Korkusuz

Sarayda sadece ‘OHAL’ konuşulmuyor...

Sarayda sadece ‘OHAL’ konuşulmuyor...
Bir bu eksikti!..

Japon bankası Nomura, hazırladığı raporda Tayyip Erdoğan hükümetinin beş aşamalı bir plan yürüttüğünü; ilk üç adımın hayata geçirildiğini ileri sürmüş, son iki adımın ise ‘dış politika vakası’ ve ‘OHAL’ olarak sıralamıştı. Japon bankasının iddiasına yakın bir iddia ise, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Asli Üyesi Prof. Dr. İzzet Özgenç’ten geldi. Özgenç, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, ekonomik buhrana dikkat çekti ve, “Türk Lirası’nın yabancı paralar karşısındaki süregelen değer kaybı, ‘AĞIR EKONOMİK BUNALIM’ sonucunun ortaya çıkacağı süreci başlatmıştır. Bu nedenle kaçınılmaz görünen ağır ekonomik bunalım sebebiyle OLAĞANÜSTÜ HÂL ilânına (Any., m. 119), toplum olarak hazırlıklı olmamız gerekir” ifadelerini kullandı.

AKP hükûmetlerinin, terörle mücadele, ceza kanunları, terörün finanse edilmesinin önlenmesini sağlayacak yasalar ve ceza yasalarının yazılmasında başında durmuş, çalışmış, yasaların yazılmasına öncülük eden,  AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Prof. Dr. İzzet Özgenç’in şimdilik  “iddia” diyebileceğimiz bu çıkışı zaten allak bullak gündemimizi iyice karıştırdı. İYİ Parti lideri Meral Akşener anında tepkisini gösterdi. Akşener, “Bu Türkiye’nin iflas etmesine sebep olur. Bu konuda herkesi ciddiyete davet ediyorum. Sakın ha öyle bir el uzatma olmasın” diye çok yerinde bir uyarıda bulundu. Olağanüstü hal ilanı bir süredir Ankara’nın derin siyasi koridorlarının gündemiydi. Akıl almayacak senaryolar üzerinde konuşuluyordu. Duyda inanma cinsinden!.. Nihayet ete kemiğe büründürerek bir yerden patlak verdirdiler!..

Şimdi, kuyuya atılan taşı çıkaracak  kırk akıllı sürecindeyiz!.. Bakalım, başarabilecekler mi?..

★★★

Sarayın iktidarı kaybetmemek hatta seçimden kaçmak için ortaya sunduğu bu formül bir kamuoyu yoklaması niteliğinde olabilir. Ölümü gösterip sıtmaya razı getirmek gibi... Çünkü çok yakından biliyorum, saray koridorlarında kötü gidişatı durdurmak için düşünülen formüller sadece asgari ücretin yükseltilmesi, 3600 ek gösterge ve EYT ile  sınırlı değil. Bu kadar yıpranmışlığa bunların bir çare olamayacağı ve yeterli gelemeyeceği anlı şanlı AKP büyükleri tarafından dillendiriliyor.

Toplumu iyice bunaltıp gerip sonrada ortaya kurtarıcı Tayyip Erdoğan formülünü sunmak klasik bir saray oyunudur. Değişik formatlarda nicelerine şahit olduk... Doğruyu söylemek gerekirse; çoğunu da ahaliye yedirdiler!..

Sözü, saray fısıltılarına getireceğim:

Genel af sarayın gündemine tekrar girdi... Kendilerinin hesabına göre, kapsayacaklar ve aileleri birlikte en az 10 milyon kişiyi ilgilendirecek. Bakın, altını kalınca tekrar çiziyorum; genel af, sarayda sadece KONUŞULMA aşamasında... Bir siyasetçi dostumla sohbet ediyordum, seçime yakın çıkarılacak genel affın ekonomik rüşvetlerden daha etkili olacağını söyledi ve “en az 5 puan yükseltir” dedi. Bence de öyle!.. Bu seferki genel af bir infaz indirimi olmaz. Mahkemelerin olmayacağı bir af olur. “Ne demek istiyorsunuz” diye sual ederseniz, şöyle izah ederim:

Saray her zamanki gibi bir taşla 5-10 kuş düşürmenin peşinde olur. Genel affı, hesapladıkları seçim tarihinin hemen öncesine denk getirirler. Seçim kazandırırsa ne ala... Yok kaybederlerse, zaten bu af kendilerini de yargılanmaktan kurtaracak şekilde olur. Muhalefet buna itiraz edebilir mi?.. Seçim sathı mahallinde sıkıysa karşı çıksınlar... “Sarayın kendini kurtarma formülü” diye tepinseler bile karşılığında iktidarın gücünün aparatları ile öyle bir algı operasyonuna maruz kalırlar ki, ahaliye laf söz anlatamazlar.

‘OHAL’den çıktık nerelere geldik!.. Bunların birbirleri ile alakasız konular olduğunu düşünmemenizi öneririm...

★★★

Sarayın içinde bulunduğu sıkıntılı haller durumundan bir kareyi “Genç mebuslar rahatsız” başlığı ile kaleme almıştık. Yeni gelişmeler var:

AKP’nin rahatsız genç mebusları, “Artık bizim bir hükmümüz kalmadı. İl başkanları ne diyorsa o oluyor. İl başkanı istediği yere istediği zaman bir bürokrat ataması yaptırabiliyor. Ama bize gelince en ufak ricalarımızın bile karşılığını göremiyoruz. O zaman biz buraya niye geldik? Milletvekili olacağına il başkanı ol daha iyi...” diyorlarmış. AKP’li kaynağımın aktardığına göre, partinin “rahatsız genç milletvekilleri “ TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül etrafında toplanmaya başlamışlar.

Hatırlatma notu; Mustafa Şentop’un rüyalarında Tayyip Erdoğan’dan sonra başkanlık olduğu AKP’de hep sohbet konusudur. Abdulhamit Gül’ün ise AKP içinde en dişli kliklerden “Gürcüler Konseyi”nin en önde isimlerinden biri olduğunu çok defa yazdım. Abdulhamit Gül ile damat Berat Albayrak’ın liderlik çekişmesini ise yandaş basın dışında yazmayan kalmadı...

AKP’li kaynağımı dinledikten sonra, “Peki hangi ismi lider görüyorlar? Mustafa Şentop’u mu yoksa Abdulhamit Gül’ü mü” diye sordum. Aldığım cevap net değildi; “Abdulhamit Gül’den önderlik Mustafa Şentop’tan siyasi destek istiyorlar” dedi.

Doğrusu aklıma hiç yatmadı!..

İl başkanlarının sadece AKP’de değil tüm siyasi partilerde bir dahaki seçimde potansiyel mebus adayı olduğu bir gerçektir. Bence, AKP’nin rahatsız mebusları tekrar listeye girebilmenin yollarını arıyorlar!..

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.