Korkusuz

‘Suriyeliler seçime girse kazanır’

‘Suriyeliler seçime girse kazanır’
AKP, iktidarda kalabilmek ve ABD’nin desteğini alabilmek adına, coğrafyamızda hangi belalı sorun varsa, hepsinin parçası oldu. Emperyalist ülkelerin tüm planlarının gönüllü taşeronluğuna soyundu. AKP’nin, Irak ve Suriye’nin bölünmesi planından Afganistan’daki krize dek her yerde parmak izi var!

BİR GECEDE DEĞİŞTİLER

Suriye’yi üçe bölmeyi tasarlayan ABD ve İngiltere, bu planı AKP’nin önüne koyduğunda, iktidar partisi daha düne kadar “Dostum Esat” dediği Beşar Esat’ı bir anda “Zalim Esat’’ ilan etti. Ve Suriye’nin emperyalist planlar çerçevesinde bölünmesi için harekete geçti. AKP’nin bu maceracı politikası, Türkiye’nin 40 milyar dolarına mal oldu. Ve yine bu maceracı politika yüzünden 3.5 milyonun üstünde Suriyeli kendi topraklarını terk etmek ve ülkemize yerleşmek zorunda kaldı.

[caption id="attachment_6558249" align="alignnone" width="600"] Lütfü Savaş[/caption]

CHP’Lİ BAŞKANIN TESPİTİ

CHP’li Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Lütfü Savaş, önceki gün verdiği bir mülakatta, “Hatay’ın bazı ilçelerinde Suriyeliler seçime girse, belediye başkanlıklarını kazanırlar” dedi. Aynı durum, ısrarlı bir şekilde göç politikasının teşvik edildiği Gaziantep ve Kilis için de geçerli.

HAZIR VE BASİT CEVAP

AKP’nin tamamen emperyalist planlar çerçevesinde gerçekleştirdiği politikaların ceremesini Türk halkı çekiyor. Zira; henüz Suriye’den Türkiye’ye göç ettirilen 3.5 milyon Suriyeliye ilişkin bir politika bile üretilemedi. AKP göç ettirdiği yüzbinlerce insana dair herhangi bir “geri dönüş programı”nı düşünmüyor bile... “Geri dönüş” diyen herkes büyük bir basitlikle ‘’ırkçılık’’la suçlanıyor ve tartışmanın önü kesiliyor.

Yapılan tüm araştırmalar, savaş ve benzeri sorunlar dolayısıyla göç edenlerin yüzde 75’nin ülkelerine dönmediğini ortaya koyuyor. Bu da Türkiye’nin gelecek on yılında hangi sorunu tartışacağını gösteriyor.

Şimdi de Afgan göçü...


Türkiye, AKP’nin yanlış politikalarının sosyo-ekonomik bedelini ağır bir şekilde ödüyor. İktidar ise sanki bu sorunlar yokmuş gibi davranıyor. Oysa ki; gerek Suriye’den göç ettirilen milyonlar, gerek Van sınırından elini kolunu sallayarak geçen Afganlar, yeni sıkıntılara işaret ediyor.

AKP iktidarının sınır kapılarını adeta açarak göç etmesini sağladığı Afganlar, Türkiye’nin birçok kentine dağılmış durumda. Bu insanlar ne yer, ne içer, nasıl yaşar doğrusu kimse bilmiyor.



AÇIK KONUŞTULAR

Bu yeni göç dalgasının emperyalist ülkelerle ”al gülüm – ver gülüm”  politikası çerçevesinde gerçekleştiği çok açık… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün bu politikaya ilişkin bir açıklama yaptı ve AKP iktidarını uyardı.

Kılıçdaroğlu’nu bu açıklamayı yapmaya iten Almanya Başbakanı Merkel’in sözleriydi. Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz da tıpkı Merkel gibi konuştu ve “Afganistan’dan göç eden kişiler için en uygun yer Türkiye’’ dedi.

Belli ki; AKP iktidarı alacağı üç beş kuruş ve almayı düşündüğü AB desteği uğruna, Türkiye’yi bir göç selinin merkezi haline getirecek.

Avusturya Başbakanı Kurz’un “Eğer insanlar kaçmak zorundalarsa, herkesin Avusturya, Almanya ya da İsveç’e gelmesindense, Türkiye gibi komşu ülkeleri ya da Afganistan’ın güvenli bölgelerini kesinlikle daha doğru yer olarak görüyorum” şeklindeki sözleri, ülkemizi bekleyen yeni süreci işaret ediyor.

KARŞI ÇIKMAK GEREK

Bu bağlamda, başta CHP ve İYİ Parti olmak üzere, tüm muhalefet partilerinin Türkiye’nin bir “göç merkezi” haline getirilmesine ilişkin itirazlarını yüksek bir sesle dile getirmesi gerekiyor. Zira; AKP önünde herhangi bir engel görmediği takdirde, Türkiye’nin demografik yapısını bozacak her türlü tehlikeli adımı atmaya kararlı görünüyor.

Irkçılık...


Türkiye’de içinde ne zaman “göç, mülteci, sığınmacı, düzensiz göçmen…” kavramları geçen bir tartışma olsa, bazı aklı evveller AKP’nin politikalarını eleştirenlere hemen “Irkçılık” yaftasını yapıştırıyor. “Sınırlarımız kontrolsüz bir şekilde göçmen akınına uğruyor” diyene “Biz Ensar’ız tabii ki gelecekler” deniyor. “Gelenlerin kim olduğu bilinmiyor, kayıtları tutulmuyor” denilirse, “Siz yabancı düşmanısınız, ırkçısınız” cevabı veriliyor.

Emin olun ki; AKP’nin politikalarını eleştirenlere verilen bu cevapların hiçbir bilimsel karşılığı yok.



‘IRKÇISIN’ DEMEK SORUN ÇÖZMÜYOR

Yurttaşların kendi ülkelerinde güven içinde yaşamayı ve kiminle yaşadığını bilmek istemesi en doğal hakkıdır. Bu hakkı dile getirenlere yönelik olarak “Irkçısın” vs demek, bu haktan habersiz olmaktır.

Evet, nasıl ki; “göçmen, mülteci, sığınmacı, geçici misafir, düzensiz göçmen”lerin hakkı varsa, o ülkenin yurttaşlarının da hakları vardır. Burada, toplumsal bir çatışma alanı yaratmak yerine, önce ülkeleri birbirine kırdıran emperyalist politikaları deşifre etmek, ardından ise bu politikalara alet olan iktidarlara karşı çıkmak gerekir.

DOĞRU TESPİT EDELİM

AKP’nin emperyalistlerin politikalarını uygulamak adına Türkiye’nin başına açtığı belaları kabullenmek zorunda değiliz. Tabii ki; her insanın insanca yaşam hakkı vardır. Göçmenlerin de hakları uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınmıştır. Kimse “Taliban zulmünden kaçanları görmezden gelin” demiyor; aksine Türkiye’nin AKP eliyle emperyalist ülkelerin göç politikalarının yatağı haline gelmesine itiraz ediyor.