Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı

2. turda Bay Kemal mi?..

Yoksa...

Bay Recep mi kazanır?..

Bilemem...

Ama...

Seçmen davranışlarından örnek vererek tahminde bulunmanıza yardımcı olmaya çalışayım...





Kemal Bey’in Erdoğan’dan daha fazla oy alabilmesi için...

Meselâ...

İlk turda sandığa gitmeyen...

İstanbul, Ankara ve İzmir’de yaşayan...

Ve...

CHP seçmeni oldukları kabul edilen...

Ancak...

Kemal Bey’den nefret eden...

Klâsik CHP’lilerin etkisinde kalıp sandığa gitmeyen (Ki hemen hepsi CHP’lidir) 2 milyon seçmenin:

Sandığa gidip: Kemal Bey için oy kullanması şart...



Çünkü...

İkinci turda:

MHP yönetimi...

Bugünkü Meclis aritmetiğinde:

Erdoğan’ın CB olmasını istemez...



Neden mi?..

Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa...

Meclisi by-pass ederek dilediğini yapabilir...

İYİ Parti’yi yanına çekebilir...

İYİ Parti olmazsa HDP (YSP) ile barışabilir...

Yani:

Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda:

MHP’nin 50 milletvekili hiçbir işe yaramayabilir...



BBP seçmenlerinin...

Mecliste tek milletvekili bile olmadığı için:

Sandığa gitmeyecekleri kanaatindeyim...



HÜDAPAR parti disiplinine girmemek...

Gerektiğinde AKP grubunu da eleştirebilmek için:

Erdoğan’ın değil...

Topal ördek olarak baskılayabilecekleri:

Kemal Bey’in seçilmesini ister...



Yeniden Refah Parti:

Bu yetkilerle bir kez daha cumhurbaşkanı seçilecek olan Erdoğan’ın:

YRP’yi de tıpkı daha önceki İslâmcı partiler gibi “ham” yapacağını bilir...



Yani...

Endişeye gerek yok...

Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı Kemal Bey...

Sonra da bana mesaj atıp ağlaşmayın


Dikkatinizi çekmek istiyorum...

Türkiye’nin:

En dürüst...

En şerefli...

En onurlu...

En haysiyetli...

En demokrat:

Atatürk ilke ve inkılaplarına en bağlı...

En modern:

Medya patronu Burak Akbay:

Sürgünde yaşıyor...



İktidardan af diledikleri...

Yolsuzluk haberlerini yapmaktan vazgeçtikleri anda...

Evlerine barklarına dönüp:

Vicdanlarını ve klavyelerini muktedire satmış...

Veya...

Kiraya vermiş olan oportünistler gibi:

Bir elleri yağda...

Bir elleri balda keyif çatabilecek gerçek gazeteciler:

Sürgünde yaşıyorlar...



Peki...

Millet İttifakını desteklermiş gibi yapan...

Erdoğan’a muhalefet edermiş gibi görünen yerleşik gazetecilerin pek çoğu ne yapıyor?..



Sürgünde yaşayan...

Ancak...

Ülkenin nasıl ve kim/ler tarafından soyulduğunu belgeleyen gazetecileri itibarsızlaştırmak için...

Onlardan hala:

“FETÖ terör örgütünün aparat gazetecileri” diye söz ediyor...

“Bunlara inanmayın” diyerek onların:

“Güvenilmez” oldukları algısını yaratmaya çalışıyor...

Yani:



O gerçek gazetecilerin kanıtladıkları:

Yolsuzlukların...

Hırsızlıkların...

Ahlâksızlıkların üzerini:

Şallarıyla örtüyorlar...



Rejim gidiyor efendiler rejim...

Sürgünde yaşayan gazetecilerden nefret edebilirsiniz...

Onlara “gıcık” olabilirsiniz...

Hatta:
Kıskanabilirsiniz de...

Ama...



Kişisel kin ve nefretlerinizi tatmin edebilmek için...

Onların gerçek haberlerini yalanlayarak:

Soygunları meşrulaştıramaz...

Rejimi tehlikeye atamazsınız...

Buna hakkınız yok...

Oralı bile olmam


Ey; Kemal Bey:

“FETÖ ve PKK ile sonsuza kadar mücadele edeceğiz” dediği için:

“Sandığa gitmeyeceğiz, bu da (Kemal Kılıçdaroğlu) Erdoğan’ın ağzıyla konuşuyor ‘FETÖ’ diyor” diye saçmalayanlar!..



Yıllardır:

“PKK’nın siyasi ayağı” diye aşağılanan HDP seçmeni...

Kılıçdaroğlu’nun o sözlerinden neden alınmıyor da:

Siz alınıyorsunuz...



Hadi oradan be...

Gidin ve HÜDAPAR, YRP ve MHP ile ittifak halinde olan Erdoğan’a oy verin...

Ama...



Sonra da bana mesajlar atıp:

“Dede ya bu adam (Erdoğan) sadece sevdiklerimizi, yakınlarımızı değil ailelerimizi de perişan etti” diye ağlaşmayın...

Oralı bile olmam...

Dünün tweeti


Dogu Ergil

@DoguErgildogu

İki şeyi anlamak zor:

1- Nasıl oluyor da Türk milliyetçileri, ülkelerinin kalıcı olarak milyonlarca yabancı tarafından işgaline sessiz kalıyorlar?

2- Milliyetçilik, doğuşu ve karakteri itibarıyla laik bir ideolojidir. Nasıl oluyor da siyasal dincilikle kol kola yaşayabiliyor?

Halkın geleceği çalındı




Hitler’in propaganda makinesi Goebbels bakın ne diyordu:

“Basın, iktidarların kullandığı dev bir klavyedir...

Her zaman etrafınızda:

İçinde gazetecilerin de olduğu bir yalaka ordusu bulundurun...

Ve...

Unutmayın ki:

Önemli olan aydınlar değil...

Cahil ve eğitimsiz insan yığınlarıdır...

Çünkü...

Aydınları kandırmak zor...

Cahil ve eğitimsiz kitleleri kandırmak çok kolaydır...

Cahil ve eğitimsiz kitleler her zaman kolay ateşlenir...

Onları ateşleyin...

Asla soğumasına...

Ve...

Düşünmesine izin vermeyin...”.



20 yıl seçimler böyle kazanıldı...

Ama...

Halkın geleceği çalındı...

Yakın tehlike!..




Demografi bilimiyle ilgilenenlerin görüşlerine göre 2 nesil sonra Türkiye’de yaşayan nüfusun yarısından biraz fazlası:

Halen ülkemizde mülteci/göçmen olarak yaşayanlardan oluşacak...

Bu demektir ki:



2 nesil sonra Parlamento (Eğer yerinde durursa) çoğunluğunu:

Bugünkü göçmen ve mültecilerin çocuklarıyla torunları oluşturacak...

Yani...

Cumhuriyeti kuran nesillerin çocuklarının bir bölümü ve torunları:

Ülkede azınlıkta kalacak...



Bu net ve bilimsel bir gerçek...

Erdoğan bir kez daha cumhurbaşkanı seçilirse:

Rejim de değişeceği için...

Bu oluşum hızlanacak...



Kemal Bey cumhurbaşkanı seçilirse...

En azından rejimi kurtaracağız...

Karar:

İlk turda sandığa gitmeyen CHP seçmenlerinin...

Birazcık rahatlar


Türkiye’nin halen “gelişmekte olan ülkeler” liginde patinaj çekmesinin sebebi:

1970 ve öncesinde doğan nesillerin (Ben daha da eskiyim. 1951) sayıca çok fazla olması...

Bu kuşak içinde:

Eğitimsiz, hamasi, sorgulamayan ve din afyonuyla uyutulmuş...

O kadar çok:

Emekli, kasabalı ve köylü var ki...

Bu insanlar:

Demokratik haklarını:

Ülkeyi geri taşıyan politikacılardan yana kullanıyorlar...



Yapılabilecek bir şey var mı?..

Yok... Yok ama...



Bilhassa 1990 sonrası doğan genç nesle umut verebiliriz...

Onlara:

“Sabredin, 1970 öncesi doğanlar göçüp gittiklerinde çok rahat ve müreffeh bir ülkede yaşayacaksınız ama bir şartla, 28 Mayıs günü Kılıçdaroğlu’nu seçerseniz” diyebiliriz...



İkna olurlarsa... Finali oynayan bizlere de kıyak çekmiş olurlar...

Haziran sonunda emekli bir aile:

On beşer binden 30 bin lira bayram ikramiyesi alarak:

Birazcık rahatlar...