Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Şimşek – İmamoğlu iletişimi herkese örnek olsun

325 bin kişilik bir dijital ailenin yapay dedesiyim...

Kimi dijital torunum kendimi boşuna yorduğumu bildiriyor bana...

Kimisi:

“Bu kadar iyimserlik seni uyuşturur” derken...

Kimisi ensemi görmüş gibi:

“Enseyi karartma diyorsun ama eminim senin ensen hepimizden daha çok kararmıştır” diyor...



Kimisi:

“Senin hayal ettiğin Türkiye yok ve hiç olmayacak” diye moralsizlik tohumu ekmek isterken...

Biri ise şöyle demiş:

“Kimsenin umurunda değilsin Don Kişot...”.

Ve...

Bunlara benzer eleştiri veya takdir cümleleri...



Eleştirilerden şikayetçi değilim...

Aksine...

Hoşuma bile gidiyor...

Çünkü:

İyimserlik benim karakterim...

Ve...

Yakın gelecekte:

Hayal ettiğim Türkiye’de yaşayacağımdan eminim...



Bu kadar lafı neden mi ettim?..

Söyleyeyim...





Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek...

İBB’nin ihtiyaç duyduğu dış kredilere onay verdi...

İmamoğlu, Şimşek’e sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla:

Teşekkür etti.



Bu güzelliği özlemişiz...

Bu krediyi onaylayanı da...

Onaylayana teşekkür edeni de:

Tebrik ederim...



Canlarım...

Medeniyet:

“Tek dişi kalmış” canavar değildir...

Medeniyet işte budur...

Yani medeniyet:

İletişimdir...





İlgili Bakan ve ilgili Belediye Başkanı...

Bu iletişimi kurabilmiştir...

İlgili Bakan ve ilgili Belediye Başkanı...

Yardımlaşmayı başarmışlar...

Mevcut kaynakların adil bir şekilde paylaşılması için:

Uzlaşmışlardır...



Yani canlarım...

Aynı zamanda medeniyet:

Özgürlüktür...

İlgili Bakan, tek adamdan bağımsız karar verebilmiştir...



Medeniyet Demokrasidir...

Belediye Başkanı seçilmiş olmanın hukukî gücünü kullanabilmiştir...



Medeniyet insan haklarına duyulan saygıdır...

Bakan ve Başkan:

17 milyon İstanbullunun kardeşçe ve huzur içinde yaşayabilmeleri için:

Özgür iradelerini kullanmışlardır...

Günün sözü


“Felâket anında kader daima sığınacak açık bir kapı bırakır...”.

Sözün sahibini unutmuşum

Erdoğan da kurtaramaz


“Nasıl oluyor da ülkenin geleceğinden bu kadar emin olabiliyorsun?” diye soran olursa söyleyeyim...

Erdoğan gidiyor...

Hatta “gitti” bile...



Erdoğan gitmemiş olsaydı...

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek...

İBB’nin ihtiyaç duyduğu dış kredilere onay vermezdi...





MİT Başkanlığı’na:

İbrahim Kalın gibi bir entelektüel muhafazakâr demokrat atanmazdı...

Ali Yerlikaya İçişleri...

Hakan Fidan da Dışişleri Bakanı yapılmazdı...





Ya Milli Eğitim?..

Ya Adalet Bakanları?..



Onlara verdiğim avans da henüz bitmedi...

Ekonomi rayına girdikçe...

Onların da ya modern muhafazakâr demokrat olarak devam ettiklerine tanık olacağız...

Ya da...

Onları Erdoğan bile kurtaramayacak...

Devam edeceğim


17 kitabım yayımlandı...

Hiçbirinde:

Kanonik bir yazar olma hedefi yok...



4500’ün üzerinde yayınlanmış ve yayınlanmakta olan videom var...

Hiçbirinde:

“Benim hislerime, fikirlerime ve görüşlerime inanın” demedim...

Hiç kimsenin inancına hakaret etmedim...

Hiç kimseden:

Benim gibi olmalarını istemedim...



Düşünceleri düşüncelerime...

İnançları inançlarıma...

Giyimi...

Kuşamı ve...

Yaşamı bana benzemeyenlerle de:

Dost oldum...

Arkadaş oldum:

Olmaya devam edeceğim...



Lütfen sizler de benden:

Sizin gibi olmamı istemeyin...

Yakın gelecek


Canlarım...

İnsanlığın çok geliştiğini...

İnsanın (Birey) ise çok fazla gelişemediğini hep birlikte görüyoruz...



Siyasetçi ise...

İnsanlığın gelişimine ayak uydurmak yerine...

Sayıca çok ancak ...

Gelişmişlik açısından çok alt düzeyde olan seçmenleri tercih ettiği için...

Ülkeler de gelişemiyor...



Yakın bir zamana kadar insanlar...

Ömür boyu aynı işi yapmak istiyor...

Aynı işi yapıyorlardı...



Günümüzde öyle olmuyor...

Gelecekte de öyle olmayacak...

İnsanlar aynı işte çalışmayı değil:

İş bulup çalışabilmeyi yeterli görecekler...



Siyasetçilere ve iş insanlarına düşen bu değişime ayak uydurabilmek...

Bir kişinin ömür boyu aynı işte çalışması için değil...

Her zaman bir iş bulabilmesine imkân yaratmak olmalı...

Hangisi ters


Youtube kanalımın kapağında:

“Liberal Demokrat Sosyalist Memduh Bayraktaroğlu” yazıyor...

Videolarımı izlemeye başlayan yeni dijital torunlarımdan biri soruyor:

“Hocam o başlıkta ne yazıyor öyle çok şaşırdım. Hem liberal hem sosyalist olunabiliyor mu?..”.



Cevap verdim:

Bu üç sıfatın Türkçe karşılığı şöyle:

Özgürlükçü...

Demokrat...

İnsan hakları savunucusu....



Sizce...

Bunların hangisi diğerlerine ters?..



Sahi...

Sizin içinizde de benim bu kimliğime itiraz edenler olabilir...

Onlara da sorayım:

Özgürlükçü olmak...

Sosyalist olmaya engel mi?..

Haklı bir uyarı




Değerli dostlar, bazı medya organları benim bloğumda yazdığım yazıları alıp kendilerine göre sansasyonel başlıklar atarak kullanıyorlar.

Defalarca buradan yazmama karşın bu tavır devam ediyor.

Hiçbir zaman bu tür panik yaratacak bir yazı yazmıyorum, kimseyi de uyarmıyorum.

Sadece gördüğüm hataları, yanlışları eleştiriyor, bana göre olması gereken doğruları öneriyorum.

Bu tür bir başlık gördüğünüzde lütfen http://mahfiegilmez.com sitesine girip benim yazıma bakın. Yazılarımı alıp, bloğuma da atıfta bulunarak başlığını ve içeriğini değiştirmeden kullananlara sevgilerimi iletiyorum.

Saygıyla.

Mahfi Eğilme

Muhalif kim?


Anne ve kızı doktora gittiler...

Doktor önce anneye...

Sonra; genç kıza baktı...

Paravanı gösterip:

“Soyunun küçük hanım” dedi...

Anne atıldı:

“Hasta olan kızım değil benim, Doktor Bey...”.

“O halde” dedi Doktor başını anneden yana çevirip:

“Dilinizi çıkartın...”.



Doktor iktidar ise...

Sizce:

Muhalif seçmen kim?..

Anne mi?..

Kızı mı?..

Eşekler bitince...




Türk futbolunun efsanelerinden Gökmen Özdenak’ın (GS) gönderdiği haber kısaca şöyle:

“1991’de 943 bin 751 olan eşek sayısı, 2022’de 86 bin 455’e kadar düştü...”.



Haberin kaynağı Prof. Özgür Demirtaş imiş...

Ve Demirtaş uyarıyormuş:

“Sucuk yemeyin...”.



İyi de...

Madem bu kadar çok eşek kesilmiş...

Neden sucuğun kilosu 900 liraya dayandı?..



Eşekler bitince...

Sucuğun kilosu:

1500 lirayı bulacak mı?..