YouTube kanalındaki programda bazı sözler gösterilerek “Cumhurbaşkanına tehdit” suçlamasıyla 104 bölümde tutuklu bulunan Fatih Altaylı, bugün ilk kez Silivri'de hakim karşısına çıktı.
Eşi, kızı, yedileri, meslektaşları ve birçok siyasi de Altaylı'ya destek olmak için Silivri'ye geldi.
Fatih Altaylı'nın yargılaması, Silivri Açık Ceza Yerleşkesi'ndeki 2 No'lu duruşma salonunda gerçekleştirildi.
İŞTE DAKİKA DAKİKA YAŞANANLAR
63 yaşındaki gazeteci Fatih Altaylı'nın yargılaması, Silivri Açık Ceza Yerleşkesi'ndeki 2 No'lu duruşma yapıldı.
11.50 KARAR VERİLDİ
Fatih Altaylı'nın tutukluluk hali devam edecek. Mahkeme heyeti grubunu organize edecek. Fatih Altaylı'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
11.10 SAVUNMASINA BAŞLADI
Cumhurbaşkanı'na yönelik tehdit suçlamalarıyla yargılanan gazeteci Fatih Altaylı, Silivri'deki duruşmada savunmasına başladı.
Altaylı, "Silivri'mize hoş geldiniz. Uzun süredir devam eden yüksek güvenlikli hücredeyim, yazı burada aileleri, sonbaharları burada selamlıyorum. İlk kez dört duvarın hedefe çıkabildim" diyerek söze başladı.
Altaylı, şu ifadeleri kullandı:
"Uzunca bir süredir burada ilk kez gelmek için dört duvar arasından dışarı çıkarıldım. enim yaşlarıma gelen sevdiklerinizle, katılıyorla, dostlarınızla geçirebilmeyi hayal ettiniz yazların azaldığından beri, onun yazısı daha değerli oluyor. Her günü daha değerli oluyor.
Sizleri ve buradaki parçaları buralara kadar yorduğumuz için kusura mal olmak ama emin olun ben de hiç istememdim böyle olmasını. Zaten tam olarak da anlamış değilim, neden böyle olduğunu, neden burada üyeliğini, neden hep birlikte burada kalmadığını. Ve hatırladığım kadarıyla ilk kez bir Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı bir dava var.
Yaz ayları boyunca tek kişilik hücremde, yalnız insanlar otururken ve 8 adıma 5 adımlık avlumda dolaşırken bunu, şimdi burada insanlar uzun uzun düşünme fırsatım oldu. Zannederim devam eder.
40-50 yıllık ebeveynlerin benim için kaygılanmalarının, ailemin, sevgililerin ve sevgililerin birleştiğinin aylarca beni düşünerek uykularının kalmalarının ve bugün burada hepimizin bir araya gelmek zorunda kalması bizim zannederim ayrılışımız.
Bugün burada bulunmamın sebebi, bu salonda bulunan ya da bu ülkelerde en ücra köyünde yaşayan çocuklar, hiç tanımadığım insanların evlatlarını kendi aralarında çoğaldıkları kadar sevilenler, kendilerinde yaşıyormuş gibiymişçesine düşünüyor, önemsiyor, onlar için de kendi yaşadığı gibi, hatta onun için kaygılandığımdan daha fazla kaygılanıyor olmam.
Şanslı olmayan çocuklar da benim çoğaldıkları kadar, çevredeki insanların çocukları kadar yetenekli olabilme yeteneği için buradayım. bunlardan da herhangi bir mensubiyetten, yardımdan dolayı değil; ana babalarının kim ya da kimlerden çıkan aktif eşit durumları çalıştırmayı savunmak için, güzel, müreffeh, fırsat eşitliği olan, liyakat değer verilen bir ülkede yaşamalarını istiyorum buradayım. Bunu yapabilmek, bunu başarabilmek için işleri yapıyorum.
Ekranlara patlama kendi başına bu olayları anlatıyor, genel olumsuzluklara rağmen özellikle gençlerin umutlarını taze, ülkenin geleceğine güvenlerini yaşatmaya çalışıyor.
Bir yandan da Türkiye'nin bir bilgi birikimi, bir bilimin mevcut olması için çabalıyorum. Bunu gerçekleştirebilmek için gelecekte duruşmada dinleyici sıralarında görebileceğiniz Türkiye'nin en yetkili, en iyi bilim insanları ile bilim programları yapılıyor; 16 yıldır onların desteği ile Türkiye'de bilim ve bilgileri önemli hale getirmek, sevdirmek için çabalıyorum.
Bilim olmadan, zengin ve ilişkilerle ilgilenen bakan bir kişinin görebilmemiz için gençleri bilimle tanışmaya, önlerine rol modellerini alıp onları bilime yönlendirmeye çalışıyor, Türkiye'yi bilime dayalı gelişmiş bir toplum haline getirebilmek için ateşe su içeren mancınık misali bilim programları yapılıyor ve ilginçtir, bunun için çalışmalar yapılmaktadır. Bunu 14 yıl boyunca televizyonlarda yaptım ve iki yıldır da YouTube üzerinde yapıyorum. Silivri'de bir hücrede oturmak zorunda kaldığım güne kadar da çalışmaya devam ettim.
Bunu tüm yaşamımda en önemli iş olarak gördüm. Yıllar önce katılmaya katkı sağlayan “Haydi Kızlar Okula” kampanyası ile nasıl gurur duyduysam, bununla da gurur duydu.
öncelikle şunu kapatma; 40 küsur yıllık meslek hayatım boyunca, bıraktığım kariyerim yaşam tüm yaşamım boyunca, ne benden güçsüz ne benden güçlü tek bir kişiyi bile tehdit etmedim. Kimseyi…
Tam aksine ben hep tehdit edilen oldum. Bu nedenle devletimiz 30 yıl boyunca beni korudu. Pek çok farklı terörün hedefi olmuştu. Ailem bu yüzden 30 yıl boyunca korku içinde yaşadı. Eve sağ salim geldiğimde şükretti. Kızım yıllar boyunca benim sonuçlarım çıkmamış, çocuk aklıyla bulunan bahanelerle engellemeye çalışıldı.
Sayın Heyet,Ben hep güçlünün değil, güçsüzün, tehdit edenin değil, tehdit edilenin yanında yer almaya çabaladım, yer aldım. Buna şu anda tehditle suçlandığım Sayın Erdoğan da tanıktır. kişiye göre haksızlık
bölümlerde hapis cezasına çarptırılıp, cezaevine atıldığında gazete manşetlerinde “Muhtar Bile Olamaz” diye yazıldığı gün, benim köşemin kökleri “5 Yıl İçinde Başbakan Olacak Adamı Bugün Hapse Attılar” şeklindeydi. Aslında 5 yıl gerekmedi…
*Bunu belki Sayın müdahil avukat da hatırlayacaktır.Keza 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimini kilitleyen 367 saçmalığını da eleştiren bendim.
Tüm bunları yaparken Sayın Erdoğan'la aynı fikirde miydik? Elbette değildik ama benim görevim seçildi Başbakan'ın hayal kurma özgürlüğünü savunmaktı, o hayal benim hayalim biriktiriyordu bile. Haksızlığa karşı çıkmak görevim, vicdani sorumluluğum...
Keza 2013 yılında Sayın Erdoğan'ın tüm siyasi durumunu ve büyük tehdit algısını ölçen, kendini ifade eden ölçümü benim için tercih ettiği televizyon programı programımdı. Benim davetimin üzerine değil, o her zamanki basının tercihlerinin üzerine… O gün siz de katılıyorsunuz…
O Fatih Altaylı mı bugün 'Sayın Cumhurbaşkanı'nı tehdit ediyor' oldu. Yapmayın... Hayatında insanları tehdit etmemiş Fatih Altaylı mı Sayın Erdoğan'ı, bu ülkenin Cumhurbaşkanı'nı tehdit edecek!
"KONUŞMAMIN İÇİNDEN 15-20 SANİYE KESİLDİ"
Sayın Mahkeme Heyeti, 2.5 - 3 kişi son derece iyi niyetli bir konuşmanın içinden 15 - 20 saniyelik bir bölümün kesilmesi ile bir sosyal medya linsine maruz kalmam ve Silivri'de küçük bir hücreye atıldım.
O iki dakikayı lütfedip izleyen herkes, herhangi bir tehdit kastımın geleceği, bir başlayacaktı. “Türkçe yazılı sandığı sever” diye bitiriyorum öyle bitiriyorum. Demokratik bağlılığın Türk özelliklerinin özellikleri anlatılıyor.
Halkın en sevdiği lidere karşı dahi demokratik gücünü elinde tutmayı başarıyor, %70'lik oran
Erdoğan'a karşı olmayı ama demokratik demokrasiyi kimseyle paylaşmayı istemediğini anlatıyorum. Demokrasinin erdemini anlatabilmek için demokrasi ve seçimin söz konusu olmayan günler yaşadıklarını, demokrasimizi geliştirmek için vurguluyorum. Bugünün aydınlığının değerini göstermek için dünyanın varlığını açıklama tehdidi olabilir mi?
O zaman tarih kitaplarının tehdidi artıyor. Burada hazır bulunan Türkiye'nin en iyi tarihçilerinin ekiplerine taktım. Tarihte yaşanmış tatsız olaylar bugün nasıl bir tehdit olabilir, bir otokratik monarşi döneminin olayları, bir demokraside nasıl bir tehdit olabilir, demokrasi kimi korkutabilir?
Bu düşünce başta Sayın Cumhurbaşkanı'na, tanzimattan bu yana demokrasisini kullanan çalışana haksızlıktır, ayıptır.
Sizlerin sorunlarının hukuki bir savunma yaparak haddimi aşmak istemem, onu gerek avukatlarım, parçalarının mütalaalarına başvurduğumuz değerli hukukçular yapacaklar.
Benim çabamı yapmayı, amacımı ve amacımı, kastımı, kasıtsızlığımı sizlere anlatabilmek. Ne var ki, bunu da söylemeden yapamayacağım, tutuklu olmama ve tutuklu kalmama neden olan iddianamenin, doktrin kelimelerinin haklı olarak doğru olmak için 1.tekil veya 1.çoğul üyelerle bağlantılı olması gerekir. Atıfta bulunulan Sayın Hafızoğulları'nın görüşü de bu yöndedir.
Tüm bunları anlatmama gerek var mı ondan da emin değilim. Siz sayın değerlendirmeçler, o iki buketin durumunu izlemiyorsanız, kastımın ne olduğunu, bir tehdit kastımın olmadığını da çok net izliyorsunuz. Belki safrayı gördünüz.
Bir haksızlık yaptıysam muhtemelen uyguladım ve birlikteliğe karşı yaptım. Başkalarının çocuklarını ve geleceklerini belki de daha fazla düşünüyordum. Herkesin hayal kurma özgürlüğünü korumak istiyoruz. Bu yüzden belki de kesintilerden pişmanlıklar ona yaşattıklarım için dilemiyorum.
Ama ben böyleyim. Haksız arkalığım dönemim. Ailemden, okullarımdan eğitim bu. Ama emin olun kimseyi ne tehdit edin, ne düzenlemesini ne de ederim. Hiçbir uyarı vermeyin.
T-am aksine gençlerin hayalleri tehdit altında olmasın, kimsenin kendini tehdit altında hissetmesi diye başlarım kendi çapımda.
Eğer bugün beraat talebi mevcutsa, çocuklar ve sertifika için, onların geleceği için uğraşmaya devam edin.
Hayal kurma özgürlüğü herkes için mevcuttur."
10:25 DOSYAYA 3 HAKİMLİ AĞIR CEZA MAHKEMESİ HEYETİ BAKACAK
Avukat Mehmet Can Seyhan, "İddianame Cumhurbaşkanlığına suikast ve fiili saldırı suçundan organize edilmesi için dosyaya 3 hakimli Ağır Ceza Mahkemesi heyeti katılıyor. dedi.
09:50 ARKADAŞLARI DESTEK İÇİN GELDİ
Fatih Altaylı'ya destek veren eşi Hande Altaylı, kızı Zeynep Altaylı, Galatasaray'ın eski başkanı Faruk Süren, Celal Şengör, Murat Bardakçı, CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, Zafer Partisi İstanbul İl Başkanı Hakan Akşit ve Galatasaray Lisesi'nden Silivri'ye geldi.
ALTAYLI'DAN DURUŞMA ÖNCESİ SON MESAJ
Fatih Altaylı, bugün YouTube kanalına gönderilen mektubunda, "Sabah 5:30'da kalkmış, traş yazdığım, cezaevi dolabımda bugün için sakladığım takım elbisemi giymiş, Silivri'deki salonda yarışmaya katılmak üzere yola çıkmak üzereydi. Beyaz gömleğimin yıkandığının lekelendiği hemen görüldü, yıkandı. Yakasını çamaşır suyu ile ağarttım, yetişmesi yerde çalıştırdım. Selam olsun. Herkese keyifli bir gün dileyeyim" kullanımı kullanıldı .
NE OLMUŞTU?
Fatih Altaylı, 20 Haziran'da YouTube kanalında yayımlanan Fatih Altaylı programdaki sözler nedeniyle aynı gün saklanmıştı.
5 YIL HAPSİ İSTENİYOR
Hakkında “Cumhurbaşkanını tehdit etme” suçlamasıyla az 5 yıl hapis cezası talep ediliyor. Altaylı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik tehdit ya da hakaret içeren ifadeler iddialarını reddediyor.