Korkusuz

Neşe öğretmen, bayramda tatil yapalım diye şehit olmadı!..

Neşe öğretmen, bayramda tatil yapalım diye şehit olmadı!..
Bayram denilince, takvim yapraklarını kovalar tatil günlerini sayarız!..

Siyasal İslamcıların ve onların fesli, cüppeli kaçıklarının her gün dinamitlediği CUMHURİYET’imizin sembolü olan milli bayramların kutlanması yasaklanınca da yalan yere hoplarız!..

Bir “enişte”li bayram anlayışımız vardır... Bir de yan gelip yatma günleri olarak gelenekselleştirdiğimiz bayramlarımız...



Daha 21 yaşındaydı, Eğitim Fakültesi’nden yeni mezun olmuş ve aynı yıl Diyarbakır’ın Bismil İlçesi, Çavuşlu Köyü İlkokulu’na ataması yapılmıştı.

Ailesi onu göndermek istemiyordu ama Neşe öğretmen ısrar etti ve “BAYRAĞIMIN DALGALANDIĞI HER YERE GİDERİM” dedi. Ailesi vazgeçiremeyeceğini anlayınca babası onunla beraber yola çıktı. Okul harabe, sıralar kırık dökük, duvarlar yıllardır boyanmamıştı.

Neşe öğretmen köy muhtarını ve köyün ileri gelenlerini topladı, yardım istedi. Baktı ki yanaşmıyorlar, “Masrafları ben maaşımdan karşılayacağım, siz sadece bana duvarcı, boyacı, camcı, marangoz ustaları bulun” dedi. 10 gün gece gündüz çalıştı ve okulu açtı. Masraflar 3 maaşına mal olacaktı.

Tarih 26 Ekim 1993’ü gösteriyordu, öğretmenliğinin 26’ncı günüydü. Daha 21 yaşındaydı. Akşam eve gelmiş, yorgundu. Babasına sofrayı hazırladı. Sofrada sadece yoğurt, ekmek ve sivri biber vardı. Aniden kapı çaldı. Babasının “Kim o” sorusuna dışarıdan “Açın, köydeniz. Neşe öğretmene bir şey soracağız” yanıtı gelir. Kapı açılır ve karşılarında silahlı teröristler. İçlerinden Türkçe konuşan biri babasına sertçe bir tokat atar ve “Baskıcı T.C.’nin hiç bir öğretmenini Kürdistan’a sokmayız” der.

Babası ayağa kalkar araya girer, “Beni öldürün kızımın bir suçu yok o daha çok genç” der. Arkadaki teröristlerden biri silahını çeker Neşe öğretmenin yanında babasını oracıkta öldürür.

Teröristler, Neşe Alten öğretmeni saçlarından sürükleyerek köyün içinden çıkışına kadar götürürler. Neşe öğretmenin feryadına yardım çığlığına hiç kimse gelmez. Sol göğsüne 5, sağ göğsüne 5 mermi sıkıp orada ŞEHİT ederler.

İlçe Jandarma Komutanı olayı duyar duymaz olay yerine hareket eder. Olay yerine ulaştığında gördüğü manzara dayanılacak gibi değildir. Olayı anlatırken; “Masadaki ekmek ve yoğurtla, piknik tüpünün üstündeki kızartılmamış bibere takıldım. Öylece duruyorlardı. Akşam yemeklerini bile yiyememişlerdi. İçim acıdı. Ben bile gözyaşlarıma hakim olamadım. Bunca olay gördüm, bundan etkilendiğim kadar hiç birinden etkilenmedim” diyecekti.

(Alıntıdır... Unutmaya zorlandığımız nice PKK katliamlarından sadece biridir)

★★★

Dikkatle bakın bu trajediye... Nurlar içinde yatsınlar, şehit Neşe öğretmenimiz ve babasının kahpeler tarafından katledildiği tarih; 26 Ekim... Yani, CUMHURİYET Bayramı’na 3 gün kalmıştı. Neşe öğretmen görevinin başındaydı ve öğrencilerine CUMHURİYET’i onu kuran Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ü anlatacaktı... Neşe öğretmen, takvim yapraklarına bakıp bayram tatilini diğer günler ile birleştirip bir rapor patlatıp yan gelip yatmak için memleketi Tekirdağ’a gitmemişti... Köyünde görevinin başında şehit düşmüştü...

Ne diyordu başöğretmen ATATÜRK;

“Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır.”

“Yeni kuşak, en büyük Cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır.”

“Öğretmenler!... Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir.”

CUMHURİYET ilelebet yaşasın diye Diyarbakır’ın Bismil İlçesi, Çavuşlu Köyü’ne gitmişti Neşe öğretmenim...

Neşe Alten, bebek katili Abdullah Öcalan’ın talimatıyla şehit edilen binlerce  CUMHURİYET öğretmenlerimizden sadece birinin ismidir...

★★★

Milli bayramları kutlamak, tatil yapmak değildir. CUMHURİYET Bayramı yan gelip yatma günü hiç değildir. Şu günlerdeki ahval ve şerait içinde ağlama, şikayet etme, sızlanma, mızmızlanma demek hiç ve hiç değildir.

CUMHURİYET, çağdaşlık demektir, medeniyet demektir, karanlıkla sonsuza dek mücadele demektir... CUMHURİYET, kula kul olmadan hür yaşayıp insanca, şereflice  hür olarak ölmek demektir !..

CUMHURİYET, hiç durmadan, soluk almadan çalışıp milletini ileri uygarlıklar seviyesine  taşımak demektir.

Bayrağımın dalgalandığı her yer CUMHURİYET’tir, VATAN’dır...

Yaşasın CUMHURİYET!..

--Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.