İttihat Terakki’nin önderleri Talat, Cemal ve Enver Paşalar, Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra İstanbul’u terk etmişlerdi. Savaşın kaybedilmesinin sorumlusu olarak görüldüklerini anladıkları anda, bu kaçış gerçekleşmişti.
8 Ekim 1918’de Talat Paşa Hükümeti istifa ettirilmiş, yerine Ahmet İzzet Paşa Hükümeti kurulmuştu. İttihat Terakki liderlerinin kaçışından sorumlu tutulan İzzet Paşa ise Vahdettin’in baskısı ile istifa etmek zorunda kalmıştı. Hükümetin ömrü 25 gün sürmüştü! Bu süre içinde İzzet Paşa da zaten İspanyol gribi salgınından dolayı yatakta idi.
Mustafa Kemal, Şişli’deki evine yerleştikten hemen sonra çalışmalarına başlamıştı. İlk iş olarak İzzet Paşa ile görüştü. İzzet Paşa neden istifa ettiğini, Mustafa Kemal de istifasının yanlış olduğunu ifade etti. Vahdettin’in kurmak istediği Tevfik Paşa hükümetine güvenoyu verdirmemek ve yeniden hükümet olma konusunda da anlaşmışlardı.
Ardından Mustafa Kemal, Beyoğlu Fındıklı’daki Mebusan Meclisine ilk defa gidecek ve tanıdığı tanımadığı mebuslar ile görüşüp Tevfik Paşa hükümetine güvenoyu verilmemesi gerektiğini anlatacaktı.
Konuştuğu mebuslar Tevfik Paşa hükümetine güvenoyu verilmezse Vahdettin’nin meclisi fesih edeceğini düşünüyorlardı. Oysaki Mustafa Kemal Paşa, meclisin her şartta dağıtılacağını da söylüyordu! Azımsanmayacak bir mebus sayısı ile toplantıya başlayan Mustafa Kemal, gördüğü tehlikeyi anlattı ve toplantı sonucu verilen karar, güvenoyu verilmemesi idi.
Meclis’te Tevfik Paşa hükümetinin programı okunmaya başladığında, Mustafa Kemal de oradaydı. Rum mebuslar, çekimser olduklarını ve güvenoyu vermeyeceklerini açıklamışlardı. Hükümetten cevap olarak konuşan Eğitim Bakanı Dr. Rıza Tevfik Bey ise ABD’nin Wilson İlkeleri’ni savunduklarını söyleyecekti!
Meciste, İttihat Terakki’den ayrılan ve Genel Başkanlığını Fethi Okyar’ın yaptığı Terakkiperver Avam Partisi ve İttihat Terakki’nin devamı olan Teceddüt Partisi de vardı. Teceddüt Partisi, Tevfik Paşa hükümetine güvenoyu vermek istiyordu.
Sonunda oylama gerçekleşti ve Tevfik Paşa hükümeti güvenoyu aldı! Mustafa Kemal hayretler içinde kalmıştı. Vatanı kurtarmak için her yolu denemekten vazgeçmeyeceğini gösteren kararlı adımlar ile Meclisi terk etti...
Hiç kimsenin aklında şüphe kalmasın diye tarihte haklı çıkmak için Vahdettin ile de görüşme talep etti. Mustafa Kemal kendisini anlamak istemeyen Vahdettin’in yanından da son derece üzgün ayrılmıştı...
Saraylarında milletten ve parlamenter rejimin öneminden bihaber yaşayan Vahdettin gibilerden başka ne beklenebilirdi ki! Meclisi kapatmak isteyen Vahdettin’in amacını anlayınca millete gerçekleri açıktan söylemekten başka çaresi de kalmamıştı.
Mustafa Kemal’in 18 Kasım 1918’de Vakit Gazetesi’nde yer alan demecine bakıldığında, Vahdettin ve çevresindeki Damat Ferit gibilerden çok farklı düşündüğü görülecekti. Meclis’in önemini ve kapatılmaması gerektiğini vurgulayan Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı devam ederken TBMM’yi açık tutarak bunu ispatlayacaktı.
O gün bugündür Mustafa Kemal gibi düşünmeyenler ya şaşkınlık içinde ya da emperyalizm ile iş birliği içinde!