Korkusuz

O subayı alnından öpelim...

O subayı alnından öpelim...


Nur topu gibi yeni bir tartışma konumuz oldu!..

Sanatçı Bülent Ersoy’un Anıtkabir ziyareti sırasında çekilen bu fotoğraf, dün, önce sosyal medyada bir süre dolaştı. Ardından duyduk ki; Savunma Bakanlığı inceleme başlatmış. Ne için?..  Bülent Ersoy’un Anıtkabir ziyareti sırasında sanatçı Bülent Ersoy’a bir subayın şemsiye tutmasıyla ilgili...

Savunma Bakanlığı’nın bu müthiş refleksi gözlerimi yaşarttı!..

Bülent Ersoy’un yağmur altında tekerlekli sandalyeyle gittiği Anıtkabir’de, bir askerin (Denizci subay) şemsiyeyle kendisine eşlik etmesi Savunma Bakanlığını çok mu rencide etmiş?..

Tarikat, cemaat, FETÖ yapısı hâlâ bitirilemeyen bir yapıdaki, kafadaki, şu müthiş hassasiyete bir bakın hele!.. Şanlı ordumuzun birliklerindeki camilerde hangi cemaatin imamının namaz kıldırılacağı kavgaları yaşanıyor... Savunma Bakanı’nın ziyaret ettiği cemaatçiler... Cemaat, tarikat şeyhlerinin karşısında esas duruşa geçen subaylar ve hatta paşalar... Bunlara 3 maymunu oyna!.. Sonra gel, Bülent Ersoy’a şemsiye tuttu diye o subaya anında inceleme başlat. Bana sorarsanız, olacak iş değil!..

Hayat tercihi, insanın sadece ve sadece kendisini ilgilendirir... Türk askeri kütük katı bir yapı ile yetişmez, yetiştirilemez aynı zamanda yüreği merhametle doludur. Türk askeri, dünyada merhametin timsalidir. Anıtkabir’e gelen Bülent Ersoy, aynı zamanda sade bir Türk vatandaşıdır. Yağmurlu bir havada, yürümekte zorluk çektiği için tekerli sandalye ile yapılan bir ziyaret. Bu olay tanınmamış bir vatandaş için de gerçekleşebilirdi... Ne olmuş yani?.. Yardıma gereksinim duyan bir vatandaşa, bir subayımız insani hislerle şemsiye tutmuş... Yüreğindeki merhameti göstermiş... Ne var bunda inceleme başlatılacak, soruşturma açılacak?.. Bunun eleştirilecek hiçbir tarafı da yok!.. Gayet doğal. O subayımız insanlık yapmış...

İşin özüne bakalım lütfen!.. Bülent Ersoy, bir tarikat şeyhine gitmiyor. Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün huzuruna çıkıyor. Tekerlekli sandalyesinden kalkıp ayakta saygı duruşunda bulunuyor... Demek ki, manen içindeki bir boşluğu doldurmak ve rahatlamak istiyor. Sanatçımıza da ve o merhametli Türk subayımıza da saygısızlık yapılmamalı.

Ha!. İlla bir şeyleri tartışmak mı istiyorsunuz?.. O zaman, “çözüm süreci” denen o ihanet sürecinde, terör örgütü PKK ile mücadele etti diye kodeslere tıkılan subaylarımızın  durumunu sorun?.. PKK  ile mücadele etmesin diye kışlalarına hapsedilen subaylarımızı hatırlayın... Şerefli Türk subaylarına, “kadın pazarlamacısı” diye iftira edenlerle ortaklık yapanların bugün neler yaptıklarını sorgulayın!.. Onları bu durumlara düşürenlerden, sorumlularından hesap sormayı deneyin... İtibarı orada arayın!..

AKP kutlamalarına, törenlerine katılan başlarından ayaklarına konfeti yağdırılan terör sevicilerin, Türk askeri düşmanlarının nasıl ağırlanıp, iltifat gördüklerini hatırlayın. Türk askeri şehit olurken Ankara’da ayaklarına kımızı halı serilen PKK/YPG eş başkanlarını gözlerinizin önüne getirin...



Türk askeri üzerinden tartışmayı çok mu seviyorsunuz?..

O zaman;

Babasını hiç bilmeyen şehit çocuklarını... Çocuklarını hiç görmeyen şehit babaları tartışın... Yüreğiniz yetiyorsa!..

Sayın Savunma Bakanı, sizin bu konuda diyebileceğin bir şeyler var mı?.. Şemsiyenin ötesini görebiliyor musun?.. Yoksa, ATATÜRK’ün  huzuruna çıkıp orada manevi mutluğu arayanlara yardım etmek isteyenlerin üzerine korku salmak mı gerçek maksadınız?..

Naçizane, aklınızdan çıkmamasını tavsiye ederim;

Bu şanlı ordu Mete Han’ın, Mustafa Kemal’in ordusu...

“Şahsı”nın değil!..

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.