Korkusuz

Nereye kadar?

Nereye kadar?
Tam da Yunanistan’la yumuşama oldu derken yeniden karşılıklı NAVTEX’ler ilan edildi.

Bu da normal çünkü Atina son AB zirvesinden istediğini aldığı gibi ABD’nin de arkasında olduğunu biliyor.

Gerçi zirveden Türkiye’ye yönelik yaptırım kararı çıkmadı ama AB liderleri “Yunanistan ve Kıbrıslı Rumların arkasında” olduklarını ilan etti.

Tam da Ankara’nın Libya’da sıkıştığı sırada.

AB; Libyalı tarafların Ankara’nın “rakip ve düşmanı” Kahire’de sürdürdüğü görüşmelere destek vererek olası uzlaşmanın yakın olduğu mesajını verdi. Uzlaşı gerçekleşirse ki öyle görünüyor, Türkiye’nin Libya’daki askeri varlığına son verilecek.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ise Türkiye ve Rusya’yı uyararak barış sürecini engellememeye davet etti.

Pompeo; Suriye’den Azerbaycan’a taşınan paralı askerlerden de söz etmeyi ihmal etmedi.

Konu zaten uzun süredir gündemde.

Suriye savaşında herkesin “ciddi haber kaynağı” olarak gördüğü ve merkezi Londra’da bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlem Evi paralı askerlerle ilgili her gün yeni bir detay açıklıyor.

İşin daha ilginç tarafı Azerbaycan’a taşınan bu militanlar kendi sosyal medya hesaplarından heyecanlı görüntüler paylaşmaya başladı.

Durum böyle olunca bu kez işe Fransa Cumhurbaşkanı Macron karışıyor. Oysa daha geçen hafta Macron’la Erdoğan telefonla konuşmuş ve “barışmışlardı”.

Putin ve Trump’la konuştuğunu söyleyen Macron “Kesin bilgilerle paralı askerlerin Azerbaycan’a taşındığını ve bu militanların IŞİD bağlantılı olduklarını biliyoruz” dedi.

Hemen peşinden Başkan Putin’den benzer bir açıklama geldi.

Ankara ve Bakü bu açıklamaların tümünü yalanlarken askeri çatışmalar hızla devam ediyor. Sürpriz haber Azerbaycan Genelkurmay Başkanı Sadikov’un görevden alınması oldu.

Karşılıklı suçlamalarla devam eden çatışmalara paralel olarak liderler arasında telefon görüşmeleri de sürüyor.

En ilginç görüşme Erdoğan “düşmanı” Macron’un Erdoğan “müttefiği” İlhan Aliyev’i arayıp konuşmasıdır.

Benzer bir görüşme Putin’le Ermeni Başbakanı Paşinyan arasında gerçekleşti.

Aliyev ve Paşinyan kimi nasıl dinler ve bu savaş hangi koşullarda durabilir mi bilinmez ama içimde bir his var Ankara’nın işi Libya’da olduğu gibi yine zora giriyor ya da girecek.

Hesap ve kitap meselesi.

Her zaman söylüyorum “göreceli bazı kazanımlar nihai zafer değildir ve olamaz”.

Hele hele bizim coğrafyada ve bizim gibi toplumlarda.

Suriye en somut örnek.

Açık ve net bir soru:

Ankara, Suriye’de ne kazandı ya da kazanabilir?

Maaşlarıyla birlikte tüm harcamalarının Ankara tarafından karşılanan Suriyeli militanların Libya, Azerbaycan ya da başka yerlere transfer edilmesi marifet değildir.

Suriye’de sorun artık Esad değil Fırat’ın doğusundaki Amerikan askeri varlığıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün “Suriye’de halen var olan terör bölgeleri ya bize söz verildiği şekilde temizlenir ya da biz gider bunu kendimiz yaparız. Terör örgütlerine ve onları kullanan güçlere ses çıkarmayanların konu Türkiye olunca her türlü ahlaki ilkeyi, hakkı, hukuku bir kenara bırakmaları, bizi yolumuzdan döndürememiştir, döndüremeyecektir. Güney sınırımızda istikrar sağlanana kadar sahada aktif bir şekilde yer almayı sürdüreceğiz. İdlib’de yeni bir insanlık trajedisi yaşanmasına yol açacak hiçbir adımı asla kabul etmeyeceğiz. Hiç kimse kusura bakmasın, bu ülke ve bu millete husumet besleyenleri rahatsız etmeyi sürdüreceğiz” dedi.

Yine gerginlik!

Belki de bunun için HDP’liler hedefte.

Yerel seçimlerde büyük oranlarla 65 belediyeyi kazanan HDP’lileri görevden almak ve bazılarını içeri atmak marifet değildir.

HDP’nin Eş-Başkanları Yüksekdağ ve Demirtaş’la birlikte diğer vekillerin 4 yıldır içerde tutulması hiç değildir.

HDP, PYD/YPG ve PKK bir sorun ise bunun çözümü yalnız ve yalnız Suriye ve Türkiye’nin elinde. Bu iki ülke çözemediğine göre ya da AKP “Ben Esad ile konuşmam” dediğine göre Trump gelir “Ben bu işi kökten çözerim” der.

Trump’a göre “kökten çözüm” iki ülkenin hatta tüm bölgenin kökünü kazımaktır.

Afganistan ve Irak’ta olduğu gibi.

Hele bir de koronayı atlatıp seçimi kazanırsa bu adamdan herkesin ve özellikle Türkiye’nin çekeceği var.

Attığı twitler ve gönderdiği mektup boşuna değildi.