Korkusuz
Can Ataklı

Seçimde sıkıyönetim koşulları

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Seçimde sıkıyönetim koşulları


Günlerdir sosyal medyada “Seçimden önce olay çıkacak, seçim günü sandıklara saldırı olabilir, seçimden sonra silahlı kişiler sokaklara çıkacaklar” türü yayınlar yapılıyor.

Defalarca yazdım, ekranlarda anlatmaya çalıştım, bu dedikodular bizzat saray trolleri tarafından yayılıyor.

Amaç özellikle muhalif seçmenleri korkutmak.

Bir kısmının sandığa gitmesini önlemek.

Ama asıl hedef sandık güvenliği için seçim sandıklarının başında son ana kadar ayrılmayacak olan gönüllüleri yıldırmak.

Doğaldır, pek çok insan bu söylentilerden rahatsız ve tedirgin oluyor.

Şimdi bu trol saldırısına bir de jandarmaya gönderilen talimat eklendi.

İçişleri Bakanlığı tarafından gönderilen talimat ilgili komutanlıklara bir yazı ile bildirildi.

Bu yazıda şunlar belirtiliyor:

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin 14 Mayıs 2023 Pazar, Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması durumunda ise 28 Mayıs 2023 Pazar günü yapılmasına karar verilmiştir. Bu nedenle alınacak tedbirleri içiren Cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimleri güvenlik tedbirleri konulu ilgili yazı birliklere gönderilmiştir.

Seçim güvenliğine yönelik daha önceki seçimlerde meydana gelen olaylar da göz önüne alınarak

Özellikle oy kullanma günü ve sonrasında meydana gelebilecek protesto eylemleri ve kutlama etkinliklerinde karşıt siyasi görüşe sahip gruplarla karşılaşılması neticesinde meydana gelebilecek olayları önlemek

Kamu binalarının siyasi parti il ilçe ve teşkilatları ile seçim büroları ile YSK il ve ilçe kurullarının, oy torbalarının muhafaza edilmesiyle ilgili güvenliği en üst seviyede sağlamak ve olası saldırılara karşı anlık müdahale etmek

Seçimlerin huzur ve güven içinde gerçekleşmesi ve seçmen iradesinin sandığa sağlıklı bir şekilde yansımasını sağlamak amacıyla birlikler de hazır kıta görevlendirilecektir

Bu kapsamda

Seçim güvenliği görevlerinde görevlendirilmeyin personel oylarını kullandıktan sonra birliklerine döneceklerdir.

Seçim güvenliğinde görevlendirilenler ise sandıkların seçim bürolarına teslim edilmesine müteakiben ikinci emre kadar birliklerinde hazır kıta olarak bekleyeceklerdir.

Bu talimatı kamuoyu ile paylaşan CHP Milletvekili Murat Bakan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya bazı sorular sormuş.

Şöyle diyor Murat Bakan:

Jandarma Genel Komutanlığı tarafından tüm jandarma personeline cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerine yönelik olarak gönderilen yazı ile bugüne kadar hiç bir seçimde uygulanmamış şekilde; tüm personelin seçimlerde görevli olup olmamasına bakılmaksızın ve bölge ayrımı yapılmaksızın oy kullandıktan sonra evlerine gitmemeleri, birliklerine dönerek ikinci bir emre kadar hazır olarak beklemeleri, birliklerinden ayrılmamaları ayrıca sandık başında görevli personelin de seçimin bitimine müteakip yine birliklerine dönmeleri ve hazır kıta olarak beklemeleri emredilmiştir.

  • Sanki ülkede Sıkıyönetim Kanunu uygulanıyormuşçasına, bölgesel ayrım yapılmaksızın, emniyet/asayiş görevi olmayan personelin dahil birliklerinde ikinci bir emre kadar hazır kıta bekletilmesinin amacı nedir?

  • Bu emrin verilmesiyle oy kullanacak jandarma personeline gizli bir baskı uygulanması mı amaçlanmaktadır?

  • AKP’nin 7 Haziran 2015 tarihinde kaybettiği seçimin sonrasında ülkede meydana gelen asayişe müessir olaylar ve kanlı terör olaylarının akabinde 1 Kasım 2015 tarihinde tekrarlanan seçimde dahi bu şekilde bir güvenlik tedbirine ihtiyaç duymayan iktidar, şimdi bu en üst seviyedeki güvenlik tedbirlerini hangi sebeplerle ve ne tür duyumlara istinaden almaktadır?


ŞAŞIRDIM

Ahmet Hakan, AKP’deki 285 milletvekilinin işe yaramadığını ilan etmiş


Hatırlıyorsunuz değil mi, AKP Genel Başkanı’nın bir canlı televizyon programında Ahmet Hakan’ı işaret edip “Bakın Ahmet Bey gereğini nasıl yapıyor” dediğini.

Hakkını teslim edelim, Hürriyet’in Genel Yayın Müdürü; üstüne düşeni, daha doğrusu kendinden istenileni gayet iyi yapıyor.

Güya tarafsızlık adı altında “Oraya da vurdum, buraya da” kandırmacası ile müthiş bir AKP propagandası yapıyor.

Ancak, her şey çakma akılla olunca bazen kaş yapayım derken göz de çıkarıyor.

Örneğin dün Erdoğan’ın “siyasi dehasını” anlatmak için bakanların neden milletvekili adaylığına atandığını anlatmış.

Önce biraz şaşırmış Ahmet Hakan, “Bu bakanlar başarısız mı oldu da milletvekili yapılıyor?” diye sormuş kendi kendine.

Ama biraz düşününce Erdoğan’ın ne kadar isabetli bir karar aldığına kanaat getirmiş.

Meğer AKP içinde toplumu AKP’nin arkasından sürükleyecek kimse yokmuş.

Bakın ne demiş Ahmet Hakan: “AK Parti saflarında siyaset üretecek, siyasi mesajlar verecek isimler sorunu vardı. Soylu’nun aday olması, işte bu boşluğu dolduruyor. Dikkat çeken siyasi mesajları, Soylu veriyor. Seçim meydanlarında siyaset üretiyor, seçim meydanlarında partisine siyasi söylem kazandırıyor.”

Daha önceki satırlarda diğer aday yapılan bakanları övüyor ama Soylu’ya daha bir önem vermiş.

Soylu olmasa AKP’de kimsenin siyaset üretemeyeceğini düşünüyor Hürriyet’in başındaki kişi.

Sonucu da şöyle bağlamış;

“Sonucun sonucu: Eğer bakanlar, milletvekili adayı yapılmamış olsaydı sahada hatırı sayılır bir eksiklik olacaktı. Demek ki varmış Erdoğan’ın bir bildiği.”

Ahmet Bey gereğini iyi yapıyor yapmasına da neyse ki hiçbir işe yaramayan milletvekilleri ve AKP’ye oy verenler, övmeye çalışılırken yapılan bu gafı anlayamıyor ve alkışlıyor.

ŞAŞIRDIM

Devlet Bahçeli yine kafaları karıştırdı


Önceki akşam İslam aleminin en kutsal gecelerinden biri olan Kadir Gecesi kutlandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de o gece katıldığı bir iftar programında konuştu.

Ama ne konuşma.

İftara katılanlar Bahçeli’nin sözlerini alkışladılar ama ne demek istediğini anladılar mı onu bilemiyorum.

Bahçeli “Ben hesap adamıyım” diye başladı.

Sonra “İstanbul’da üç seçim bölgesi var, bu üç bölgede toplam seçilecek milletvekili sayısı 98” diye devam etti.

Bahçeli ardından 9 ile 8 sayısını toplayarak “Burada elde ettiğimiz rakam 17’dir. Kadir Gecesi’nin de 17 Mayıs’a denk gelmesi bir tesadüf olabilir mi?” diye sordu.

Salonda alkış koptu.

İyi de İstanbul milletvekili sayısının 98 olması, iki rakamın toplamından 17 çıkması ve o günün tarihinin de 17 olmasının ve bunun da Kadir Gecesi’ne denk gelmesinin arasındaki bağlantı nedir acaba?

Bahçeli’nin 17 Nisan diyeceği yerde 17 Mayıs demesi muhtemelen dil sürçmesidir ki onu dikkate almıyorum.

Bahçeli’nin zihinsel sisteminde bir bozukluk, nöronları arasında bir bağlantı hatası olabilir mi?

Dikili halkı yok edilen yeşillikteki ağaçları kurtardı


İzmir’in ilçesi Dikili Belediyesi’nin taziye evi yapmak amacıyla halkın günlük olarak kullandığı bir yeşil alanı yok ettiğini dünkü köşemde yazmıştım.

Dikili halkı bu yeni projeye şiddetle karşı.

Önceki gün toplanan bir grup Dikili sakini yok edilen yeşil alandaki ağaçların kesimini durdurmak için hafriyat alanını doldurdu.

Belediye bunun üzerine ağaç kesimini durdurdu.

Dikili halkı bugün de belediye önünde bir protesto eylemi yapacak.

Bakalım belediye kararından vaz geçecek mi?

ÇOK GÜLDÜM

Demokrasiyi bilmeyip bir de inanmayınca sonuç bu oluyor


Erdoğan’ın atama kararı ile bakanlıktan milletvekili adaylığına geçen Süleyman Soylu başkanlık sistemini överken demokrasi cehaletini ortaya koymuş.

Bakın Soylu bir televizyon kanalında ne söylemiş;

“Parlamenter sistem olsaydı pandemide hükümet düşmüştü. Parlamenter sistem olsaydı bir dolar krizinde, döviz krizinde veya saldırısında hükümet yerle yeksan olmuştu. Çünkü onun için hazırlanıyor. ‘Bir dolar saldırısı yapayım’, ‘Bir kriz oluşturayım’, ‘İktidarı zedeleyeyim’, ‘Başka ülkelerde yaptığımı Türkiye’de de yapayım’. Fakat bugün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tamamen krizlere panzehirdir. Bütün krizleri nasıl yöneteceğine yönelik bir panzehir ortaya koymuştur. 5 yıllık süreç içerisinde gördüklerimiz var, tecrübelerimiz var ve bilgilerimiz var.”

Neden “demokrasi cehaleti” diyorum.

Çünkü demokratik ülkelerde eğer bir hükümet başarılı olamıyorsa seçim zamanı olmadan da düşebilir, düşürülebilir.

Hükümetlerin ne olursa olsun asla yıkılamayacağı sistem krallıklarda, diktatörlüklerde, tek adamlık rejimlerinde olur.

Geçmişte bir dönem yaşadığımız “kısa aralıklarla hükümet değişikliklerini” eleştirmek isterken demokrasinin en temel ilkelerini yok saymak ve demokrasi dışı ucube bir sistemi yüceltmek bizim gibi biat etmiş insanların yönettiği ülkelerde olur ancak.