Sinan Oğan neden önemli?
Seçime bir hafta kala adı en çok geçen isimlerin başında Ata İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’dı.
İlk tur seçimde yüzde 5’in üzerinde oy alan Sinan Oğan’ın ikinci turda kimi destekleyeceği büyük merak konusu.
Dün size yazdım, Sinan Oğan’ın taraşız kalma eğiliminde olduğunu seçmenine “Kendi fikir, görüş ve vicdanınıza göre oy kullanın, ben taraf olmayacağım” mesajı vereceğini söyledim.
Bu yazıyı yazdığı ana kadar Sinan Oğan cephesinden henüz bir açıklama gelmemişti.
Ata İttifakı seçimle birlikte bittiği için ittifakın diğer üyesi Adalet Partisi ikinci turda tercihlerinin Kılıçdaroğlu olduğunu açıkladı.
Buna karşı Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ henüz bir açıklama yapmadı.
Özdağ ve Oğan’ın bugün bir açıklama yapmaları bekleniyor.
Peki Sinan Oğan muhalefet cephesi için neden önemli?
En azından kendi hesabıma sorayım: “Sinan Oğan’ın seçimde aldığı yüzde 5.28 oyu Kılıçdaroğlu’na taşıyabileceğine inanıyor muyum?”
Cevabım: Hayır.
Ancak beklentim şu:
AKP içinde kendini milliyetçi olarak tanımlayan hayli büyük bir kesim var.
Bu kesim milliyetçi olduğu kadar dindar aynı zamanda.
Tayyip Erdoğan’ın PKK terörünü esas alarak yaptığı “milliyetçilik” çıkışlarına inanıyor.
Bunun ötesinde sanki dünyaya kafa tutan bir süper lider olduğu söylemleri de bu kitleyi etkiliyor.
TV dizilerindeki Selçuklu, Osmanlı kahramanlıklarını da hayranlıkla izlerken milliyetçi duyguları kabarıyor.
İHA, SİHA, Kızılelma gibi silah sanayi yatırımları da iyice iştahını kabartıyor.
Ancak görmediği ve asla anlamadığı gerçek şu;
Erdoğan’ın milliyetçiliği, bu saf, temiz Anadolu insanının sandığı gibi bir milliyetçilik değil.
Erdoğan’ınki milliyetçilik değil ümmetçilik.
Erdoğan’ın milliyetçiliğinde, Türk vatandaşlığı yok, Atatürk yok, cumhuriyet ve değerleri yok.
Halka sunulan aslında İslam milliyetçiliği.
İşte Türkiye bu nedenle 10 yılı aşkın süredir bir yabancı istilasına açık hale getirildi.
Milyonlarca yabancının ortak yönü Müslüman olmaları.
Erdoğan’ın sözünü ettiği milliyetçiliğin temeli bu.
Biz/ben bunları ne kadar anlatsak, örnekleriyle göstersek de AKP’nin 21 yılda adeta uyuşturulmuş beyinlere sahip kitlesi bunu görmüyor, anlamıyor.
Buna karşı Sinan Oğan’ın siyaset yaparken ortaya koyduğu milliyetçi kimliği ile bu gerçekleri Erdoğan’a milliyetçi duygularla oy veren büyük kitleye anlatması çok daha kolay ve inandırıcı.
Bu nedenle Sinan Oğan’ın mutlaka ikna edilmesi ve Kılıçdaroğlu yönetiminde cumhurbaşkanı yardımcısı olması fikrini benimsiyor ve destekliyorum.
Hatta daha ileri bir söylemle pek bir varlık gösteremeden Meclis’e çok sayıda milletvekili sokan 4 partinin genel başkanlarının da cumhurbaşkanlığı yardımcılığından feragat etmeleri gerektiğini söylüyorum.
Yeni hükümet yapısının çatısı Kılıçdaroğlu, Akşener ve Oğan’dan oluşmalıdır.
BUNU YAZMAK GEREK
Sinan Oğan kararını vermeden çok iyi düşünmeli
Seçimde yüzde 5.28 oy alan Sinan Oğan’ın mutlaka muhalefet cephesinde yer alması gerektiğini seçim gününden beri ısrarla belirtiyorum.
Seçim sonuçları Oğan’ın sırtına büyük bir yük bindirdi.
Oğan yanlış bir karar alırsa bu yükün altından kalkması mümkün olmayacaktır.
Ne yazık ki ilk tur seçimin hemen ardından yanlış bir adım attı Sinan Soğan.
Düzeltilmesi pek mümkün olmayan bir açıklama yaptı.
“Taraflarla görüşeceğini ve kimin ne verdiğine bakacağını” söyledi.
Bununla da yetinmedi “Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağım yerde neden bakanlık kabul edeyim” dedi.
Kılıçdaroğlu ile görüşmeyi Ümit Özdağ’a bıraktı ama Erdoğan’a tek başına gitti.
Görüşmeden sonra hiçbir açıklama yapmadı, ama ister istemez “bir pazarlık süreci başlattığı” izlenimi yarattı.
Dün Oğan’ın “tarafsız kalma eğiliminde olduğunu” yazdım.
Bunda Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in etkili olduğunu da belirttim.
Bilginin doğru olduğunu bildikleri için hiçbir şekilde tekzip etmediler.
Bana göre Sinan Oğan’ın çok iyi düşünmesi gerekiyor.
Şunu açıkça belirteyim: “Tarafsız kaldığını açıklaması, Erdoğan’a destek anlamını taşır. Üstüne Aliyev’in adının karışması, önümüzdeki dönemde Sinan Oğan’ın başını ciddi biçimde ağrıtacaktır. Oğan’ın ağırlık koymaması bugüne kadar söylediklerini de inkar anlamına gelecektir. Yakın gelecekte çok önemli bir siyasi kişi olmayı planlayan Oğan’ın bu hayali çabuk sönebilir.”
OKURDAN MESAJ
Muhalif seçmen daha kararlılık bekliyor
Bir okurumun mesajını paylaşmak istiyorum.
Seçim sonucundan elbette çok mutsuz olan bu okurum ve tabii gelen kısa mesajlardan gördüğüm kadarıyla çok büyük bir kitle seçime kalan bir hafta boyunca Kılıçdaroğlu’ndan biraz daha sert ve kararlı mesajlar bekliyor.
Gelin mesajı birlikte okuyalım:
Can bey ben şimdiye kadar zaman zaman size bazı yazılarımı yolladım. Ama hiçbir zaman bunları köşemizde yazın ve paylaşın gibi bir istekte bulunmadım.
Ama ister köşenizde ister YouTube kanalınızda yayınlayın ama ne yapıp yapıp bu yazımı halkla paylaşın lütfen. Yoksa ülke karanlığa, bataklığa gömülecek.
Erdoğan halkın dilinden iyi anlıyor. O yüzden, “ezanlar susmaz”, “vatan bölünmez”, “ şehitler ölmez” diyor. Sanki Kılıçdaroğlu ezanları susturacakmış vatanı bölecekmiş şehitler verelim dermiş gibi.
Kılıçdaroğlu maalesef, dürüst olduğu için, Alevi olduğunu bile söyledi.
Halbuki insanlar dürüst insanlara itibar etmezler. İşte bunu düşünemedi.
Yani kısaca zerre kadar reklamını yapmasını bilmiyor. Yanındakiler de ona “Erdoğan gibi halkın anlayacağı dilden konuş” demediler maalesef.
Kemal Bey o yüzden, kalan bu 1 haftalık süreyi iyi değerlendirmeli, bu milletin anlayacağı dilden konuşmalı.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Kılıçdaroğlu yakın adamlarını nasıl seçiyor?
Seçime sadece bir hafta kala CHP Genel Başkanı’nın kendisine “başdanışman” olarak atadığı Cevdet Nasıranlı, çok kişiyi şaşırttı.
Çünkü Kılıçdaroğlu’nun “seçimleri bize kazandırabilir” düşüncesi ile en yakınına koyduğu bu kişi sarayın en aktif trollerinden biri.
Başdanışman olana kadar Kılıçdaroğlu, CHP ve cumhuriyet değerleri ile ilgili attığı sayısız tweet var.
Peki nasıl oluyor da oluyor ve böyle biri Kılıçdaroğlu’nun burnunun dibine kadar giriyor ve üstelik önemli bir paye kazanıyor?
Bunu bilmek mümkün değil.
Bu nedenle sormak istiyorum:
Kılıçdaroğlu yakın çalışma adamlarını nasıl seçiyor?
Bu kişileri bizzat kendisi mi buluyor yoksa başka “güvendiği” kişilerin referansına mı bakıyor?
Kılıçdaroğlu referansına güvense de çok yakınına aldığı bu kişiler için kendisi bir araştırma yapıyor mu?
Ve soru: Bu Cevdet Nasıranlı adlı kişinin ne mal olduğu ortaya çıktı, peki Kılıçdaroğlu bu kişiyi hala yanında tutuyor mu, tutmadıysa bunu getirenden hesap sordu mu, soracak mı?
KOMİK
Bu seçmen oy verecek
Nevşehir’de seçim röportajı.
Mikrofonu tutan soruyor, “Oyunuzu kime vereceksiniz?” diye.
Adam cevaplıyor: “Tabii ki Erdoğan.”
Sunucu tekrar soruyor; “Peki neden Erdoğan?”
Adamın cevabı şu: “Afgan ve Suriyelilerden rahatsızız. Kim getirdiyse ona sormak lazım. O yüzden oyumuz Erdoğan’a.”
Seçimde iki milyona yakın Suriyeli ve başka ülkelerden taşınan yabancılar oy kullanacak.
Çoğu Türkçe bile bilmiyor, önceden aldıkları seçim eğitimi ile pusulada nereye basacaklarını öğreniyorlar.
Hepsinin oyu Erdoğan’a gidecek.
Bir de Suriyelilerden, Afganlardan çok rahatsız olan ve bunları Kılıçdaroğlu’nun getirdiğine inanan yüzbinler oylarını Erdoğan lehine kullanacaklar.
Vah Türkiyem.