Korkusuz

Sedat Peker’e susanlar, gazetecilerin sesini kısıyor!

Sedat Peker’e susanlar, gazetecilerin sesini kısıyor!
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddiaları karşısında sus pus olan ve adeta bir “güvercin”e dönen iktidar, iş gazetecilere gelince ‘’şahin” kesiliyor! Taksim’deki polisin deyimiyle, “ağzını açanı gözaltına alan” iktidar, Sedat Peker’e yönelik hıncını meslektaşlarımızdan çıkarıyor. Neredeyse her gün bir gazeteci iktidarın hışmına uğruyor.

HUKUK TANIMIYORLAR!

Son alarak, Taksim’deki Onur Yürüyüşü’nde  AFP Muhabiri Bülent Kılıç’ın boğazına diziyle basarak nefes almasına engel olan polisin pervasızlığı da iktidarın bu tavrından kaynaklanıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün anayasaya aykırı bir biçimde yayımladığı “toplumsal olaylarda görüntü almayı engelleyen genelge” polisin hukuk tanımaz tavrına cesaret verdi.



ŞİDDET ARTIYOR

Toplumsal olaylarda fotoğraf çekmek ya da kayıt yapmak adeta suç haline getirildi. İktidar, yaşadığı ekonomik ve sosyal krizin içinden çıkamadığını gördükçe, toplumsal muhalefeti sindirmek için daha çok baskı uyguluyor; şiddetten medet umuyor. Bunların yetmediği yerde ise yargıyı devreye sokuyor. İktidar, kimse yaşananları görmesin, duymasın, konuşmasın istiyor.

ÖZGÜRLÜĞÜN KIRINTISI BİLE YOK

Milletvekilliği görevinde bulunduğum dönem, meslektaşlarımın uğradığı baskıları her ay sonu rapor haline getirip kamuoyu ile paylaştım ve iktidarın baskıcı yüzünü deşifre ettim. Bu kez ise geleneksel hale getirdiğim raporu KORKUSUZ’un sütunlarından paylaşmak istedim.

Haziran ayı içinde gazetecilere yönelik yaşanan hak ihlallerini alt alta sıraladığımda, Türkiye’nin basın özgürlüğü karnesi açık ve net bir biçimde görülüyor: Karnenin her yeri kırıklarla dolu...

ACI TABLO

Bakın; sadece haziran ayında 79 gazeteci hakim karşısına çıktı, 1 gazeteci gözaltına alındı, 2 gazeteci hakkında dava açıldı. Yine aynı ay içinde 3 televizyon kanalına para cezası verildi, 2 gazeteci hakkında soruşturma açıldı, 3 gazeteci saldırıya uğradı. 1 gazeteciye 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi. 1 gazeteci ifadeye çağrılırken, onlarca haber ise ‘’erişime engellendi” yani sansürlendi.

AKP SORU SORULMASINI SEVMİYOR

AKP iktidarı, gerçeğin peşinde koşan gazetecilerin kimi zaman boğazını sıkıyor, kimi zaman adliye koridorlarında süründürüyor, kimi zaman ise hapse attırıyor. Oysa ki; gazeteciler tarihsel görevleri gereği, sadece soru soruyor ve gerçeğin peşinde koşuyor. AKP ise soru sorulmasından da gerçeğin araştırılmasından da rahatsız...

Sedat Peker’e cevap veremeyenler, çareyi gazetecilerin seslerini kısmakta ve toplumun gerçekleri öğrenmesini engellemekte arıyor. Oysa ki; gerçekler inatçıdır ve günü geldiğinde kendisini kabul ettirir. AKP de bir gün bunu anlayacak... Ancak anladıklarında onlar için çok geç olacak...

Cinsel istismarda korkutan tablo


Antalya’nın Elmalı İlçesi’nde iki çocuğun maruz kaldığı cinsel istismar, sosyal medyayı ayağa kaldırdı. Binlerce kişi tweet atarak, istismarcı anne, üvey baba ve dayının serbest bırakılmasına tepki gösterdi. Bu sırada konunun uzmanları ise istismara yönelik istatistikleri yayımladı. Bu istatistiğe göre, Türkiye’de yaşanan cinsel istismar vakalarının yüzde 42’si çocuklara yönelik... Elimizdeki veri, toplum açısından korkutucu... Yetkililerin bu gidişe ‘Dur’ demesi ve gerekli tüm adımları atması gerekiyor.



ÖNEMLİ UYARI

Bu bağlamda, Elmalı’da yaşanan istismarın dava sürecine ilişkin eleştirilerde bulunan konunun uzmanı Avukat Özge Üstün, hayati uyarılarda bulunuyor ve yargı sürecinde yaşanan hatalara dikkat çekiyor. Avukat Üstün, özetle şunları söylüyor:

“12 yaşından küçük çocukların soyut düşünme yeteneği henüz gelişmemiştir. Bu yüzden cinsel konularda bilgi sahibi değillerdir. Beyanlarında cinsel konulardan bahsediyorlarsa, ya eyleme maruz kalmış, ya da tanık olmuşlardır. Bu da istismardır. Çocukların verdikleri ifadelerin ses kayıtlarının sosyal medyada dolaşması kabul edilemez. Bunlar delildir ve delillerin korunması gerekir. İfade bir kez alınır, defalarca alınmaz. İfadenin birkaç kez alınması travma yaratır. Dava dosyasındaki görüntüler ve ses kayıtları avukatlara bile verilmez.”

Özge Üstün’ün bu uyarısı, Elmalı’daki istismar soruşturması sürecinin usule uygun yapılmadığı ve çok sayıda ihmalin olduğunu gösteriyor. Ve aynı zamanda ne yapılmaması gerektiğini de...

İstismarcılara cesaret verecek kanun!


Antalya Elmalı ile birlikte gündeme gelen cinsel istismar konusu, 4. Yargı Paketi ile daha da alevlenecek gibi görünüyor. Çünkü; paketin 10. maddesinde yer alan bir ifade, tam da istismarcılara cesaret verecek cinsten... Maddeye göre, çocuğun cinsel istismarında “kuvvetli suç şüphesi” yerine artık “somut delil” istenecek.



Sakarya’da yargılanan Uşşaki Tarikatı liderinin son savunmasında “4. Yargı Paketi Meclis’ten geçmiş olsaydı,  ben şu an beraat ederdim” demesi, çocuklarımızın nasıl bir tehlikenin beklediğini gösteriyor. AKP üç beş sapığı kurtarmak adına çocuklarımızı ateşe atıyor. Bu teklif henüz vakit varken geri çekilmeli ve bir daha meclisin gündemine gelmemelidir.