Korkusuz
Alper Mert

MHK ataması rezalettir

Lafı eğip bükmeye gerek yok. Rıdvan Dilmen’in MHK operasyonu gösterdi ki ne TFF Başkanı’nın ne de kulüp başkanlarının ülke futbolunda eski bir futbolcu ve tv yorumcusu kadar söz hakkı bulunmuyor. Vay benim özerk kurumlarımın haline! Rıdvan Dilmen, Zekeriya Alp’i ekibiyle beraber yollayıp Serdar Tatlı’yı MHK Başkanı olarak atadı. Nihat Özdemir siyasetle ters düşmemek adına Rıdvan Dilmen’in operasyonuna itiraz edemedi. Sayın Özdemir şu bir gerçek ki bugün emrinizdeki kurulu size sormadan lağvedenler yarın TFF Başkanlık makamını da değiştireceklerdir. Siz en iyisi yavaş yavaş kişisel eşyalarınızı makamınızdan toplamaya başlayın.

Duruş sergilenmeli


Nihat Özdemir siyasi tedirginlik sebebiyle sesini çıkaramıyor peki ya kulüplerin temsilini yapan başkan ve yöneticiler neden tv yorumcusunun operasyonuna karşı duruş sergileyemiyor? Türkiye Futbol Federasyonu siyasi parti teşkilatı değildir. Parti teşkilatlarındaki gibi il ve ilçe yönetimleri atayıp görevden alamazsınız. TFF milletin gönül verdiği kulüplere hizmet etmek için varlığını sürdürmektedir. Başakşehir siyasi parti teşkilatı gibi yönetilirse yadırganmaz ama onların dışındaki kulüplerin başkan ve yöneticileri temsil sorumluluklarının farkına varıp armaları siyasetin adamlarına oyuncak ettiremezler. Milyonlar adına aldıkları söz hakkına sahip çıkıp olması gereken temsil duruşunu ortaya koyamıyorlarsa o zaman boşuna o koltuklarda yer kaplamasınlar.

GALATASARAY DİVANI’NA MEKTUP


Galatasaray’ın ağustos ayı olağan divan kurulu toplantısında sicil kurulu soruşturması kapsamında iş akdi feshedilen Nuray Dayı’nın savcılığa şikâyeti sebebiyle görevinden istifa eden disiplin kurulu üyesi Avukat Cengiz Akıncı’nın, Sözcü Gazetesi’nde yer alan sözleri tartışma konusu oldu. Avukat Akıncı, soruşturma kapsamında hakkında yasal süreç başlatılan E.E ile Disiplin Kurulu Başkanı Ömer Akad’ın bilgisi ve şifahi istemi doğrultusunda temasa geçtiğini belirtiyor. Disiplin kurulu başkanı da bu durumu kabul ederken, Akıncı’nın, Nuray Dayı ile yapılan savunma organizasyonundan bilgisi olmadığını söylüyor. E.E ile iletişim kurulamadığı için Ömer Akad bilgisi olduğunu kabul ediyor. Ama iletişime geçilip savunma organizasyonu yapılma çalışmaları ifşa olan Nuray Dayı diyaloğunu kabul etmiyor! Bu söylemde divan heyeti tarafından kabul görüyor.

Ne Musa’ya ne İsa’ya


Sicil operasyonu öyle bir hal aldı ki sanki süreci yönetenlerin çoğu kendisini çaktırmadan kurtarma derdine düştü. Disiplin kurulu üyesi önüne konan dosyayı görünce suçsuz olduğunu söylemesine rağmen istifa ediyor. Disiplin kurulu başkanı ne Musa’ya ne de İsa’ya yaranamıyor. Birileri sicil kurulu soruşturmasında E.E ve Nuray Dayı’nın arkasında başka isimler olduğunu iddia ediyor ya ben de bu soruşturma kapsamında denetleme ve disiplin kurulu dışında birilerinin üst akıl olarak operasyonu yönetmeye çalıştığı yönündeki düşüncelere inanmaya başladım. Üst akıl iddiaları doğruysa zorda kalan kurul başkan ve yöneticilerini kenara alalım, proje sahiplerini de sahneye alalım.