AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, teğmenler tartışmasında, "Bu hakikatler gün gibi ortada dururken kılıç şakırtıları arasında disiplinsizlik yapanları kahramanlaştırmak neyin nesidir? Allah aşkına, bu nasıl bir şuursuzluktur? Bu hakikatler gün gibi ortada dururken kılıç şakırtıları arasında disiplinsizlik yapanları kahramanlaştırmak neyin nesidir? Allah aşkına, bu nasıl bir şuursuzluktur? dedi.

Partisini Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları dile getirdi:

 

İSRAİL VE LÜBNAN ARASNDA ATEKES ANLAŞMASINDAN MEMNUNİYET DUYUYORUZ

-Tarihi sorumlukla karşı karşıyayız. Bölgemiz savaşların girdabında yanıyor. 

-Dünyanın pek çok yerinde milli meselelerde iktidar muhalefet ayrımı olmadan ortak bir duruş sergilendiği hepimizin malumudur. 

-İsrail ve Lübnan arasında yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasından memnuniyet duyuyoruz. 

-İsrail sorumluluklarını harfiyen yerine getirmeli. Coğrafyamızdaki krizlerin çözümü için çabalıyoruz. Gazze'de katliamın durması ve kalıcı ateşkesin sağlanması için Türkiye olarak her katkıyı sunmaya hazırız.

-Türkiye Yüzyılı hedefine mutlaka ulaşacağız. Maalesef kendisi tuğla üstüne tuğla koymadığı gibi yapılan her işi engelleyen, engelleyemediğinde de itibarsızlaştırmaya çalışan marazi bir muhalefet anlayışı mevcut. 

-Yaptığımız her hizmeti, kazanımı bu zihniyete rağmen başardık. Millete mahcup olmamak için umut ile çalıştık. Önümüze çıkan engellerin üzerine yürüdük. Cumhuriyet tarihinin en başarılı yıllarını yaşattık. 

 

ERDOĞAN: FRENİ BOŞALMIŞ KAMYON MİSALİ...

-. Bugün de bu hastalıklı yapının yeni hezeyanları ile uğraşıyoruz. Bunlara hak ettikleri cevabı vermeyince densizlik çıtasını artırıyorlar. CHP'nin eski genel başkanının geçtiğimiz günlerde davalı olarak bulunduğu mahkeme salonunda freni boşalmış kamyon misali savurduğu zırvalıklar, hakaretler bunun en son örneğidir. 

-Karşımıza çıktığı istisnasız bütün seçimleri kaybeden bu zat kendi partisi içinde de her türlü hakarete uğrayan şaibeli bir kurultayla devrilip sürgüne gönderilen siyasetçi eskisi. 

-Partisini tekrar kurultaya götürmek için karanlık ittifaklar kurma ve delege avı peşinde koşarken gündeme gelmenin yolunu bize sataşmakta görüyor. 

-Siyasi rekabet başkadır, siyasette kan davası gütmek başkadır. Milletimiz 6'lı masa denilen yapıya ülkeyi, evlatlarının geleceğini emanet etmedi.

 

"CHP İSTİSMAR SİYASETİNE SARILIYOR"

-Sana bu kapıda ekmek yok. Git yaptığın densizliklerin hesabını yargıya ver. Senin muhatabın biz değiliz yargıdır. 

-Yeni genel başkanlarının eskisinden geri kalır tarafı yok. MEB, anaokulu hizmetinin işlettikleri kreşlerde verilemeyeceğini hatırlatan bir yazı gönderiyor. 

 

"KREŞ VE ANAOKULUNUN FARKINI BİLMİYORLAR"

-Tıpkı öğrenci bursları gibi burada da CHP yine istismar siyasetine sarılıyor. Yazının belediyelere ulaşmasının ardından CHP Genel Başkanı ve kimi belediye başkanları meydanlara dökülüp abuk sabuk ifadelerle kendi akıllarınca bize meydan okuyor.  Kreş ve anaokulunun ayrımını bile bilmiyorlar. Bakanlıktan gelen yazıyı okumamışlar. 

 

"DİSİPLİNSİZLİK YAPAN TEĞMENLERİN YARIN NELER YAPABİLECEĞİNİ KİM BİLİR?"

-Benzer bir tavra mezuniyet töreninde sergiledikleri disiplinsizlik sebebiyle soruşturmaya uğrayan teğmenlerle ilgili şahit oluyoruz. 

-Neymiş birincilere diploma vermemin değerlendirmesini yapıyorlar.  Birinci olmuş, huzurumuza getirilmiş, yapmam gereken diplomalarını vermektir. Disiplinsizlikle ilgili herhangi bir yanlışı varsa harp okullarının yüksek disiplin kurulunun huzurumuza getirdiği bir neticedir. 

-Disiplin her yerde lazımdır. Söz konusu TSK olduğunda hayati öneme sahiptir. Disiplinsizlik suçlamasıyla disiplin kuruluna sevk edilen teğmenlerle ilgili de önünü arkasını düşünmeden bodoslama bir tavır içine girdiler. Hâlbuki disiplin elbette her yerde lazımdır ama söz konusu Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunda hayati öneme sahiptir.

Daha dün denecek kadar yakın bir zamanda komutanlarından değil, Pensilvanya'dan emir alan asker elbisesi giymiş militanların ülkeyi nasıl bir felaketin eşiğine getirdiğini hep birlikte yaşayıp gördük.

Komutanlarının açık talimatlarına rağmen disiplinsizlik yapan teğmenlerin yarın neler yapabileceklerini kim bilebilir? Türkiye 1960 darbesini ve süreçteki pek çok cunta girişimini yaşadı. 1971 muhtırasını tecrübe etti. 1980 darbesinin zulmünü iliklerine kadar hissetti. 1997 postmodern muhtırasının ayıbına maruz kaldı. 15 Temmuz’da milletin sinesine çarpıp yenilmeselerdi darbecilerin ülkeyi nasıl bir iç savaş iklimine sürükleyeceklerini bilmeyen var mı?

 

"BU NASIL BİR ŞUURSUZLUKTUR?"

Bu hakikatler gün gibi ortada dururken kılıç şakırtıları arasında disiplinsizlik yapanları kahramanlaştırmak neyin nesidir? Allah aşkına, bu nasıl bir şuursuzluktur? CHP'nin tarihinin her döneminde olduğu gibi bugün de orduya siyaset bulaştırma, orduyu kışkırtma geleneğinden kurtulamadığı anlaşılıyor. Burada şunu çok net ifade etmek isterim.

 

"ORDUMUZUN PROVOKE EDİLMESİNE EYVELLAH DEMEYİZ"

-Ordumuzun yıpratılmasına, provoke edilmesine eyvallah demeyiz.  

-Kahraman ordumuz vesayet heveslilerinden ve FETÖ'cü hainlerden temizlendikçe vatan savunması görevini çok daha etkin şekilde yerine getirmeye başlamıştır. 

-Artık ülkenin içi ile uğraşmak yerine sınırlarımız ötesinde terör örgütlerine nefes aldırmayan bir orduya sahibiz. 3-5 oy için Mustafa Kemal'in itleri hakaretini sineye çekeceksiniz bölücü örgüt yandaşlarından ayar yerken gıkınızı çıkarmayacaksınız hem de bugün utanmadan bize Gazi Mustafa Kemal'den bahsedeceksiniz.

-Siz gidin TSK'ya kimyasal silah kullandığı iftirası atanlara niçin destek olduğunu açıklayın. 

-DEM'li belediyeler arasında mekik dokurken ne hakla bizi Cumhuriyet üzerinden eleştiriyorsunuz?

-Böyle bir konuda bize laf söylemek sizin haddinize mi?

-Cumhur İttifakı olarak darbecilere karşı milletimizin haklarını savunmayı gerekirse canımız pahasına sürdüreceğiz. 

 

"CHP'YE BAKIP UMUT GÖREBİLEN TEK BİR VATANDAŞIMIZ VAR MIDIR?"

-CHP'ye bakıp da kendisi ve ülkesi adına umut görebilen tek bir vatandaşımız var mıdır acaba?

-Peki buna rağmen CHP nasıl bu kadar oy alabiliyor? Bunun müsebbibi AKP olarak biziz. Bu bir özeleştiridir. 

-Küresel ve bölgesel krizlerin etkisiyle yaşadığımız ekonomik sıkıntılar bizim kimi eksiklerimiz ve yanlışlarımızla birleşince milyonlarca insanı istemeye istemeye CHP'ye oy vermek zorunda bıraktı. Netice ortada. CHP hiçbir zaman bu ülkenin milli partisi olamamış bir yapıdır. 

-Bu parti bizi yıllarca hiçbirinin belgesi, ispatı olmadan yolsuzlukla suçladı. Sonra ne oldu? Ellerine imkan geçince bunların hepsinin feriştahını yaptılar. 

-Belediyelerde yolsuzluk yapanlar kendilerini yargının huzurunda bulacaklar. 

-Konserler üzerinden çıkan yolsuzluklar buzdağının sadece görünen kısmıdır. Halkçı belediyelerde nasıl soygun olduğunu göreceğiz. 

-SGK'ya olan birikmiş borçlarını ödemekten para yok diye kaçanların yandaşları zengin etmeye gelince milyarları nasıl bulduğunun milletimiz farkındadır. 

 

"BAHÇELİ'NİN ÇAĞRISI CESURCAYDI"

-Bahçeli'nin çağrısı cesurcaydı. Sayın Bahçeli ile sadece iç siyasete değil dış politikaya dair pek çok konuyu ele alıyoruz. Sayın Bahçeli ile uyum ve eş güdüm içinde hareket ediyoruz. Cumhur İttifakı yolunda tekleşerek devam ediyor. Sayın Bahçeli gerçekten cesur ve ezberleri bozan bir teklif ortaya koymuştur. Biz de cumhurbaşkanı olarak bu meseleyi siyasi sosyal bölgesel sonuçlarıyla birlikte tüm yönleriyle ele alıyoruz.

Bahçeli'nin tarihi çağrısı ortak vizyonumuz.