Sarayın Goebbels’i istifa eder mi?..
Bir süredir dikkatimi çekiyor; damat Berat Albayrak’ın istifasının ardından Tayyip Erdoğan AKP kongrelerine daha fazla yüklenir oldu. Hele son zamanlarda, önceleri video konferanslarla katıldığı il kongrelerine bizzat şahsı gider oldu. Lafı, günlük tartışma konusu, “kafeler, lokantalar kapalıyken nasıl olur da dev gibi spor salonlarında hınca hınç dolu AKP kongreleri yapılabiliyor?.. AKP kongre salonları kovid’ten muaf mı?.. Esnafın ne günahı var?.. AKP kongreleri büyük kalabalıklarla yapılabiliyorsa esnafın dükkanları neden kapatılıyor”a getirmeyeceğim. Gariban esnaf, tepkilerinde yerden göğe haklı!..
Evet!..
Ne anayasa değişikliği...
Ne seçim ve siyasi partiler yasalarında konuşulan değişiklikler...
Ne ekonomik kriz...
Ne de Gara operasyonu...
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, çalışma programının tüm ağırlığını AKP kongrelerine vermiş. Bizzat gidip katılması da o yüzdenmiş. Tayyip Erdoğan, her hafta yapılan grup toplantısından 1 gün önce tüm milletvekillerinin Kovid testi yapılmasını şart koşar. Testi negatif çıkmayan kim olursa olsun grup toplantısına katılamaz. Zira, saray toplantıları içinde aynı kurallar geçerlidir. Ve hatta, -bunu çok kritik noktadaki bir saray kaynağımdan duymuştum- saraya gelen özel konukların bir çoğu ile yüze yüze görüşmez. Ayrı ayrı odalardan görüntülü sistemle görüşür.
Damat Berat Albayrak bakanlıktan uçurulduktan sonra bürokrasideki ekibi –beklenen gibi- ince ince doğranıyor. Sıranın medya yapılanmasına geldiği konuşuluyor. Tayyip Erdoğan’ın, Berat Albayrak’ın gelecek hesapları doğrultusunda AKP teşkilatları içindeki birikimini kırmak için Kovid belasını bile umursamaması çok doğal!.. Sadece Berat Albayrak’ın birikimi mi?.. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun dantel gibi örmeye çalıştığı organizasyonları da bozması gerek. O zaman da şahsının bizzat kongre yapılan kritik illere gitmesi şart olmuş. Video konferans beklentileri kesmiyor! Tayyip Erdoğan’ın son katıldığı il kongrelerindeki manzaralar bir bakın... Hele en son şu Ankara il kongresindeki görüntülere... Tüm tema, Tayyip Erdoğan’ın ilahlaştırılması üzerine... Şovları izleyen gökten bir ilah iniyor hissine kapılıyor!..
Tayyip Erdoğan’ın tek sıkıntısı parti içi dengeler değil... Siyasi partiler ve seçim kanununda yapılmasını istediği düzenlemelerde ortaklarından MHP’nin itirazlarını hâlâ gideremedi. Erdoğan, işi sağlam kazığa bağlamak istiyor ama ortağı MHP şahsına –öyle kamuoyuna yansıtılan gibi değil- hiç güvenmiyor. MHP kulislerinden edindiğim izlenim; “Erdoğan, ABD Başkanı Biden ile anlaşırsa bizi ortada bırakır... Biz pozisyonumuzu korumaya devam edeceğiz.” Görünen o ki; MHP sert kutuplaştırıcı ve gerginliği arttırıcı politikalarına devam edecek.
★★★
Sarayın Goebbels’i de fena halde çuvalladı!..
Omur ilikten sallamıyorum... Somut verilere göre yazıyorum;
Hedefleri, CHP’yi HDP ile yapıştırıp şeytanlaştırmaktı... Tutturamıyorlar!..
İYİ Parti lideri Meral Akşener’e türlü numaralarla “gel gel” yaptılar. Tutmadı...
CHP’li Fikri Sağlar’ın, “Türbanlı bir hakimin karşısına çıktığım zaman adaleti yerine getireceği konusunda kuşkum var” çıkışını ellerine aldılar... 28 Şubat hortlatması yapmak için her yolu denediler. Tutmadı...
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin protestolarını, din düşmanlığı olarak servis ettiler. Geziye çevirmek istediler. Tutmadı...
CHP’yi yalnızlaştırmak için, Muharrem İnce’nin hareketini son sürat motive ettiler. Tutmadı...
Son olarak... Müjde vereceklerdi. Gara operasyonu başarısızlık ve ağır bir hüsranla sonuçlandı. Faturayı CHP’ye kesmeye kalkışıyorlar. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na en tepeden en aşağıya ağır hakaretlerle saldırıyorlar. Tutmuyor... Çok sayıda CHP’li ile ve CHP teşkilatlarındaki insanlarla konuşuyorum; Kemal Kılıçdaroğlu etrafındaki kenetlenmenin daha da güçlendiğini görüyorum. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu şeytanlaştırılmaya çalışılırken, İYİ Parti lideri Meral Akşener’in kendisine saray kanallarından yapılan sahte güzellemeleri de yemediğini yakından biliyorum.
★★★
Sarayın Goebbels taktikleri bir bir patlıyor... Yüzde 60’lık sağ cephe oluşturma projeleri çöktü...
Nereden mi biliyorum?.. Tarafsız anketlere bakıyorum. AREA araştırmanın ocak ayı sonunda yaptığı anketten bazı sonuçlar vereyim;
-Geçerli oylar üzerinden; Cumhur İttifakı yüzde 48. Millet İttifakı yüzde 35.2. HDP yüzde 11.6. Diğer yüzde 5.2.
-“Türkiye’nin yönetim sistemi ile ilgili bir referandum yapılsa oy verme tercihiniz ne olurdu” sorusuna verilen cevap;
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; yüzde 37.4.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem; yüzde 51.6.
Kararsız /Sandığa gitmem; yüzde 11.0.
-Hükümet politikalarının genel performansı; Başarılı bulanlar yüzde 39.3. Başarısız bulanlar yüzde 54.2.
-“Saadet Partisi ‘Cumhur İttifakı’ na katılırsa nasıl karşılarsınız” sorusunun sonuçları;
Olumlu: yüzde 26.0. Olumsuz; yüzde 54.9. Fikir belirtmeyen yüzde 19.1.
- “Muharrem İnce’nin başlattığı ‘Memleket Hareketi’ nin partileşme sürecini nasıl karşılıyorsunuz” sorusunun karşılığı;
Olumlu: yüzde 22.3. Olumsuz; yüzde 50.2. Fikir belirtmeyen; yüzde 27.5
★★★
Şubat ayı sonunda yapılacak tarafsız anketlerden çıkacak sonuçların Cumhur İttifakı’nın ve Tayyip Erdoğan’ın daha da çok canını sıkacağını tahmin etmek için kahin olmak gerekmiyor. Zaten sokağa çıkıp vatandaşlara da kulak verince ankete de gerek kalmıyor.
Sarayın Goebbels’i çöktü!..
★★★
Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.
