Çekirdekten yetişme bir CHP’li... Aynı zamanda bir fizik öğretmeni; yani bilimden şaşmayan, çağdaşlığa önem veren bir kişilik... Sözünü ettiğim siyasetçiyi toplumun çok büyük bölümü tanıyor:
-Muharrem İnce...
CHP’nin Grup Başkanvekili olarak görev yaptığı sıralarda da dikkat çeken bir isimdi İnce... ABD ya da İngiltere’de “Front Bench”diye isimlendirilen ilk sıra milletvekillerinin başında geliyordu. Bu özelliği onu 2018’de Cumhurbaşkanı adaylığına dek yükseltti...
İnce’nin adaylık süreci de hızlı ve etkili geçti... İstanbul Maltepe’deki son mitinge katılan sayısı milyonlarla ölçülmüş, “göz kamaştırıcı” olarak nitelendirilmişti örneğin...
-Ancak, seçim gecesi İnce için bir felaket, bir karabasan olmuştu, ne yazık ki!
Ankara’da bir otelden seçimleri izleyen cumhurbaşkanı adayı ne yüzünü göstermiş, ne CHP’li seçmene umut verecek bir açıklama yapmış, ne de bırakın söz verdiği gibi 50 bin avukatla Yüksek Seçim Kurulu’nun önüne gitmeyi, tek başına dahi bu sözünü yerine getirememişti! Hele o sıralarda FOX TV’de program yapan İsmail Küçükkaya’ya gönderdiği “Adam kazandı” mesajı ise tüm hataların üzerine tuz biber ekmişti...
-Muharrem İnce “o gecenin günahını” yıllarca tek başına omuzlamak zorunda kaldı!
Henüz, Memleket Hareketi’ni partileştirmeden önce, İstanbul Fenerbahçe’deki bir restoranda o geceyi, bir bölümü yazılmamak kaydıyla isim isim, dakika dakika anlattığında samimiyetine inanmıştım İnce’nin...
-Hâlâ da inanmak istiyorum!
İntikam değil hırslarına yenilmek!
Sonra Memleket Partisi’ni kurdu...
“O gece” yüzünden yıllardır yaşadığı hayal kırıklığını geride bırakmak, gerçek potansiyelini ortaya koyabilmek için kolları sıvadı... Sıvadı ancak giderek kendinden, benim ve birçok çevrenin tanıdığı Muharrem İnce olmaktan da uzaklaşmaya başladı!
Daha öncesinde yaptıklarını tartışmaya gerek yok; ancak seçimler için geri sayım başladığı andan itibaren görünürde hem Cumhur İttifakı’na hem de Millet İttifakı’na karşı önemli çıkışlar, eleştiriler yaparken aslında iktidarın “ekmeğine yağ sürdüğü” yolunda eleştiriler almaya başladı!
“Ben daha çok AKP’den oy alacağım” iddiasıyla 100 bin imza toplamak için YSK’ya başvurduğunda “eski yoldaşları” başta olmak üzere neredeyse tüm çevrelerden gelen eleştiriler üçe, beşe katlandı, Cumhur İttifakı hariç! Yandaş gazeteler TV’ler İnce’yi koyacak yer bulamıyor, haberlerini birinci sayfalarından veriyor, ekranlarına çıkarmak için yarışıyorlardı adeta!
İlk dört gün sonunda 100 bin imzanın çok gerisindeyken, son iki gün süratle yeterli imzanın üzerine çıkması da toplumda “AKP desteği” olarak yorumlandı!
-Bu yorumlar, bir siyasetçinin nasıl da hırsının kurbanı olduğunu göstermesi açısından hüzünlü bir örnekti!
Bu yazının yazıldığı saat!
Bu yazıya başlamadan önce, İnce’nin “AKP’den oy alacağım” iddiasıyla, Memleket Partisi’nin son anketlerdeki oy oranına baktım...
-Maalesef söyledikleri ile taban tabana zıttı!
Mesela, Yöneylem Araştırma Koordinatörü Derya Kömürcüoğlu, son üç araştırmayı örnek göstererek şu açıklamayı yaptı:
-Araştırmalarımızın hiçbirinde böyle bir tablo yok. Son üç araştırmamıza baktığımda 14 Mayıs’ta AKP’ye oy vereceğini söyleyenlerin yüzde 0,2 ila 0,7’si cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turunda İnce’ye oy veririm diyor. Bu oran CHP seçmeninde yüzde 2’nin, İYİ Parti seçmeninde yüzde 9’un üzerinde.
Memleket Partisi’nin en son anketlerdeki oy oranı da ne yazık ki İnce’yi hem de fena halde yalanlıyor! Örneğin en son yapılan kamuoyu araştırmasına bakalım:
TekAr Araştırma Şirketi, 11 ile 16 Mart 2023 tarihleri arasında, 26 ilde düzenlediği anketin sonuçlarını yayınladı. Toplam 5 bin 170 kişinin katıldığı ankette Memleket Partisi’nin oy oranı ne kadar biliyor musunuz?
-Yüzde 1.6!
Önceki gün, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Memleket Partisi ziyaretinde, bir saatlik görüşmenin ardından birlikte yapılan basın açıklamasında İnce, önce şöyle dedi:
-Bu Erdoğan gitmelidir, bu Erdoğan yorgundur, kibirlidir, bilime hukuka inanmamaktadır, beş dakika daha ülkeyi yönetmemelidir. Görüşlerimizi açık şekilde ifade ediyoruz.
Ardından da konuğuna döndü ve şöyle dedi:
-Ayağınıza sağlık. Hoş geldiniz, güle güle!
Tüm uzmanlar, siyaset bilimciler “İnce’nin adaylığı ilk turda rahatça bitebilecek yarışı riske sokuyor, ikinci tura kalabilme potansiyeli taşıyor” demesine karşın Erdoğan’la ilgili o sözcükleri sarf ettikten sonra hala ısrarcı olmak ne demektir bunu da Muharrem Bey’in ferasetine bırakıyorum!
Bu yazıya son nokta, dün saat 16.00 sıralarında yani cumhurbaşkanlığı aday listesinin kesinleşeceği 17.00’den bir saat önce konuldu...
Dilerim ki, yarın Muharrem İnce ile ilgili çok farklı bir not düşerim yazıma...
Dilerim ki, İnce “tarihe karışan” değil, “tarih yazan” siyasetçiler safına dahil olur...
-Despot bir rejimi tarihe havale etmekte bir tutam bile tuzu olmak, şereflerin en büyüğü değilse nedir?