Korkusuz

Putin’in hatırlayamadığı ATATÜRK!..

Putin’in hatırlayamadığı ATATÜRK!..
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, “tarihi” olarak nitelendirilen tv konuşmasından sonra Ukrayna krizinde gelişmeler saat başı değişir hal aldı.

İşin sonu nereye varacak?.. En baba uzmanları dinliyorum. Günün hatta o saatin şartlarına göre açıklama yapmayı tercih ediyorlar. Dış politika konusunda ahkam kesemem!..  Uzmanlık alanım değil... Bilirsiniz; Türkiye’yi de çok yakından ilgilendiren dış sorunlarda çok güvendiğim uzman isimlerin analizlerine köşemizde yer veririm. Saraydan maaşlı güvenlik ve dış politika “uzman”ları ile işim olmaz!.

Şöyle bir ahaliye baktığımda büyük dünya krizinin sadece doğalgaz faturalarına nasıl etki edeceği ile alakadar oluyorlar gibi geliyor bana... Çok endişeliyim!.. Bu büyük endişem ise saray iktidarının yıllardır izlediği dengesiz dış politika çizgisinden kaynaklanıyor. Bana göre tek suçlu Tayyip Erdoğan değil... Ahmet Davutoğlu kafası, Ali Babacan kafası, Abdullah Gül kafası, SADAT kafası... Egemen Bağış ve Ömer Çelik’in değerli katkıları!.. “Yes be annem” diye savrulduk taa Emevi Camii’nde Cuma namazı kılmaya kadar... Rus savaş uçağını düşürdük, kahramanlık destanları yazdırıldı. Ardından milyar dolarlar basıp hangarlara kapattığımız S-400’lerle Putin’e tazminat ödemek durumuna kaldık. “Dış politikada sıfır sorun”dan “değerli yalnızlığa” mahkum kaldık... “NATO’dan koparız” nidalarıyla esilip gürleniliyordu bugünlerde yine geri vitesteyiz!..

Allah sonumuzu hayır etsin derken... Deneyimli siyaset insanı, AKP eski İstanbul milletvekili Emin Şirin’in Twitter’da paylaştığı mesajı görünce derin bir iç çektim.

“Ukrayna’da olup bitenlere bakarken...” diye başlık atıp 28 Şubat 2020’de paylaştığı mesajı tekrar atmış Emin Şirin;

“Atatürk’ün 5 dış politika ilkesi

-Komşuların iç işlerine karışma

-Rusya’yı tahrik etme.

-Arap ülkeleriyle ilişkilerini geliştirirken aralarındaki anlaşmazlıklara karışma.

-Sormadan akıl verme.

-Batı kültürünü benimse ama onların emperyalist emellerine alet olma.

ANLAŞILDI MI...”

★★★

Emin Şirin’den manidar mesajına daha fazla açıklık getirmesini istedim. Şirin, “Ukrayna Rusya meselesinde, bizim NATO üyesi olduğumuzu hatırlayarak ama sükûnetimizi koruyarak hareket etmemiz lazım” diyerek sözlerine başladı. Şirin’in önemli uyarıları şöyle:

“İlk dikkate alınacak konu, Putin’in ne yapmak istediği. Putin’in televizyonda yaptığı konuşma hakikaten tarihi önemde ve Putin’in aşırı Rus milliyetçisi ve yayılmacı politikasını; adını koyalım, emperyal politikasını ortaya koyuyor. Ukrayna hakkında söyledikleri yenilir yutulur gibi değil. Ukrayna’nın varlığını inkar ediyor. Benzetmek gibi olmasın ama Hitler’in 2’nci dünya savaşından evvel Polonya hakkında söylediklerini hatırlatıyor. Türkiye soğukkanlılığını korursa bu durumdan az zararlı çıkabilir. Hatta bazı faydalar sağlayabilir.”

Soğukkanlılığa vurgu yaparak neyi anlatmaya çalışıyor Emin Şirin?.. Şöyle:

“Soğukkanlılık korunduğu takdirde, zarar, artan enerji fiyatları ve muhtemel turizm gelirlerinde eksilmeyle sınırlı kalacak. Buna mukabil faydası, NATO ve AB içinde durumumuzu pekiştirmek olabilir. Genel olarak Türkiye dış politikalarına baktığımızda, son 2-3 yılda gerilimlerden beslenen çatışmacı dış politika yürütüldü. Bu politikaların bazı getirileri de oldu. Suriye’de, Kafkaslar’da, Libya’da hatta Afrika’da daha görünür daha dikkate alınır oldu. ABD’de Biden geldikten sonra, bu gerilimlerden yararlanan, çatışmalardan yararlanan dış politika yerine kazanımları konsolide eden bir döneme girilmek istendi. Bu safhada çok başarılı olunduğunu söylemek mümkün değil. Türkiye dış politikasını kurumlar ve prensiplerle yürütmek yerine Tayyip Erdoğan’ın şahsi liderler diplomasisi tarzı ile yürütmek isteniyor. Bu tarzla belki biraz Afrika’da netice alabilirsiniz ama Rusya ile, ABD ile, AB ile, İngiltere ile, Almanya ile netice alamazsınız. Bunlarla ilişkiler çok daha müesses esaslara oturmalıdır. Devlet politikası yerine Tayyip Erdoğan politikası yaparsanız, karşı taraf bir kişinin zaaflarından faydalanmasını çok iyi bilir.”

★★★

Emin Şirin’in dünyayı tedirgin eden kriz hakkında genel değerlendirmesi ise şöyle:

“Ukrayna’nın bu saatten sonra NATO’ya girmesi orta vadede söz konusu değil. NATO’nun zaten sınırları ihtilaflı olan bir ülkeyi kabul etmesi ana sözleşmesine göre mümkün değil.

Olup bitenlere bakınca, Avrupa’nın da kendi içinde bir karar vermesi lazım. Askeri gücü olmayan Avrupa’nın ABD-Rusya-Çin üçgeninde sözünün dikkate alınması pek mümkün görünmüyor.”

★★★

Putin’in dünyaya meydan okuduğu konuşmasında dikkat çeken Osmanlı ve Türkiye ayrıntısı” başlığı ile bizde yankılanan ve farklı yorumlara yol açan şu satırları bir daha hatırlayalım:

“Geçmişte 18. yüzyılda Karadeniz kıyıları Türkiye ve Osmanlı’ya mücadele alanı olarak kullanılmıştı. Şimdi bu ismi yok etmek istiyorlar. Ünlü komutanların çalışmalarını yok etmek istiyorlar. Karadeniz’e erişimimizi yok etmek istiyorlar. Geçmişte zaten oluşturulan bir yapı vardı.”

Muhterem Putin, ATATÜRK’ü hatırlayamıyorsa, ona bu büyük devlet adamı ve büyük komutanı hatırlatacak kanallar mutlaka olmalı!..

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.