AKP, 2023 seçimlerini kazanacağını henüz görmüyor ve kaybettiği seçmeni kazanmak için çalışma yürütüyor.
CHP’li belediyeler üzerinden sürdürülen çalışmanın, İmamoğlu davası ile bir başka aşamaya geçtiği görülüyor.
Bir diğer çalışma da Suriye’nin kuzeyine gerçekleştirilecek olan kara harekâtı ile başlatılacak gözüküyor.
Özal’ın danışmalığını, Gül’ün yakın dostu ve Erdoğan’a da destek veren Cengiz Çandar’ın, Rudaw’da yayınlanan röportajı, zamanlama açısından bana manidar geldi…
Washington’da bulunan Ortadoğu Enstitüsü’nün (Middle East Institute), 11. Yıllık Türkiye Konferansına, İsveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü adına katılan Çandar, 2023 seçimleri ile ilgili öngörülerini dile getirdi.
Rudaw’ın sorduğu en önemli soru, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yapacağı kara harekâtı ile ilgili olan soruydu.
Çandar’ın cevabı; “Bu doğrudan seçimle ilgili, milliyetçi oyları almakla bağlantılı. Seçimleri ve ayrıca Türk milliyetçilerinin oylarını kazanmanın en kolay ve kısa yolu, Kürtlerle savaşmaktan geçiyor.” oldu.
Bir diğer soru da “AK Parti olası bir seçim yenilgisini kabul edecek mi?” idi.
Cevap: “Bu oy oranına bağlı. Eğer bugünkü panelde tartışıldığı gibi kaybederse, yani yüzde 55’e yüzde 45 olursa bir şey yapamazlar ve gitmek zorundalar.
Ancak muhalefet yüzde 51, Sayın Erdoğan yüzde 49 alırsa o zaman ne olur bilemiyoruz.” oldu!
Gerek Ortadoğu Enstitüsü’nün gerekse Çandar’ın açıklamalarına bakılırsa kara harekâtı kesin gibi gözüküyor ancak bir gerçeği de dile getirmeden geçmemek gerekiyor.
AKP, Ortadoğu’da ABD’nin en sağlam müttefiki ve üstüne üstlük BOP’ta görevli!
Aslında MEI da Çandar da bunu çok iyi biliyorlar!
Dolayısıyla 2023 seçimleri, arkasında ABD’nin hala durduğu AKP ile arkasında ABD’nin ve Avrupa’nın durmadığı Millet İttifakı arasında olacaktır.
AKP dışında hatta Cumhur İttifakı’nı oluşturan siyasi partiler dâhil muhalefetin tümünün ABD ile bir ilişkisi yoktur.
HDP dâhil hiçbirinin artık BOP’ta görevi yoktur!
BOP’ta görevli tek yapı, İhvan-ı Müslimin’dir!
AKP kaybettiği milliyetçi muhafazakâr seçmeni kazanmanın yolunu, Suriye üzerinden arayacağı kesin gözüküyor.
7 Haziran -1 Kasım seçimleri sürecinde tutan bu algı, anketlere bakılınca bu sefer tutmayacağı anlaşılıyor.
Ayrıca Suriye’den düzenli bir şekilde getirilen sözde mültecilerin, Suriye’nin kuzeyine yerleştirilmek için açılan fakülte, yüksekokul, hastane, karakol, organize sanayiyi de daha kimse fark etmedi.
Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinin Türkiye bağlanması konusuna bakalım milletimiz ne diyecek?
Misak-ı Milli algısına kapılıp evet mi diyecek yoksa üniter yapının parçalanması için yapılacak anayasaya hayır mı diyecek?
Şimdilik emin olduğum şey milletimizin, Millet İttifakı’ndan yana durduğudur.
Kazanan ister yüzde 51 olsun ister yüzde 55 olsun.
Seçimi kaybeden gider…