Kılıçdaroğlu “solcu” olmadığı...
Akşener-Babacan-Davutoğlu-Karamollaoğlu ve Uysal da “sağcı” olmadıkları için:
Güçlü bir Merkez İttifak kurdular...
★
Bu:
“Siyasal ve sosyal 6 benzemez” lideri ortak noktada buluşturan ise:
Günümüzün ve geleceğin dünyasının vazgeçilmezleri olan:
İletişim...
Yardımlaşma...
Uzlaşma...
Gelir dağılımında adalet...
Demokrasi...
Laiklik...
Sosyal hukuk devleti...
Kuvvetler Ayrılığı ilkesi...
Yargı bağımsızlığı...
İnsan haklarına saygı...
Ve...
Uluslararası sözleşmelere uyumdur...
★
Seçmenler bu seçimde...
Ya:
Sağ-sol, Kürt-Türk, Alevî-Sünnî çatışmasını körükleyen Erdoğan ve destekçilerini tercih edecekler:
Ya da:
★
Birbirleriyle iletişim kurabilen...
Birbirleriyle yardımlaşan...
Birbirleriyle uzlaşan...
Gelir dağılımında adaleti sağlamakta kararlı...
Hukukun üstünlüğü...
Ve...
Kuvvetler Ayrılığı ilkesini benimsemiş...
Yargı bağımsızlığını...
İç ve dış barışı...
İçeride ve dışarıda dostluğu...
En az eşitsizliği...
Ve...
Uluslararası sözleşmelere uyumu taahhüt eden:
Kılıçdaroğlu ve 5 ortağını seçecekler...
★
Bizlere düşen...
Sonuç ne olursa olsun saygı duymak...
Kazanan kim olursa olsun:
Halkın ve ülkenin çıkarlarına aykırı icraat yaptığında:
Eleştirmek...
LDS ekonomi modeli
Demokrasi tarihimizin “en hayatî sonucunu” doğuracak seçimine sadece:
İki gün kaldı...
★
Bu yazımda...
Anayasanın 101. Maddesini ihlal ederek ve ettirerek 3. kez cumhurbaşkanı olabilmek için aday olan Erdoğan’ın...
Ekonomiyi neden batırdığını...
Kısa ve öz olarak:
Anlatmaya çalışacağım...
★
Canlarım...
Erdoğan’ın ekonomiyi batırmasının temel sebebi:
Üç gün önce kaybettiğimiz Kemal Derviş modelinden uzaklaşması...
Bağnaz...
Müdahaleci...
Piyasadan kopuk:
“Orta direk düşmanı” bir ekonomi politika uygulamasıdır...
★
Pek çok Siyasal İslâmcıyla köhne solcunun öfkesini çekeceğimi bilerek diyorum ki:
Müslüman Liberal Demokrat Ali Babacan ekonominin başındayken...
AKP Hükümeti başarılıydı...
Çünkü...
★
Babacan:
Kemal Derviş’in uyguladığı ekonomi programının:
Alternatifsiz olduğunu biliyordu...
Bakanlığı süresince Derviş’in programını harfiyen uyguladı...
Ve...
Başardı...
★
Canlarım...
Kabul edelim ki artık dünyada:
“Sol ya da sağ ekonomi” diye bir ekonomi modeli yok...
Dünyanın yeni ekonomik modeli:
Adam Smith - Karl Marks ve J. Maynard Keynes’in kardeş yapıldığı...
Bu üç düşünce insanının fikirlerinin:
“Efradını cami, ağyarını mani/Birbirine benzeyenleri aynı tarafta toplayıp, benzemeyenleri dışarıda bırakmak” yapıldığı...
Yeni bir:
Liberal Demokrat Sosyalist (LDS) ekonomi modelidir...
★
Kimileriniz:
“Millet İttifakı nedir?..
Sağcı mı solcu mu?” diye sorabilirsiniz...
Söyleyeyim:
Millet İttifakı:
Köhnemiş solculuk ve sağcılıktan çok uzak:
Liberal Demokrat Sosyalist (LDS) ekonomi modeli uygulayacağına inandığım bir ortaklıktır...
Son nesil
Canlarım...
Güçlü bir liberal demokrat sol alternatif olmayışı nasıl ki...
Donald Trump’ı ve ardından Biden’ı ABD Başkanı yaptıysa...
Türkiye’de de...
Güçlü bir liberal demokrat sol...
İle...
Dürüst ve temiz ahlâklı bir liberal demokrat sağ alternatif olmayışı:
Kendisini:
“Liberal Demokrat İslâm Sosyalisti” gibi gösteren Erdoğan’ı iktidar yaptı...
Ve...
★
Bu; göstermelik Liberal Demokrat İslâm Sosyalisti Erdoğan:
Maaş ve ücretleriyle kıt kanaat geçinmeye çalışan kesimin...
Emeklilerin...
Küçük esnafın...
Ve...
Tarım kesiminin başının belâsı oldu...
Devletimizi:
Birkaç kişisel hesabı dışında...
Tüm dünyaya düşman etti...
★
14 Mayıs’ta pek çok garibanın yine Erdoğan’ı tercih edecek olması moralinizi bozmasın...
Onlar...
Demokrasinin erdemini...
Bilmeden...
Ama...
Gönüllü istismar eden:
Son nesil...
Sanders ve Derviş
Pek çok köhne solcu ve sağcıya göre fantezi gibi gelecek...
Ama...
Bana göre Kemal Derviş:
Türkiye’ye erken gelmiş bir:
Bernie Sanders idi...
★
Yine bana göre...
ABD halkının ve insanlığın şanssızlığıysa...
Bernie Sanders’ın politika sahnesine gecikerek çıkması...
ABD halkının:
Sanders dururken:
Trump ya da Biden gibi çürümüş popülist, hamasî siyasetçileri tercih etmesidir...
★
Umarım ve dilerim ki...
Amerikalılar son 8 yıldır yaptıkları iki hatayı bir daha tekrarlamazlar...
★
Umarım ve dilerim ki...
Gariban Türk Müslüman:
Emekçileri...
Emeklileri...
Küçük esnafı...
Ve tarım üreticileri:
Son 21 yıldır yaptıkları hataları bir kez daha yapmazlar...
Günün tespiti
Adalet Arayan
@assubayozturk
Önce cahilleştirdiler,
Sonra fakirleştirdiler,
Sonra işsiz bıraktılar,
Sonra sadaka kültürü yarattılar,
Sonra günden 3-5 belediye ekmeği, ayda bir paket gıda yardımı, yılda 20-25 torba kömüre mahkum ettiler,
Sonra hedefe vardılar,
Biat ettirdiler.
Ve,
AKP seçmenini yarattılar.
Günün Masalı
Erdoğan:
“21 yıldır kimsenin özgürlüğüne hayat tarzına, giyimine kuşamına karışmamış kuşatıcı bir siyasi iradeden yana olduk. Öğretmeninden polisine, sanatçısından gazetecisine önüne gelen herkesi tehdit eden dikta heveslisi bir zihniyeti seçmeyin...”.
Günün şakası
Türkiye İstatistik Kurumu:
“TÜİK, dünyanın en şeffaf kurumları arasında yer almaktadır”
Günün siyasi analizi
Özgün Emre Koç
@ozgunemrek
Ekmeleddin İhsanoğlu 2014’te 15,5 milyon oy aldı.
Oy oranı %38,4 oldu.
Seçime katılım oranı %74’tü.
Muharrem İnce 2018’de 15,3 milyon oy aldı.
Oy oranı %30,6 oldu.
Seçime katılım oranı %86’ydı.
2018’de Millet İttifakı’nın üç adayının toplam oyu oran olarak %38,8’di.
Yani oran olarak İhsanoğlu’yla aynıydı.
İnce, İhsanoğlu’ndan çok daha başarısız bir CHP adayı oldu.
2014’te muhalefet seçmeni gücünü idrak edip sandığa gitse Erdoğan ilk turda seçilemeyecek, ikinci turu kaybetme ihtimali doğacaktı.
Tabii İhsanoğlu’nun muhalif seçmeni harekete geçiremeyen bir aday olması ayrı bir mesele.
Ancak İnce’nin o dönem CHP seçmenini harekete geçirirken karşı taraftan hiç oy almayan bir aday olduğu göz önünde tutulmalı.
Kılıçdaroğlu hem CHP seçmenini hem milliyetçi ve muhafazakarları hem de Kürt seçmeni birleştiriyor.
2023 seçiminde katılım oranının artacağı tahmin ediliyor.
Kamuoyu araştırmaları Kılıçdaroğlu’nun oyunun ilk turda 28-29 milyon oy alacağını öngörüyor. Tartışmasız şekilde Erdoğan’ın önünde.
Bugüne kadar Erdoğan dahil tüm adaylar içinde en çok oy alan aday ve dolayısıyla cumhurbaşkanı olacak.
Dünün tweeti
abdullah naci
@abdullahnaci
Kim söylemişti hatırlamıyorum ama, “kafeste büyüyen kuşlar, uçmayı hastalık sanır” diye bir söz duymuştum. Kendi yaşıtları dünyayı dolaşırken, ucuz ekmek kuyruklarında “ekonomimiz çok iyi” deyip Batılılara acıyan emeklileri görünce aklıma gelir hep.