Bunlar özel haberler, gerçeği yansıtmıyor.
Güney ve Kuzey Yemen daha 1990 yılında birleşmişti.
Kuzey Yemen cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih birleşik Yemen’in cumhurbaşkanı oldu.
Tunus’ta başlayan BOP/Arap baharı Yemen’i de etkilemişti.
27 Ocak 2011’de başlayan olaylar ile Salih görevi bıraktı ve Suudi destekli Mansur El Hadi cumhurbaşkanı atandı.
Irak’ın Kuveyt’i girişini desteklemiş ve önceleri Husilerle çatışmış olan devrik lider Salih, Yemen’deki Arap baharında ise Husilere destek verip yönetimi ele almalarını sağladı.
Bunu üzerine Suudi Arabistan öncülüğünde oluşturulan koalisyon güçlerinin müdahelesi, Husileri durdurmaya yetmediği gibi o günden beri iç savaş bitmemiştir.
Husilerin Yemen’i ele geçirmesi ile BOP/ Arap baharı Yemen’de sekteye uğramıştır.
Bunu gören Suudi Arabistan ise İran ile ateşkes görüşmelerine başlamıştır.
Gerçeği gölgelemek için de ABD’ye en sadık iki ülke yönetimi olan AKP ve Prens Selman hakkında sanki ABD’ye karşıymış gibi özel bir algı yayılıyor.
Oysaki Suudi Arabistan, Yemen’deki İhvan’ın yok edilmesini önlemek için İran ile ateşkes imzalamak için Çin’i bile kullanmıştır.
Türkiye’de ise AKP, bile isteye ekonomiyi çökertmiş ve BOP’la ilişkisi yüzünden muhafazakâr seçmeni kaybettiği için zordadır.
14 Mayıs’ta kazanamayacağını gören AKP, Rusya, İran, Suriye ile Dışişleri Bakanlığı düzeyinde görüşmeler başlatarak sanki Suriye’nin yararına bir politika istiyormuş gibi hava yaratıyor.
Sözde mülteciler oy kaybına neden olduğu için görüşmelere başladığını Rusya ile İran da görememektedir.
Aynı şekilde Rusya gibi ambargo altında çaresiz durumdaki İran da Suudilerin elini sıkmıştır.
Ne AKP ne de Suudi Arabistan yönetimi asla BOP’tan vazgeçmediği gibi ABD’de de bunlardan vazgeçmiştir.
24 Nisan’da Bakan Akar’ın açıklaması aslında çok nettir!
Toplantının 25 Nisan’da Moskova’da yapılacağını açıklayan Akar, "Bunların yanı sıra ister Türkiye'de ister Suriye'de olsun bizim birlikte olduğumuz Suriyeli kardeşlerimiz var. Onları zora sokacak herhangi bir durum veya böyle bir karar almamız asla söz konusu değil. Rahat, müsterih olsunlar. Bu tutumumuz herkes tarafından bilinmeli ve buna göre davranılmalı. Bu konuda son derece net bir politika izliyoruz" diyerek Suriye’de Esad karşıtı güçlerle desteklemeye devam edeceklerini açıkça ifade etmiştir…
14 Mayıs’ta milletimiz sadece Türkiye’nin değil bölgenin de kaderini belirleyecektir.
Seçimi kaybedeceğini gören AKP ise kazanmak için her yolu deneyecek kadar zordadır…