Sen mutsuzluğun resmini yapabilir misin?
Büyük şair Nazım Hikmet’in “Saman Sarısı” isimli destansı bir şiiri vardır.
Pek çok kişi şiirin tamamını da bilir ama bu şiirin en önemli satırı neredeyse herkesin zihninde yer etmiştir.
“Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?”
Erdoğan’ın Karadeniz gazı törenine katılan Devlet Bahçeli, Önder Aksakal ve Mustafa Destici’nin kırmızı montlar giymiş halde çekilmiş fotoğraflarını görünce hemen bu şiir geldi aklıma.
Nazım Hikmet yaşasa ve bu fotoğrafı görse muhtemelen “Abidin belki mutluluğun resmini henüz çizemedin ama işte sana mutsuzluğun resmi” derdi.
Fotoğrafı görünce gerçekten şaşkınlık geçirdim.
O ne mutsuzluktur öyle.
O ne somurtmadır.
O ne “Ne işim var benim burada?” havasıdır.
Oysa payanda oldukları reisleri gaz çıkarıyor, üstelik bu gazı da bedava verecek.
Ama üç payanda partinin genel başkanları somurtmuş oturuyorlar.
Ne bir sevinç ne bir coşku yok.
Mustafa Destici giderayak çağrıldığı bu törende adeta istemeden jübilesini yapan adam gibi.
Devlet Bahçeli, “Bu işe girdim ama pişmanım, her zamanki gibi yine bir son dakika numarası yapayım” bari düşüncesine dalmış sanki.
Önder Aksakal ise “Üç milletvekilliği uğruna Deniz Gezmiş’i bile meze yapmaya kalktım, ben Meclis’e gireceğim ama acaba sokakta yürüyebilecek miyim?” stresini üzerinden atamamış görünüyor.
Bu fotoğrafı altına yazılacak o kadar çok şey var ki.
Artık herkes fotoğrafa baktıktan sonra kendi yorumunu yapsın.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
İşte ünlü şiirin o bölümü
1961 yılının Mayıs ayında dünya tarihine “En ünlü fiyaskolardan biri” olarak geçecek olan Domuzlar Körfezi çıkarmasının üzerinden henüz birkaç ay geçmişti.
Nâzım Hikmet, yaklaşık altı ay önce evlendiği Vera Tulyakova ile Avrupa turuna çıkmıştı.
Paris’te 40 günlük adeta bir balayı tatili yaşayan Nazım Hikmet ardından Küba’ya geçti.
Dünya Barış Örgütü adına Küba Devlet Başkanı Fidel Castro’ya Barış Ödülü verecekti.
Küba’dan çok etkilenen Nazım Hikmet döndükten sonra bu gezisini hayli uzun bir şiirle dile getirmişti.
Saman Sarısı adlı bu şiirinde işte herkesin hafızasına çakılan “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” cümlesine de yer vermişti.
İşte saman sarısı şiirinin o bölümü;
Küba’dan döndüm bu sabah
Küba meydanında altı milyon kişi akı karası sarısı melezi ışıklı bir
çekirdek dikiyor çekirdeklerin çekirdeğini güle oynaya
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
işin kolayına kaçmadan ama
gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil
ne de ak örtüde elmaların
ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
1961 yazı ortalarında Küba’nın resmini yapabilir misin
çok şükür çok şükür bugünü de gördüm ölsem de gam yemem gayrının
resmini yapabilir misin üstat
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Bravo Sarıgül’e, tek başına ordu gibi
Seçime çok az kala kendi başlarına hareket ederken son anda ittifaklardan birinin trenine atlayan isimlerden Mustafa Sarıgül, Erzincan’da harikalar yaratıyor.
Cumhur ya da Millet ittifakına son anda katılanların seçimde nasıl varlık gösterecekleri henüz tam belli değil.
Ancak Mustafa Sarıgül, Erzincan’da tek kişilik ordu gibi CHP’nin oylarına yüzde 10’luk bir katkı sağlamış görünüyor.
CHP, 2018 genel seçiminde Erzincan’da yüzde 25.5 oranında oy almıştı.
ORC’nin illere göre yaptığı anketlerde Erzincan’da ciddi bir yükseliş görülüyor.
Sarıgül faktörü yüzde 25.5 olan CHP oylarını yüzde 35.1’e çıkarmış.
2018 seçiminde Erzincan’ın iki milletvekilliğini de kazanan AKP yüzde 44.8 oy almıştı. AKP bu seçime MHP ile birlikte katılmıştı ve Cumhur İttifakı’nın toplam oyu yüzde 63.49 olmuştu.
ORC’nin anketine göre AKP, Erzincan’da yüzde 38.4’e düşmüş görünüyor.
MHP’nin oyu ise 18.6’dan 12.5’e düştü bu ankete göre.
Bu seçimde MHP ayrı listeden seçime katıldığı için alacağı oyun AKP’ye bir yararı olmayacak büyük ihtimalle. Eğer seçim bu oranlara yakın sonuçlanırsa Mustafa Sarıgül ikisi de AKP’de olan milletvekillerinden birini kazanmış olacak.
Sarıgül, Millet İttifakı’na katılırken ille kesin seçileceği bir yer yerine gücünü göstereceği memleketi Erzincan’dan seçime girerek CHP’ye büyük katkı sağlamış olacak.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Dikili Belediye Başkanı, sanki uykuya yatmış gibi
Geçen hafta turizmin gözde ilçelerinden İzmir Dikili ile ilgili iki yazı yazdım.
Dikili’nin CHP’li Belediye Başkanı, taziye evi yapmak amacıyla ilçenin herkes tarafından kullanılan yeşillik bir alanını tarumar edip inşaat çalışmalarına başlamıştı.
Dikili halkı bu inşaata karşı çıkmıştı.
Yeşilliğin yok edilmesinden sonra sıra ağaçların kesilmesine gelince inşaat alanında toplanan halk en azından ağaçların kesilmesini önlemişti.
Ardından çarşamba günü de bir grup Dikili sakini, belediye önüne giderek protesto gösterisi yapmış ve inşaatın durdurulmasını, yeşil alanın halka geri verilmesini istemişti.
Protesto gösterisini düzenleyen Dikili sakinlerinden Şaban Tören’le konuştum.
Sorduğum şu oldu: “Bunca gösteri yaptınız. Belediye önünde de toplandınız, peki Dikili’nin Belediye Başkanı bir açıklama yaptı mı?”
Cevap çok şaşırtıcıydı. Şaban Tören, “Hayır başkan tek kelime bile etmedi ne yanımıza geldi ne inşaatla ilgili bir açıklama yaptı ne de gerekçe gösterdi” dedi.
Gerçekten çok şaşırdım.
AKP iktidarından alıştığımız her türlü eleştiri ve protestoya gözlerini kapamak soru sorana “Sana ne, sen kimsin yaaaa” üslubuyla cevap verilmeye kalkılmasının CHP’li belediyelerce de benimsenmiş olması bazı umutları kırıyor.
SOSYAL MEDYADAN
Cebimizden bir kuruş çıkmadıysa 3 trilyon 285 milyar dolar nerede?
Erdoğan iktidarı “dev eserler” diye sunduğu pek çok yatırımı “Cebimizden bir kuruş bile çıkmadan” yaptık diye övünerek anlattı bugüne kadar.
Oysa belki “o an” için “cebimizden bir kuruş bile çıkmamış” gibi görünse de bu dev yatırımların parasını misliyle hepimiz ödedik, önümüzdeki 30 yıl boyunca da ödemeye devam edeceğiz.
Sosyal medyada gördüğüm bir hesaplamayı sizinle de paylaşmak istedim.
Bu rakamlara bakınca şu meşhur “Cebimizden bir kuruş bile çıkmadı” söyleminin nasıl bir kandırmaca olduğunu göreceğiz.
AKP iktidara geldiğinden bugüne dek toplanan toplam vergi tutarı 2 trilyon 700 milyar dolardır.
Yurt dışından alınan kredi 454 milyar dolardır.
Özelleştirmeden elde edilen gelir 71 milyar dolardır.
Hazine ise 60 milyar dolar eksi bakiyededir.
Bu demektir AKP döneminde toplam 3 trilyon 285 milyar dolar para harcanmıştır.
Bu parayı 20 yıla bölersek yılda 164 milyar 250 milyon dolar harcanmış̧ demektir.
Bu rakamla yılda;
96 Osman Gazi Köprüsü̈
41 Keban Barajı
23 adet şehir hastanesi
320 adet Tokat Havalimanı yapılır.
Hükûmetin hizmet diye dayattığı tüm yatırımlar hazineden beş̧ kuruş̧ çıkmadan, vatandaşı 10-20 yıl arası borçlandırarak üstelik fahiş̧ fiyatlarla yapılan rant yatırımlarıdır.
Öyleyse kasada olması gereken 3 trilyon 285 milyar dolar nerededir?
OKURDAN MESAJLAR
Çok övündükleri duble yollar artık o kadar da iyi değil
Hayli zamandır geçmemiştim ama bir okurum mesaj göndermiş açıldığında gerçekten harika olan Adapazarı-Bozöyük duble yolu felaket hale gelmiş.
Bakın okurum ne yazmış:
Sayın Ataklı,
Bu AKP yol yaptık, tünel yaptık, köprü yaptık diye övünüyor ya, hiç geçtiniz mi bilmiyorum ama gelin İstanbul’a giden yollardan Bozüyük-Adapazarı arasını görün.
Yol çok kötü, yolun yüzde 80’i yamalı bohça yama yapılmayan yerleri de çukur ve kasis dolu, çukura düşmeyeyim diye maazallah kaza yapacaksınız, aracınızın amortisörleri kırılma tehlike ile karşı karşıya. Rezalet yani. Bakın bu yolu İstanbul’a gelmek için hangi iller kullanıyor.
Bilecik, Eskişehir, Kütahya, Konya, Afyon, Uşak, Isparta, Burdur, Antalya, Denizli, Muğla, kısmen Ankara.
Üstelik İstanbul’a sebze, meyve de bu yoldan taşınıyor. Artık siz hesap edin canımız ne kadar tehlikede.
Nebati’nin yol soğan haberini duyunca, yazma ihtiyacı duydum.
Selamlar.