Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

O günü iple çekiyorum

Anayasamızda:

“Demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti” olarak tanımlanan ülkemizde seçimler:

Siyasi partilerden birinin Devleti işgal etmesi için değil...

Devleti yönetmesi için yapılırdı...



Seçimlerde yeterli oyu alarak Mecliste görev yapmaya hak kazanmış kişiler...

Meclis’te yemin edebilmek için...

Seçildiklerini gösteren sandık zabıtlarının...

Yargı (YSK) tarafından:

Onaylanmasını beklerdi...



Milletvekillerinin yemin etmeleriyle açılmış sayılan Meclis önce:

Başkanı’nı seçerdi...

Ve...

Cumhurbaşkanı...

Milletvekillerinden birine (Teamül, en çok sandalyeye sahip siyasi partinin genel başkanına):

Hükümeti kurma görevini:

Tevdi ederdi...



Hükümeti kurmakla görevlendirilen kişi...

Kabinesini kurar...

Cumhurbaşkanına takdim eder...

Cumhurbaşkanı kabineyi onaylarsa...

Hükümet kurulmuş olurdu...

Ancak...



Hükümetin tam olarak kurulmuş olabilmesi için...

Meclis’ten güvenoyu alması şarttı...



Milletvekili sayısının yarısından bir fazla oy (Oturumda bulunan milletvekili sayısı sadece güvenoyu alabilecek sayıda bile olsa.) alan hükümet:

Güvenoyu almış sayılırdı...



Yasama, Yürütme ve Yargı birbirlerinden bağımsız çalışırlardı...

Yasama kanunları çıkarır...

Yürütmeyi denetler...

Yargı ise:

Mecliste kabul edilen kanunların:

Anayasaya uygunluklarını...

Ve...

Yargı kararlarını:

Denetlerdi...



Yürütme de...

Anayasaya uymak şartıyla:

Meclis’te görüşülüp kabul edilen bütçe kaynaklarının:

Hangi yatırımlarda...

Ya da...

Hangi harcamalarda kullanılacağına karar verir:

İcraat yapardı...



Milli bayramlarda...

Ya da:

Her yıl 10 Kasım, Atatürk’ü anma törenlerinde...

Cumhurbaşkanı en önde Atatürk’ün mozolesine doğru yürürken...

Onu hemen arkasında...

Ve eşit hizada:

Meclis Başkanı...

Başbakan...

Ve...

Anayasa Mahkemesi Başkanı takip ederdi...



Bu yıl da yine o eski güzel tabloyu aradı gözlerim...

Ve yine göremeyince...

İçim yine...

2021 yılı 10 Kasım günü olduğu gibi:

“Cızzz” etti...





İktidar partisi Genel Başkanı en önde yürürken...

Gazi Meclisimizin Başkanı...

Ve...

Adaletimizin bir numaralı temsilcisi:

O siyasi parti genel başkanının:

Arkasında yürüyorlardı...



Anayasamıza ihanet sembolü haline gelen bu protokolün biteceği...

Eskiden olduğu gibi...

En önde:

Cumhurbaşkanının...

Arkasında da:

Yürütme...

Yasama...

Ve...

Yargı organları başkanlarının aynı hizada yürüyecekleri günü:

İple çekiyorum...

Dikkat!..


“Eğer, pratik ve teknik sebeplerle halk yerine, temsilcileri karar verebiliyorsa; aynı halk adına tek bir temsilci de karar verebilir ve bu gerekçelendirme, demokratik olmaktan çıkmaksızın anti-parlamenter bir Sezarlığı haklı çıkarabilir.”
Carl Schmitt

Eski bakanın golü


Masum Türker:

“Eski” ama...

Eskimeyen dostlarımdandır...

Benim için de...

Ülkemiz için de:

Çok değerlidir...





Nasıl olmuşsa olmuş...

İktidara yakınlığıyla bilinen “ahaber” kendisini konuk etmiş...

Ve bakın...

Son Ecevit Hükümeti’nde...

Kemal Derviş’in yerine gelen:

“Ekonomiden Sorumlu Bakanı” Türker (Bir süre DSP Genel Başkanlığı da yaptı) ne demiş:



“Faiz indiriminden dolayı enflasyon düşmez, şu an Türkiye’de yapılan en büyük yanlış o. Bu faiz indirmekle yapılan tek bir iş var; hükümet karşıtı bankaların lobi yapmasını engellemek.”



Ne derdi eskiler?..

“Aklın yolu birdir...”.



Masum Türker akıllı adam olduğu için...

O da:

Aklın yolunu göstermiş:

Anlayana...

Ekonomi tıkırında


TÜİK’e göre işsizlik oranı:

Eylül ayında 0,3 puan artarak...

%10,1’e yükseldi...



Çalışabilir nüfusun:

Yüzde 10’u işsiz...

Tabii ki:

TÜİK’e göre...



Yani canlarım...

TÜİK’e göre:

Eğlenin...

Keyfini çıkarın...



%85 yıllık enflasyon...

Kişi başına 8.000 dolar milli gelir...

%10 politika faizi...

Ve:

1 dolar: 18.58 TL...



Ekonomi mi?..

Tıkırında...

Halk bu ekonomiste lâyık


Hay aksi şeytan...

Ya da:

Allah’ın belâsı:

“Dıj güçler...”.



Haberiniz var mı?..

Uluslararası taşımalar giderek azalıyor...

Neden?..

Çünkü...



Bazı sevkiyatlar erteleniyor...

Bazıları ise:

İptal...



Ve canlarım...

Gümrüklerden...

Ülke dışına çıkan TIR sayısı da hızla:

Azalıyor...



Anladınız onu...

İhracat hız kesiyor...

Yakında:

Düşüşe geçer...



Neden?..

KKM için para ödemek...

Bay Nebati’ye:

Zor gelmeye başladı...



Haliyle:

Kur baskılanıyor...



Enflasyon can yakıyor...

Ama...

Kurlar yerinde sayıyor...



Ne diyeyim?..

Demek ki bu...

Çok akıllı halk:

Bu büyük ekonomiste:

Layık...

Geççek be canlarım


Erdoğan, “tek adam” olarak ülkeyi yönetmeye başladıktan sonra...

Ne teamül bıraktı...

Ne siyasî gelenek bıraktı...

Ne de:

Akademik özgürlük...



Örnek mi?..

Ülkemizin göz bebeği...

Akademik itibarımızın temsilcisi Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananlar...



Boğaziçi Üniversitesi’ndeki “Kayyım yönetimi” son olarak ne yaptı:

Biliyor musunuz?..

Türk Hava Yolları’nın eski genel müdürü Temel Kotil’in oğlunu:

İşe aldı...



Bunun adı:

Nepotizmdir...

Ve...

Nepotizm...

Gelişmiş demokratik hukuk devletlerinde:

Hem suçtur...

Hem de:

Etik değildir...



Geççek be canlarım...

Geççek...

Mutlaka geççek...

Az daha sabır...

Ve tahammül...

Affedersiniz




Dün...

Milyonlarca yurttaşımız...

Gönülleriyle...

Büyük bir Atatürk aşkıyla:

Anıtkabir’e gitti...



Bir siyasi parti genel başkanına yalakalık yapanlar ise...

Bindirilmiş...

Taşıma kıtalar halinde ulaştırıldılar:

Görev yerlerine...



Şimdi aklıma geldi canlarım...

İçinizde...

Elmasla çakıl taşını kıyaslayabilecek kadar...

Akıl ve vicdandan yoksun olan:

Var mı?..



Affedersiniz...

Sorum size değildi...

Çünkü...

Sizin içinizde elbette yok...

Olamaz da...