Korkusuz
Ümit Zileli

Teröristin, mafyanın, uyuşturucu çetelerinin cirit attığı ülke!

Önceki akşam, İstiklal’de yaşanan katliamın ardından, caddenin ortasında yamru yumru olmuş  bebek arabasını gördüğümde...

Dün, ölen 6 kişinin içinde bebeklerin, gencecik bir kızın, annesini-babasını yitiren iki yaşında minnacık bir kız çocuğunun olduğunu öğrendiğimde, yüreğimin parçalanmasının, öfke ve çaresizlik içinde çığlık atmak istememin yanı sıra bir “dejavu” duygusuyla hep aynı şeyi düşündüm...

-Kendimi 2015’te iki seçim arasındaki 6 aylık sürede ve 2016’da yaşadığımız o aşağılık terör günlerindeymişim gibi hissettim!

7 Haziran’da genel seçim yapılmış, AKP Meclisteki çoğunluğunu kaybetmiş, partiler arasında koalisyon görüşmeleri yapılıyordu... İlk kara haber Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinden geldi:

-Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF), 20 Temmuz 2015’te çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu bir toplu buluşmasına IŞİD’li terörist bombalı intihar saldırısı düzenledi. 33 kişi öldü, 100’ü aşkın insan yaralandı...

Yalnızca 3 ay kadar sonra, 10 Ekim 2015’te intihar bombacıları bu kez Ankara’da ortaya çıktı:

-Ankara Garı’nda yapılan Barış Mitingiydi hedef. 103 kişi can verdi. 400 kişi yaralandı. Bu saldırı “Türkiye’deki en kanlı eylem” olarak kayıtlara geçti. Canlı bombacılardan biri, Suruç saldırısını düzenleyen teröristin kardeşiydi!

Aynı sıralarda Diyarbakır’da güvenlik güçlerimiz ile PKK/PYD teröristleri arasında“Hendek Savaşı” olarak bilinen kanlı çarpışmalar yaşanıyordu.

1 Kasım 2015’te tekrarlanan genel seçimlerde AKP yüzde 49 oyla Meclis’te yeniden çoğunluğu sağlayacaktı...

2016 yılı daTürkiye’nin pek çok yerinde sivil, asker, polis gözetmeksizin en alçakça terör saldırılarının yılı olarak geçti tarihe!

-İstanbul Sultanahmet’te turistlere yapılan intihar saldırısında 13, Diyarbakır, Çınar İlçesi’nde Emniyet Müdürlüğü’ne bombalı araç ve roketatarlarla yapılan saldırıda 3’ü çocuk 5 sivil çocuk ve bir polis, Ankara Güvenpark’da düzenlenen bombalı saldırıda 36, Diyarbakır Sur’da bomba dolu kamyonun patlaması sonucu 16, Gaziantep’te kına gecesine yapılan bombalı saldırıda 52, İstanbul Havalimanı’na düzenlenen saldırıda 45, İstanbul, biri Beşiktaş Stadı, diğeri Maçka Parkı önünde yapılan bombalı iki saldırıda 40’ı polis, 7’si sivil 47 kişi yaşamını yitirdi...

Ancak bir bölümünü köşeme alabildiğim bu alçakça saldırıların yalnızca birisi, Gaziantep saldırısı IŞİD’in eseriydi, diğer tüm saldırılar PKK’nın kanlı parmak izini işaret ediyordu!

Ayakkabı numarasına kadar bildiğimiz teröristler!


Son 6 yıl içinde yukarıdaki gibi ağır terör saldırıları yaşamadık...

Taa ki, İstiklal’de önceki akşam yaşanan kalleş saldırıya dek! Güvenlik güçleri, saatler içinde failin kimliğini tespit etti ve gecenin ilerleyen saatlerinde teröristi Küçükçekmece’de saklandığı evde kıskıvrak yakaladı:

-Suriye uyruklu Ahlan Albashır adında bir kadın!

Terörist’in yapılan sorgusunda, PKK/PYD/YPG terör örgütü tarafından özel istihbarat elemanı olarak yetiştirildiğini ve Afrin-İdlib üzerinden Türkiye’ye eylem yapmak için kaçak yollarla giriş yaptığını söylediği öğrenildi.

Öncelikle, güvenlik güçlerimizi kısa sürede bu kadının yakalanması ve konuşturulması konusundaki başarıları nedeniyle kutluyorum... Ancak sormam gereken çok yaşamsal bir soru var:

-Bu kadın İdlib/Afrin üzerinden İstanbul’a kadar kaçak olarak nasıl gelebildi?

İdlib’de ve özellikle Afrin’de çok güçlü ve etkili bir istihbarat ağı olduğu sürekli eylemler yapıldığı devamlı olarak söylenen, tekrarlanan bir sır! İçişleri Bakanı’nın “ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz” dediğini de biliyoruz. O halde bu kadın nasıl oldu da Türkiye sınırından girdi, bin 176 Kilometrelik, 13 saate yakın süren istanbul yolunu aştı ve eylemini gerçekleştirebildi?

-Bunun yanıtı verilmeli.

Düzensiz ve kaçak göçmen cenneti!


Türkiye’de resmi rakamlarla göçmen sayısı ne kadar? İşte resmi açıklamalara göre, Suriyeli göçmen sayısı:

- 23 Eylül 2021 itibarıyla, 3 milyon 713 bin 344!

Diğer ülkelerden gelen göçmen ya da sığınmacı sayısı nedir peki:

-Resmi rakamlara göre 320 bin!

Halbuki, iddialar bu rakamların çok çok üzerinde; öyle ki açıklanan resmi rakamların iki katından bile çok daha yukarıda! Türkiye’deki Suriyeli sayısının 5.5-6 milyon düzeyinde olduğu, diğer sığınmacılarla birlikte toplamın ise 10 milyon civarında olduğu çeşitli çevrelerce dile getiriliyor!..

Resmi rakamları doğru kabul etsek bile, Türkiye’nin bir kaçak göçmen ve sığınmacı cenneti olduğu, dünyanın kırmızı bültenle aranan mafya liderlerinin bile ülkemizi “güvenli liman” olarak tercih ettiği, aralarındaki kanlı hesaplaşmalarını bile İstanbul’un göbeğinde yaptıkları, Suriyelisinin, Afganının, Nijeryalısının, Sudanlısının birbirlerini kaçırdığı, fidye istediği, öldürdüğü adeta “Teksas” misali bir ülkede yaşadığımıza her Tanrı’nın günü gazetelerde, Tv’lerde tanık oluyoruz.

İşte, “ayakkabı numarasına kadar bildiğimiz” teröristler böyle “bereketli” bir ortam bulabildikleri için sınırlarımızdan girip, bin km’lik yolu aşıp istedikleri haltı yiyebiliyor, yabancı mafya liderleri ülkeyi uyuşturucu cennetine çevirebiliyorlar!

-Oy uğruna demografik yapımızın nasıl tarumar edildiği ise ayrı bir yazı konusu!