Korkusuz
Ümit Zileli

Özrü kabahatinden büyük!

AKP’li Cumhurbaşkanı yıllar önce  önce bir kitap fuarını gezerken bir soru üzerine şöyle konuşmuştu:

-Ben kitap okumuyorum. Özetini çıkarıyorlar onu okuyorum...

Epey tartışılmıştı bu sözleri...

Özet var, özet var tabii, bir sayfa da olabilir, on sayfa da, yirmi sayfa da...

Ancak son zamanlarda üst üste kırdığı potlar, gerçekdışı beyanlar, farkına bile varmadan yaptığı itiraflar, düzelteyim derken içine düştüğü açmazlar özetin pek bir işe yaramadığını gösteriyor!..

Bir diğer ihtimal de özeti çıkaranların ya da danışmanların pek bir işe yaramıyor olması!..

Ben bu köşede defalarca çağrıda bulundum “Bu danışmanlardan kurtulun, sizi hep yanıltıyor, ters köşeye yatırıyorlar” diye...

Hatalar, kırılan potlar, vahim tarihi çarpıtmalar ve tabii ansızın gelen itiraflar sürdü gitti.

Özellikle önündeki saydam camdan akan konuşma metni olmadığı zamanlar...

Öylesine hatalar ki, daha söylendiği anda çürütülecek, arşivden şak diye çıkartılıp önüne konulacak cinsten!..

İnsan düşünmeden edemiyor “Cumhurbaşkanı bu yanlış bilgileri nereden ediniyor, hangi kitap özetlerinden okuyor ya da hangi başdanışmanından dinliyor?”

Özellikle yakın tarih konusunda durum içler acısı...

Tarihler de, konular da, kişiler de maalesef doğruyu yansıtmıyor...

Daha farklı bir şekilde söyleyecek olursam:

-Daha konuştuğunda yalanlanıyor, o kadar hızlı yani!

-Kırılan potlar söylenen yalanlardan bir demet!

AKP’li Cumhurbaşkanının veciz söylemlerinden bir demet tarihe geçmemiş örneği paylaşayım önce:

-AKP’li Cumhurbaşkanı yıllar önce  Isparta’da konuşurken “Bu kente üniversiteyi biz getirdik” demişti... Halbuki Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nin kuruluş tarihi tabelasında nal gibi yazıyordu: 1992!

-Adıyaman’da yaptığı konuşmada “Adıyaman Havalimanı’nı biz yaptık” dedi. Maalesef bu da doğru değildi. Adıyaman Havalimanı daha AKP ortada yokken yapılmıştı: 1998!

-20182deki seçimler öncesi Sakarya mitinginde “Her eve buzdolabı giriyorsa refah seviyesi var demektir” dedi... Rakibi Muharrem İnce Eskişehir’den yanıt verdi: “Senden önce bu millet yiyeceklerini ağaç kovuğunda mı saklıyordu!..” Gerçekten de buzdolabının lüks eşya sınıfından çıkışı AKP’nin doğuşundan çok önce gerçekleşmişti...

- Nereden çıktıysa “Komünistler Birinci Köprüyü satacağız dedi, rahmetli Turgut Özal sattırmadı” iddiasında bulunmuştu. Ne yazık ki tam tersi olmuştu! 1983 seçimleri öncesi TRT’de yapılan bir açık oturumda Özal “Köprüyü satarım” demiş, Halkçı Parti lideri Necdet Calp de masaya vurup “sattırmam” diye bağırmıştı!..

-En büyük  potlardan birini de yine bir konuşması konuşmasında kırdı; “CHP’nin tek parti döneminde 75 kişilik sınıflarda okudum” dedi!.. Maalesef AKP Genel Başkanı’nın o tarihlerde okuması mümkün değildi, çünkü henüz doğmamıştı!.. Kendisi 1954 doğumluydu, CHP tek parti iktidarı ise 1950’de son bulmuştu...

Bu konuşma büyük ihtimalle danışmanlarıyla ilgili değildi; zannımca tamamen kendi eseriydi...

-Tarihe kazınmayı hakeden itiraf!

Ancak, AKP’li Cumhurbaşkanı geçen günüyle bir itirafta bulundu ki, bu defa tarihe silinmeyecek bir şekilde kazınmayı haketti!

Canlı yayında, gazeteci sıfatı taşıyan bir zat tarafından daha önceden kararlaştırılmasa asla soramayacağını düşündüğüm, üstünde çok tartışılan “PKK terörist başı Murat Karayılan’ın CHP’nin reklam filmine montajlanmasıyla” ilgili bir soru yöneltti...

Artık, yorgunluktan mı yoksa bir rahatsızlık sonucu mu bilmiyorum, Cumhurbaşkanı bu soruya aynen şu yanıtı verdi:

- Kılıçdaroğlu, Kandil’dekilerle video çekimleri var, bunları yayınladılar, haydi haydi türü. Anladınız mı? Kandil’dekiler bu şekilde. Ama montaj ama şu bu... Video çekimlerini yaptılar!

Ortalık bir anda buz kesti...

Gazeteci sıfatlı zat durumu kurtaracak başka bir soru sormaya dahi kalkışmadı!

Tepkiler de gecikmedi tabi; CHP bu konuda hem Cumhurbaşkanı hem de bu montajlı videoları yapanlar hakkında yargıya suç duyurusunda bulundu.

Cumhurbaşkanı bir süre sessiz kaldıktan sonra Sivas mitinginde konuşmasında durumu şu sözlerle düzeltmeye çalıştı:

-Gençlerimizin kıvrak zekasının ürünü 5 saniyelik bir video üzerinde arsızca tepiniyorlar!

Montajla sahte video hazırlamak, iftira atmak ancak böyle savunulur demek mi lazım bilemedim ama ünlü bir atasözü geliverdi aklıma:

-Özrü kabahatinden büyük!