı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Toplam 2 gün süren görüşmelerde 18 varlık yönetim şirketi, 19 uluslararası kalkınma ve yatırım bankası ile 10’dan fazla özel sermaye, alt yapı ve girişim sermayesi fonu ve teknoloji şirketi katılım sağladı ve toplam 100’e yakın üst düzey yönetici ile görüşmeler gerçekleştirildi” dendi. Bol bol kalabalıklar halinde gülen yüz fotoğrafları paylaşıldı. Bizim buralara, Londra semalarından “parayı bulduk” gazı verildi. Bakan Nebati’nin Türkiye’de söyledikleri ile Londra’da konuştukları arasındaki çelişkilere hiç girmeyeceğim. Bol bol yapılan “düzeltme” açıklamalarından işe ayıkmış olmalısınız.

Antenlerimizin  uzanabildiği kadarıyla, Bakan Nebati’nin Londra temaslarına baktım. Önce şu soruya cevap aradım;  o kadar kalabalık içinde üst düzey bankacılar, üst düzey yatırım sektörü temsilcileri kimlerdi? İsimler neden açıklanmıyordu?.. Londra’daki temasları izleyen kaynaklarım, kalabalık fotoğrafların, organizasyonu yapan iktidara yakın 2 iş adamının “hatırı” için gerçekleştiğinin altını ısrarla çizdiler. Bakan Nebati ile görüşen ve “üst düzey” denilen bankacı ve yatırım sektörü temsilcilerinin neredeyse tamamı orta düzey yardımcı elemanlarmış. Türkiye masası şefleri gibi... O kadar kalabalık arasından Türkiye’ye para geliyor mu?. Sınırlı bir swap imkanı bile görünmüyormuş...

Yani?. Eski Kızılderili numaralarına devam!.

★★★

Ne zaman krize girsek ne zaman vatandaşın canı en acı şekilde yakılsa; “Erdoğan talimat verdi, formül bulundu” manşetleri gırla gidiyor...

Elektrik faturalarına ne formül icat edeceklerini göreceğiz!.. Formül bulunduysa neyi bekliyorlar onu da anlayamadım ama soruyorum;

Eyy ballı koltuklarda gününü gün eden bakanlar ve bürokratlar... Yahu, Tayyip Erdoğan, size, hiç mi işinizi ta en baştan adam gibi yapın diye talimat vermez?. Peki, siz, o elinize yüzünüze bulaştırdığınız işleri, Tayyip Erdoğan’dan talimat almadan mı yapıyorsunuz?.. Var mı o yürek sizde?.

★★★

Gergin geçen haftayı önemli bir kulis bilgisi ile kapatalım. Geçen aydan beri gündemde kalan, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın “Edirne’deki İmralı’ya hesap verecek” sözleri üzerine yaşanan gelişmelere de ışık tutsun!.

Ankara’nın derin kulislerinde konuşulanlara göre, bebek katili Abdullah Öcalan’ın sefa sürdüğü İmralı’da trafik yoğunlaşmış... Nevruz’da okunması için yeni bir mektup yoldaymış. İddialara göre, terörist başının mektubunu bu sefer avukatları okuyacakmış. Bakalım, mektubun içinden bu sefer neler çıkacak?.. Öcalan, taleplere ne kadar cevap verebilecek?.. Ve yeni talepleri ne olacak?..

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.