Korkusuz

Ne olacak bu Fenerbahçe’nin hali?..

Ne olacak bu Fenerbahçe’nin hali?..
Hasta Fenerbahçeliyim...

Gençlik yıllarımda bu hastalığı daha ağır geçiriyordum. Fenerbahçe’nin yenilgisi hayatımı zindan eder, geceleri rüyama girer, o hafta bitmek bilmezdi. Yemeden içmeden kesilir hayata küserdim. Neyse!.. Yaşın da etkisi olsa gerek son yıllarda biraz durulduk. Veya alışılmış çaresizlik!.. Sarı lacivert formaya olan aşkım sadece futbol kulübü ile de sınırlı değildir. O muhteşem renklerin taşındığı her türlü spor müsabakasını deli gibi izlerim. Yeter ki içinde Fenerbahçe olsun!..

Affınıza sığınırım;

Türkiye ile Fenerbahçe’nin kaderini de aynı görürüm. Şahsımın sarsılmaz inancına göre; Fenerbahçe iyi giderse Türkiye iyi gider, Türkiye iyi giderse Fenerbahçe iyi gider. Fenerbahçe’deki istikrasızlıklardan, krizlerden hep ödüm kopar. Fenerbahçe’nin genetik kodlamaları ile Türkiye’nin genetik kodlamaları da benzer özellikler taşır benim için. Yani anlayacağınız, Türkiye’ye bakınca Fenerbahçe’yi, Fenerbahçe’ye bakınca Türkiye’yi görürüm.

★★★

Fenerbahçe’nin sorunu;

Gerçekten de ne olacak bu takımın hali?.. Ona geçmeden önce, hafızalarınızı bir tazelemek isterim. Yaz sezonu idi. Ligler başlamak üzereydi. Takımlar borç batağı içinde transfer yapmaya, denge kurmaya çalışırken, başkan Ali Koç coşmuştu. Takıma 20 yeni ismi transfer etmişti. Teknik adamlığa da geçen yıl Alanyaspor’da güzel sonuçlar alan Fenerbahçeli eski futbolcu Erol Bulut getiriliyordu.

Ezeli rakip Galatasaray kaynıyor, transferde geride kalmanın verdiği psikoloji ile homurdanmalar artıyordu. Beşiktaş desen son beş yıldır fedalarla gidiyordu. Trabzonspor’un durumu da pek parlak sayılmazdı.

Neyse, beklendiği gibi Fenerbahçe lige çok iyi bir başlangıç yaptı, daha üç-beş maç oynanmıştı ki “Şampiyon” ilan edildi. Gerçekten de takım canlı ve istekli bir oyun oynuyor, rakiplerine kendi oyununu kabul ettiriyordu. Lider Alanyaspor’du ama Fenerbahçe’nin bu işi noktalayacağından kimsenin şüphesi yoktu.

Sonra görünmez bir el devreye girdi, bütün takım durdu, taktik bitti, savunma hataları arka arkaya gelmeye başladı, attığı goller 0.75 santim ofsayt tespiti, kafaya çıkarken rakibe rüzgarın gelmesi gibi garip gerekçelerle iptal edilmeye başlandı. Sanırım, başkan Ali Koç genel dengeleri düşünerek veryansın eden bir başkan edasıyla kameraların karşısına geçmek istemedi. Atlatırız diye düşünmüş olmalı. Atlatamadı. Ezeli rakiplerine karşı kaybederken 20 yıllık yenilmezlik serileri bozuldu. Şimdi de lige havlu atılmak üzere...

★★★

Peki gerçekte ne olmuştu? Lige çok iyi bir giriş yapıp nasıl bu hale gelinmişti şanlı Fenerbahçe?.. Aslında cevap basit ve bize yabancı değildi. Bir kişiye veya kuruma olan güveni şakşakla gazlarsanız işe yarar. Ancak, kısa süre sonra bu balon söner. Biz bunu parlamenter rejimden başkanlık sistemine geçtiğimizde, biz bunu maliye bakanı olarak damadı getirdiğimizde, biz bunu eğitimin, savunmanın, turizmin, sağlığın başına “Sonunda işi bilen içeriden biri geldi” dediğimizde, biz bunu Kovid-19 ülkeye yeni geldiğinde defaetle tecrübe ettik. Başlarda bir rüzgar yakalanır, popülist yaklaşımlar ve hamasi söylemler havada uçuşur, gerçekten bir şeylerin değiştiğine herkes bir anlık da olsa ikna olur ama sonra fizik kuralları, piyasa kuralları, gerçekler su üstüne çıkar ve rüzgar terse döner. Küme düşeceğiz korkusu paçaları sarar!..

Fenerbahçe’nin başına bu işi bilen bir taktik dehası gelmedikçe, eski futbolcuları faydası olur umuduyla kulübün içine dolduruldukça, amaç galip gelmekse bir futbol sahasında en önemli mevki olan 10 numara bulunmadıkça “Biz renklere aşığız, önümüzdeki maçlara bakacağız” söylemleri bitmez.

Sorun benzer olduğuna göre uyarlama yapalım:

Ülkenin başına bu işi bilen yönetim becerisi yüksek tarafsız biri gelmedikçe, eski bakan, vekil, sporcu vesaire güruh saraya dolduruldukça, amaç ülkeyi ileri taşımaksa bir ülkenin en önemli kurumlarının başına liyakat esaslı atamalar yapılmadıkça, “Biz Yerli ve Milliyiz” söylemleri bitmez.

Fenerbahçe başkanı sana söylüyorum, “Şahsım” sen anla!.

★★★

Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar.  Mekanları cennet olsun.