Korkusuz

Saray, Zambiya’ya denizi getirmiş de haberimiz olmamış!..

Saray, Zambiya’ya denizi  getirmiş de haberimiz olmamış!..
Zambiya, Afrika kıtasının güney bölümünde denize kıyısı olmayan bir ülke...

Harita ile teyidini yapalım!..



Buraya kadar her şey tamam, bir gariplik yok değil mi?..

Demeyin öyle!..  13 Nisan Çarşamba günü TBMM çatısı altında öyle trajik bir gün yaşandı ki, “yok artık bu kadarı da olmaz”ın çook ötesine geçildi.  “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Zambiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi” TBMM Genel Kurulu’nda görüşülürken İYİ Parti Bursa Milletvekili ve emekli büyükelçi Ahmet Kamil Erozan,  Genel Kurul kürsüsüne çıktı, denizi  olmayan Zambiya ile imzalanan anlaşmanın 2’nci maddesinin 7’nci fıkrasında “Gemilerde ve karargâhlarda personel mübadelesi” ve “Gemilerle karşılıklı liman ziyareti” ibaresinin yer aldığını söyledi.

Böylece, saray iktidarının ve  asrın liderinin gariban  Zambiyalılara denizi getirdiğini de öğrenmiş olduk!.. Rusya- Ukrayna savaşında arabuluculuk çabalarından sonuç alınamazsa bence   Zambiya’ya getirilen deniz ile  Nobel’e tekrar aday gösterilebilir!.. Meclis Genel Kurul tutanakları da ödülü kapmak  için belge olur!..

★★★

İYİ Partili Ahmet Kamil Erozan’ın, kanun teklifi görüşülürken yaptığı konuşmanın ilgili bölümünü tutanaklardan verelim;

“...İktidar cephesinde bir hareketlenme olacağından eminim ama Hulusi Akar’ı istifaya davet ediyorum; tekrar ediyorum, Hulusi Akar’ı istifaya davet ediyorum. Niye mi? Okumadan bir anlaşmayı imzaladığı için. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Yanındakilerin, mahiyetinde çalışanların disipline sevk edilmesini sağlamak lazım çünkü harita bilgileri yok. Aynı şekilde, Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nu istifaya davet ediyorum çünkü onun görevi olmasa dahi, anlaşmanın içeriği itibarıyla onun sorumluluğundadır ulusal düzeyde bunun eş güdümünün sağlanması. Aynı şekilde, Dışişleri Bakanlığı personelinin istifası veya disipline gitmesi lazım.

Garabeti şimdi söyleyeceğim size: Bu anlaşma Komisyonda görüşüldüğü zaman hiç kimse söz almadı -ben temizim, o tarihte Komisyon üyesi değilim, belki buradaki arkadaşlar da Komisyonda o gün yoklardı- buradan şu çıkıyor: Komisyonda da bunu kimse okumamış. Şimdi ben size okuyacağım ne demek isteğimi ve Hulusi Akar’la Mevlüt Çavuşoğlu’nu niye istifaya çağırdığımı.

 

 

Zambiya nasıl bir yer biliyor musunuz? Afrika’da, onu biliyoruz. Etrafındaki ülkeleri biliyor musunuz? Afganistan gibi bir ülke yani etrafında başka ülkeler var, denize çıkışı yok, suyla alakası yok ülkenin. Anlaşmanın 2’nci maddesinin (7)’nci fıkrasında ne yazıyor, biliyor musunuz? “Gemilerde ve karargâhlarda personel mübadelesi.” Gemi... Ülke karada, gemisi yok. Daha da garip, bir adım daha öteye gideyim: “Gemilerle karşılıklı liman ziyareti.” Nasıl yapacaksınız bu gemi ziyaretini? Fatih Sultan Mehmet mi olacaksınız? (İYİ Parti sıralarından gülüşmeler, alkışlar; CHP sıralarından alkışlar) Karadan mı yürüteceksiniz bu gemileri? Zambiya gemileri karadan denize varacak, oradan Hint Okyanusu, Süveyş Kanalı ve İstanbul’a gelecek veya sizin gemileriniz Hint Okyanusu’na gidecek, oradan yine karadan -Fatih Sultan Mehmet usulü- gidecekler. Nereye gidecekleri meçhul; ya bir nehre gidecekler ya bir göle. Hâlbuki bu metinde “deniz” yazıyor. İstifa etmeye çağırmayayım da ne diyeyim ben? Okumadan nasıl bir metin imzalanabilir? Siz artık bunun hesabını kimden istiyorsanız ondan sorun.”

★★★

Devlette liyakat... İşte ne hale getirildiğinin en çarpıcı belgesi. Haa!.. Durumda bir değişiklik olur mu?..  Bakanların istifa etmeyeceğinden şüphe yok da, ilgili bürokratlara disiplin cezası falan filan...Hiç sanmıyorum... Sarayın kapıkulları ile durmak yok yola devam!.. Acıklı tablo sadece bununla da sınırlı değil ki; Erozan’ın işaret ettiği gibi, teklif, koskoca Meclis Dışişleri Komisyonu’ndan  da lüp diye geçmiş.

İYİ Parti Bursa milletvekili skandal ötesini ortaya çıkarırken   saray diplomasisinde yaşanan  başka bir garabeti de ortaya koymuş;

“Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün ve bugün bizim önümüze 8 tane uluslararası anlaşma geldi onaylanmak üzere. Bunların imzalandığı tarih ile bizim önümüze geldiği tarih arasındaki farklara bir dikkatinizi çekmek isterim. Dün görüşülen Venezuela’yla yapılan anlaşma imzalandıktan elli dört ay sonra bize geldi, elli dört, Ekvator’la imzalanan anlaşma önümüze yetmiş dört ay sonra geldi, Özbekistan’la imzalanan anlaşma kırk yedi ay sonra geldi, Sırbistan’la anlaşma kırk iki ay sonra geldi, Sırbistan’la diğer bir anlaşma otuz ay sonra geldi, Zambiya’yla anlaşma kırk dört ay sonra geldi, Güney Sudan’la anlaşma elli dokuz ay sonra geldi, garip bir şekilde Katar’la imzalanan anlaşma dört ay sonra geldi. Katar’la imzalanan anlaşmanın niye dört ay sonra geldiği konusunda tabii benim kafamda bir fikir var ama diğerlerinin ortalaması dört sene yani bir ülkeyle bir anlaşma yapılıyor, üzerinden dört sene geçiyor, onaylanmıyor ancak bugün geliyor önümüze ve ayıp oluyor, bu ülkelere ayıp oluyor. Yani bir ülkeyle demek ki sizin ilişkiniz o kadar lakayıt bir şekilde yürütülüyor ki attığınız imzaların, imzaladığınız metinlerin sizin açınızdan hiçbir anlamı yok ve ben bunu o ülkelere bir hakaret olarak görüyorum.”

★★★

Ülkemiz adına yaşanan trajik tablo aynen böyle. Şimdi, ben, size daha da acıklısını anlatayım;

Türkiye- Zambiya anlaşmasının maddeleri Çarşamba günü oylanarak kabul edildi.  Genel Kurul’dan çıkıp kanunlaşması için tümünün üzerinde oylama Perşembe gününe bırakıldı. Genel Kurulda tümü üzerine yapılan açık oylamanın sonuçlarını da tutanaktan veriyorum;

Kullanılan oy sayısı: 291... Kabul: 277... Ret; 13... Çekimser:1

Böylece TBMM’de Zambiya’da deniz olduğunu kabul etti!..

Bu anlaşmaya 13 ‘ret’ oyu ile büyük direnç gösteren muhalefet partileri milletvekillerini de ayrıca tebrik edip alınlarından  şap diye öpmek gerek!..

★★★

Ulu Tanrı,  tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.