Korkusuz

Türkiye, Bülent Arınç’a teşekkür borçlu!..

Türkiye, Bülent Arınç’a teşekkür borçlu!..
Gazeteciliğin ilk şartıdır; dürüst olmak... Olmazsa olmazıdır...

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi AKP’li Bülent Arınç’ı geçmişteki köşe yazılarımda hem icraatları hem siyasi anlayışı yüzünden çok eleştirmişimdir. Damat Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden alınma operasyonu hemen öncesinde Arınç’ın medyaya verdiği  “Ekonomi kötü gidiyor” içerikli röportajının buna çok büyük etkisi olduğu yazıldı çizildi. Hatta o söyleşinin geri planında Arınç’ın, Tayyip Erdoğan’a yaptığı “Böyle giderse AKP’den 30-40 milletvekili gidecek” uyarısının olduğu iddiaları ortada dolaştı. Ve hatta, Albayrak’ın görevden alınmasında uyarının etkili olduğu da kamuoyuna çeşitli mecralardan yansıtıldı.

Peki, doğru muydu tüm bu iddialar?.. Peşinen söyleyeyim: bir yerleri yalanlamak bir yerleri doğrulamak peşinde değilim. Bir itirafta da bulunayım; bundan sonraki satırlarda bazı yerleri tam yazmayacağım, bazı hususları da derinlemesine açmadan sadece üstünden geçeceğim. Okurlar, yine kızacak ama ne yapayım?.. Söz konusu vatan, millet ve devlet ise benim gazeteciliğimin kırmızı çizgileri başlar... Siz, buna isterseniz kibarca otosansür deyin!..

★★★

Geçtiğimiz çarşamba gününe dönelim... “İstifası”ndan 27 saat sonra resmi açıklama yapılan Berat Albayrak hakkında AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın ne diyeceği veya bir şey deyip demeyeceği günün merak konusuydu. Erdoğan, partisinin grup toplantısında damadına teşekkür etti. Ama nasıl?

“Önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, sonra Hazine ve Maliye Bakanı olarak önemli hizmetler veren Berat Albayrak’a şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bu süreç içerisinde özelikle de 2 sismik araştırma, 3 tane de sondaj gemisini hakikaten dünyadaki ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemde bunu fırsata dönüştürmek suretiyle ülkemize kazandırması da finans yönetimi bakımından önemli bir başarıydı.”

Evet, Erdoğan damadına sadece (kısaca) Enerji Bakanlığı dönemindeki çalışmaları için teşekkür etmişti. Ekonomi yönetimindeki çalışmalarını yok saymıştı. Erdoğan’ın grup konuşmasında yaptığı tüm açıklamaları “Albayrak’a teşekkür”, “piyasaları rahatlatacak  açıklamalar” başlığı ile değerlendiren penguen medya bu büyük ayrıntıyı itina ile gözden kaçırıyordu!..

★★★

Şimdi, kasırga öncesi günlere dönelim;

Biliyorsunuz, ülkemizde neye yaradığı pek anlaşılamayan kurullardan biri de  Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’dur. Bana sorarsanız, diğerleri gibi bu kurulda AKP’lilerin gönüllerini hoş etme kurullarından biridir. Ancak, güvenilir saray kaynaklarımın anlattıklarını duyunca içimden “iyi ki varmış” dedim.

Okurları daha fazla merakta bırakmayalım...

Kamuoyundaki genel algı, kasırga, Murat Uysal’ın Merkez Bankası Başkanlığı görevinden cuma gecesi Resmi Gazete de yayımlanan kararnameden sonra başladı. Küsmeler, kavgalar falan filan...

Yok öyle değilmiş meğer!.. Sıkı durun;

Kararnamenin yayınladığı 6 Kasım Cuma gecesinin haftası sarayda YİK toplantısı varmış. Bu toplantıdan sonra YİK üyesi Bülent Arınç, Tayyip Erdoğan’ın koluna girmiş ve özel konuşmak istediğini belirtip bir odaya sokmuş. “Bak ben senin abinim” diye söze başlamış. (Gerçekten ben de gözlerimle, kulaklarımla çok kez şahit olmuşumdur. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç’a hep  “abi” diye hitap eder ve her gördüğü yerde ayağa kalkar ceketinin düğmelerini ilikler öyle karşılardı.) Arınç, ekonominin kötü gidişatına izah ettikten sonra “Merkez Bankası dövizlerinin tamamen eridiğini” net olarak Erdoğan’a söylemiş. Tayyip Erdoğan, “Sen ne diyorsun? Nasıl olur yahu?” diye hiddetlenip tepki gösterince “Ben senin abinim diye” konuşmasına devam eden Arınç, geçmişte bazı ülkelerde yaşanan büyük sıkıntıları da hatırlatarak “Bizi burada...” deyip oldukça duygusal tonda söyleyeceklerini bitirmiş.

Saray kaynaklarımın anlattığına göre, Bülent Arınç’ın anlattıklarına inanmak istemeyen Tayyip Erdoğan,  görüşme tamamlanır tamamlanmaz o anda Merkez Başkanlığı koltuğunda oturan Berat Albayrak’ın sıkı adamı Murat Uysal’ı telefonla aramış. “Bana şu andaki döviz rezervimizi  hemen söyle” deyince işin vahametini kavrayan Murat Uysal “Efendim isterseniz ben size bir rapor hazırlayım sayın Bakan ile arz etmeye gelelim” diye işin içinden çıkmaya çalışmış. Bu cevap üzerine Erdoğan, sesini daha da yükselterek “Ben sizden kağıt falan istemiyorum. Hemen şimdi bana rakamları söyleyeceksin “ deyince Uysal kaçacak delik bulamamış. Gerçek rakamlarını duyan Erdoğan ise sinirden küplere binmiş.

Sonra neler olmuş?,

Merkez Bankası Başkanlığı’na atanan Naci Ağbal’ın Kısıklı’ya çağrılması... Bülent Arınç’ı doğrulayan brifingler... Kısıklı’da Ağbal ile karşılaşan Berat Albayrak’ın kavgaları... Ve görevden alma operasyonları...

Saray kaynaklarıma, “Resmi açıklama için neden 27 saat beklendi. Neden böyle önemli bir makam piyasaların bu kadar kırgın olduğu bir anda uzun sayılacak saatler içinde boş bırakıldı” diye sorduğumda şu yanıtı aldım;

“O gün kimse Tayyip Erdoğan’ın yanına yaklaşma cesaretini gösteremedi. Kimsenin gidip de ‘şunu bakan yapalım’ diyecek cesareti yoktu.”

İhtiyat payı bırakmak ile birlikte güvenilir saray kaynaklarımın anlattıklarına inanıyorum. “Berat Albayrak benim kırmızı çizgimdir“ diye ilan eden kendisine  Bakan şikayetine gelenlere “Ne yapayım elimde 9-10 tane Berat Albayrak yok ki. Bir tane var“ diyen Tayyip Erdoğan’a “Kral çıplak” deme cesareti göstermek gerçekten takdire şayan. O yüzden, Türkiye, Bülent Arınç’a teşekkür borçlu diyorum.

★★★

Bu, bu sefer açıktan itiraf edilemeyen yeni bir “aldatıldım” vakası mı?.. Varın onun da kararını siz verin... Başkentteki AKP çevreleri, Erdoğan’ın psikolojik halini “kendini sırtından hançerlenmiş olarak hissediyor. Öfkesi de kolay kolay geçeceğe benzemiyor” diye izah ediyor. Döviz rezervlerinde aldatılan Erdoğan, müjdeli doğal gaz rezervlerine bakar, onları da kontrol eder mi?.. Bilemem!.. Ancak, başkentte başta Sabah Gazetesi olmak üzere medyanın, Berat Albayrak bağlantılı bürokrasi ve saraya yerleştirdiği SETA’cıların geleceği konunda muhtelif yorumlar yapılıyor...

★★★

Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.