DEM Parti’nin haftalık Meclis Grup Toplantısı'nda, Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit'in yaptığı, "Umudu kuşanan, özgürlüğe yürüyen Diyarbakır'dan kadim şehirden Kürdistan'ın dört bir yanından özgürlük için eşitlik için demokrasi için Öcalan'ın özgürlüğü için yürüyen kadınlar hoş geldiniz" açıklamasının ardından, "Biji Serok Apo" sloganları atıldı.
“KOMİSYON ZAMAN KAYBETMEKSİZİN ÖCALAN’I DİNLEMELİDİR”
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, konuşmasında barış süreci, Kürt meselesi ve TBMM bünyesinde kurulan Barış Komisyonu’na ilişkin açıklamalarda bulundu.
Hatimoğulları şunları söyledi:
“Bu yıl Meclis tarihî sorumluluğunu yerine getirmeli; 86 milyonun bu beş hayati ihtiyacı için çalışmalıdır. Toplumsal refah yerine çatışmayı, özgürlükler yerine otoriter kontrolü önceleyen her siyasi akıl; yaşanan siyasal, toplumsal ve ekonomik çöküşün öncüsü olur.
Demokratik toplum ve barış arayışında bir yılı geride bıraktık. Geçen bir yıl içinde Kürt meselesinin çözümüne ilişkin Öcalan’ın çağrısı, PKK’nin fesih kararı ve silah yakma töreni, Meclis bünyesinde kurulan komisyon tarihi gelişmelerdir. Bu süreçte karşılıklı çatışmaların yok denecek seviyeye gelmesi, partilerin daha sık diyalog kurması ve barışın aciliyetine olan inanç önemli bir kazanımdır.
Barış Komisyonu 14. oturumunu yapıyor. Dinlenenlerin çoğu, 'Kürt meselesi amasız, fakatsız çözülmelidir; demokratik haklar ve eşit yurttaşlık konusunda hukuki adımlar mutlaka atılmalıdır' dedi. O halde barış için ne zaman eyleme geçilecek? Geldiğimiz eşik budur.
Unutmamak gerekir ki Öcalan ve hareketi attıkları adımlarla büyük bir eşiğin aşılmasına katkı sundu; komisyonun kurulmasıyla kurumsal eşiğin de önemli bir kısmı geçildi. Artık siyasi ve hukuki eşiği atlama zamanı gelmiştir; demokratik entegrasyon için demokratik yasaları yapmak gerekir. Komisyon, zaman kaybetmeksizin Öcalan’ı dinlemelidir.”
“ÖCALAN’A UMUT HAKKI TANINMALIDIR”
Eş Genel Başkan Hatimoğulları, konuşmasının devamında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin kararına da atıfta bulunarak Öcalan için “umut hakkı” çağrısı yaptı:
“Nitekim kendisi, ‘Komisyon gelirse demokratik müzakere sürecini başlatacağım’ demektedir. Barışın anahtarı muhatapta, baş aktördedir; dünyadaki örneklerde görüldüğü gibi İmralı’ya uzanacak doğrudan diyalog, silahları susturup hukuki zemini kuracak en bağlayıcı adım olabilir.
Öcalan 27 yıldır, halkları karşı karşıya getirmeye çalışanlara karşı çözümü ve barışı ısrarla savunmuştur. Evet; Öcalan’ın umut hakkı tanınmalıdır. ‘Umut hakkı’ sıradan bir hukuk maddesi değil, evrensel hukukun merkezindeki ilkelerdendir.
Avrupa Bakanlar Komitesi umut hakkıyla ilgili kararını açıkladı ve komisyondan, Meclis’ten bu konudaki beklentilerini ifade etti. Bu çok önemli bir karardır. Ömür boyu kapıyı kilitleyip anahtarı denize atamazsınız; toplumsal barış süreçleri, yeniden düşünme ve cesur adımlar atıldıkça ilerler. Öcalan için umut hakkı düzenlemesi acilen hayata geçirilmelidir.”
“DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ DERHAL SERBEST BIRAKILMALI”
Tülay Hatimoğulları, Kobani davası ve tutuklu siyasetçilere ilişkin de çağrıda bulundu:
“6–8 Ekim gerekçe gösterilerek açılan Kobani davasında, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarına yüzlerce yıl hapis cezaları verildi. Bu dava toplum vicdanında derin bir yara bıraktı.
AİHM, 8 Temmuz’da üçüncü kez ‘Selahattin Demirtaş serbest bırakılmalı’ kararı verdi. Bu kararın 8 Ekim’de kesinleşmesi bekleniyor. Bu, barış ve demokrasi için bir fırsattır. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Kobani davası tutukluları derhal serbest bırakılmalıdır.”
NE OLMUŞTU?
1 Ekim’de Diyarbakır’dan Ankara’ya “Umutla Özgürlüğe Yürüyoruz” yürüyüşünü düzenleyen kadınlar, DEM Parti’nin grup toplantısına katılmıştı. Toplantıda, Abdullah Öcalan için umut hakkının uygulanması, TBMM’de kurulan Barış Komisyonu’nun İmralı’ya giderek Öcalan’la görüşmesi talepleri dile getirilmişti.