Korkusuz

Oylar düştükçe, huzursuzluk artıyor...

Oylar düştükçe, huzursuzluk artıyor...
Türkiye’yi 20 yıldır yöneten AKP’nin oy oranının, tarihinde ilk kez yüzde 30’un altına düştüğünü herkes kabul etmeye başladı. Öyle ki; AKP’yi yüzde 26 bandında gösteren ORC adlı araştırma şirketinin Başkanı Mehmet Pösteki, yayımladıkları son araştırmanın ardından, AKP’li üst düzey bir yetkilinin kendisini arayıp ‘’Çalışmanız bilimsel değil’’ diyerek uyardığını açıkladı. Oysa ki; ORC bugüne dek AKP tarafından hep referans gösterilen şirketler arasındaydı.

YA DİĞERLERİ…

AKP yönetimi, ORC’nin araştırma sonuçlarını kabullenmekte zorlanıyor. Diyelim ki; ORC’yi susturmayı başardılar. Peki Aksoy Araştırma, Konda, Türkiye Raporu, Yöneylem, Gezici, Motto ve Konsensus’u ne yapacaklar? Zira, adı geçen tüm şirketler, AKP’nin artık yüzde otuz bandının altında olduğunu ortaya koyuyor.

AKP gerçeği kabullenmek istemiyor ama Yöneylem adlı araştırma şirketinin Eylül ayına ilişkin yayımladığı veriler, iktidardaki kan kaybının sebeplerini özetliyor. Yöneylem’in 26 bölge, 27 il, 230 nokta ve 2400 panelistle yaptığı araştırmadan çıkan sonuca göre, Türk halkı, Eylül ayında da en çok “ekonomik kriz”i konuştu. Araştırmaya katılan seçmenlerin yüzde 49.5’i, “Gelecek yıl, bu yıldan daha kötü olacak’’ görüşünde birleşti.

[caption id="attachment_6705394" align="alignnone" width="600"] Erdoğan[/caption]

MUTLU GÜNLER GERİDE KALDI

Yöneylem, “Bugün seçim olsa, kime oy verirsiniz?” sorusunu yönelttiği seçmenlerin verdiği cevaplar, AKP’nin yüzde 26 – 27 bandında olduğunu gösteriyor. Bu da AKP’nin iktidarı kaybetmesi anlamına geliyor. Ve son not: Aynı araştırmada, seçmenlerin yüzde 53.2’si, “Seçimi Millet İttifakı kazanır” diyor.

AKP – MHP – Vatan Partisi ve BBP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı gemisinin artık su almaya başladığı açıkça görülüyor. Bu da özellikle parti içinde büyük bir huzursuzluğa yol açıyor. Çünkü; iktidardan düşmek, hem yargı önünde hesap verilecek günlerin yaklaşması, hem de ballı börekli rantların kesilmesi anlamına geliyor. İşte bu yüzden, herkes suçu birbirine atmaya başlıyor.

[caption id="attachment_6705395" align="alignnone" width="600"] Soylu[/caption]

ŞİKAYETLER BAŞLADI

Önceki gün sohbet ettiğim bazı AKP’liler, “Külliye ile parlamento grubumuz arasındaki bağ koptu. Biz artık ne kendi gündemimizi ne de muhalefetin gündemini takip edemiyoruz. Gündemi son dönemlerde hep muhalefet belirliyor” görüşünde birleşiyordu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “3600 ek gösterge” çıkışı ve KHK hukuksuzluğun-dan dolayı hayatları cehenneme çevrilen binlerce insana cesaretle sahip çıkması, AKP’nin hem ezberini hem de moralini bozmuş. Özellikle 3600 ek gösterge vaadi, AKP’yi hayli sıkıştırmış…

[caption id="attachment_6705396" align="alignnone" width="600"] Kurtulmuş[/caption]

GÖRÜŞME TALEBİ

Milletvekilleri, yaşanan bu ve benzeri durumları Saray’a aktarmak için, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yoğun bir şekilde randevu talep etmiş. Dün konuştuğum AKP’li bir yönetici, “TBMM grubunu başarısız olarak değerlendiren arkadaşlarımız var. Bireysellik çok fazla ön planda. Grubun kontrolü kaybedildi” tespitini yaptı. Erdoğan’ın şikayetlerin artması üzerine önümüzdeki günlerde milletvekilleri ile gruplar halinde görüşeceğini de belirten kaynağım, “Sanırım orada herkes Reis’e gerçek tabloyu anlatacak” dedi.

[caption id="attachment_6705402" align="alignnone" width="600"] Akar[/caption]

MERAK ETTİĞİM İSİMLER…

Aynı kaynak, ismi son dönemlerde öne çıkmaya başlayan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin sorumu da yanıtladı. Kaynağım buna kısa bir cevap verdi: “Cesaret edemez…”

Tabii sadece Akar’ı değil, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un durumunu da sordum. Kaynağımın verdiği cevap ilginçti: “Hulusi Akar, Süleyman Soylu ve Numan Kurtulmuş, son dönemlerde Saray’dan bağımsız siyasi programlar yapıyorlar. Ya da en azından biz öyle biliyoruz. Parti içinde bunlar daha çok konuşulmaya ve dikkat çekmeye başladı.”

SORUMLU KİM?

Gördüğünüz üzere, AKP tam bir kaynayan kazan… Ekonomik ve siyasi kriz iktidarı sarstıkça, herkes “Biz nerede yanlış yaptık?” diye sormaya ve topu birbirine atmaya başlıyor. Oysa ki; bundan şikayet etmeye hiç hakları yok. Bu ucube düzeni; tüm uyarılarımıza rağmen, kendi elleriyle yarattılar. MHP’nin peşine takılarak getirdikleri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, AKP’nin çöküşünü hızlandıran önemli bir etken oldu.



HERKES İŞSİZKEN…

Bakın Türkiye iki gündür TÜGVA ve SADAT skandallarını konuşuyor. TÜGVA adı verilen kuruluş, başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, kamunun onlarca malına adeta çökmüş. Ve bu vakıf, adeta  “Devlete Eleman Alma Daire Başkanlığı”na dönüşmüş…

Oğlu, kızı, evladı, torunu işsizlikten kırılan analar babalar bu rezilliği görmüyor mu sanıyorsunuz? Dişinden tırnağından artırarak çocuğunu okutan milyonlarca anne ve baba, çocuğu asgari ücretle bile iş bulamazken, TÜGVA’nın yandaşları en güzel işlere yerleştirdiğini görünce sizce ne hissediyor? Halkın sofrasındaki porsiyon küçüldükçe, bunun sebepleri daha net görülmeye başlanıyor.

AKP araştırma şirketlerine kızacağına, önce dönsün ve bir kendine baksın… Aynaya baktıklarında, güzelim ülkemizi nasıl mahvettiklerini göreceklerdir…