Mansur Yavaş: Bu ülke için beka sorunu olmaya başladınız
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Kars Millet Buluşması'nda; "Beka sorunu dediğim gibi artık sizsiniz. Bu ülke için beka sorunu olmaya başladınız. Bir yazar diyor ki; 'Soğan pahalılığından şikayet edenlere bunlar soğan kafalı diyor.' Biraz önce de okudum bir gazetenin yazarı diyor ki 'Bu ülkede aç var diyenleri bilmem ne yapmak lazım, tatilden gelen arabaların kuyruklarını gördünüz' diyor. Herkesi kendileri gibi görüyorlar. 'Ekonomik sorun yok' diyorlar. Evet, yukarılardan öyle görünmüyor. İnin pazara inin vatandaşların yanına ne olduğunu görürsünüz" dedi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte bugün Ardahan'ın ardından Kars'ta Millet Buluşması programına katıldı. Programda konuşan Yavaş, şunları söyledi:
"ANLATACAK BİR ŞEYİ KALMAYANLAR MAALESEF RAKİPLERİNİ KÖTÜLEYEREK, VATANDAŞI KORKUTARAK OY ALMA YOLUNU SEÇİYORLAR"
"Sevgili Karslılar 31 Mart'ta bütün ülkemizde seçim oldu. Seçime girmeden önce hep şunları söylediler; 'Korku ve nefret siyaseti.' Anlatacak bir şeyi kalmayanlar maalesef rakiplerini kötüleyerek, vatandaşı korkutarak oy alma yolunu seçiyorlar. Biz gelirsek bütün işçiler çıkarılacakmış. Bir kişi çıkartmadık seçildikten sonra. O işçiler artık ne maçlara zorla götürülüyor ne siyasi mitinglere zorla götürülüyor alnının teriyle Ankara için Ankara halkı için çalışıyor alnının terini de alıyor. O yetmedi. Seçilirsek 'Sosyal yardımları kesecek' dediler. Ben kısaca anlatayım. Nasıl yapılıyordu eskiden? Ramazan kolisi gibi koliler ev ev dağıtılmak suretiyle Ankara'da her zaman aynı şahıstan alınan 150-200 milyonluk makarna, bulgur bu insanların buna ihtiyacı var mı yok mu demeden kapı kapı dağıtılıyordu. İnsanların onurunu incitiyorlardı. 'Yardımları kesecek' dediler. Biz geldik bir Başkent Kart çıkarttık kredi kartı gibi şimdi onların üzerine para yüklüyoruz. 5 bin tane Ankara'daki bakkal ve marketten o aile o abla gidiyor çoluğunun çocuğunun ihtiyacını karşılıyor. O yetmedi. 10 binlerce çocuğa kırtasiye yardımı vs. eşit eğitim görmeleri için destekte bulunuyoruz. O yetmedi. İki yıldır üçer ay müddetle doğal gaz veriyoruz. 200 bin aileye doğal gaz veriyoruz ve evlerinde üşütmüyoruz, kışı rahatça geçirmelerini sağlıyoruz. O yetmedi 200 bin aileye yine 16-17 aydır birer kilo et parası veriyoruz ki o çocuklar protein alsın gelişimlerini rahatça sağlasınlar kimsenin eline bakmasınlar diye."
"5 KATRİLYON O DİNOZORLARIN PARASINI ÖDEDİK"
"60 bin öğrenci şu anda okuluna ücretsiz gidiyor parasını belediye ödüyor. 16 bin öğrencinin servis ücretini karşılıyoruz. 15 bin küçük öğrencinin kantinlerde alışveriş yapamayan öğrencilerin her ay ailelerine 330 lira para yatırmak suretiyle onların da diğer akranları gibi kantinden alışveriş yapmalarını sağlıyoruz, mahcup olmamalarını sağlıyoruz. 'Sosyal yardımları kesecek' dediler, o çocuklar okusun diye kreşleri açıyoruz. Bir tane kreşi dahi yoktu. Peki, Ankara Büyükşehir'in öncelikleri neydi eskiden? 16 katrilyon parayı toprağa gömüp bir ANKAPARK, dinozorpark yaptılar. Ankara'da hala susuz birçok mahalle var. Kanalizasyonu olmayan mahalle var. 2013'ten beri bir tek belediye otobüsü almamışlar, 400 tane otobüs aldık. 'Bunlar yönetemez. Mansur Yavaş küçücük bir ilçenin belediye başkanlığını yaptı nereden yönetecek Ankara'yı' dediler. İlk ay iş başına geldiğinde tam 50 milyon lira maaşlarda açık var nereden bulacak diye korkuttular. Ben size sonucu söyleyeyim; 5 katrilyon o dinozorların parasını ödedik, geçmişe yönelik borçlarını ödedik."
"1,6 MİLYAR LİRA ANKARA HALKININ BOĞAZINDAN KESİLEN PARADIR"
"Engel olmak için Ankara'da daha önce beceremeyip de Ulaştırma Bakanlığı'na verdikleri metrodan kendi yaptıkları anlaşmaya göre bilet ücretinin yüzde 15'i her ay kesilip öyle borç ödenecekmiş 30-40 yılda. 8 Nisan'da görev aldık 28 Nisan'da bir kararname çıkardılar, belediyenin bütçesinin yüzde 5'ini kesmeye başladılar. 4 yılda ödememiz gereken para 100 milyon lira iken şu ana kadar 1 katrilyon 700 milyon lira para kestiler. Zannettiler ki Mansur Yavaş'ı cezalandırıyorlar. Hayır. O haksız kesilen 1,6 milyar lira Ankara halkının boğazından kesilen paradır. Sonuç itibarıyla 1,6 milyar liraya biz çok daha fazla Ankaralıya hizmet ederdik. Kendilerine oy verenleri de cezalandırdılar. Bu yetmedi seçimden önce dedik ki 'Bizim çılgın projemiz yok. Ankara halkından aldığımız parayı saçma sapan projelere dökecek paramız yok’. Ankara'ya gelenler bilir o giriş kapıları yapıldı bugünkü rakam 350 milyon lira bugünkü değeri. Ne işe yarıyor kimse bilmiyor. Çılgın proje yapacağız diye vatandaşın parasını har vurup harman savuruyorlar. Hatırlarsınız, niye bu şekilde kötülemeler yaptılar? Rant düzeninin ellerinden gelmelerini istemiyorlardı. Çakarlı arabalardan lüks arabalardan vazgeçmek istemiyorlardı. Parsel parsel Ankara'yı sattılar. Bunu söyleyen kendi başbakan yardımcılarıydı öyle değil mi? Bunun devam etmesini istiyorlardı. Oysa şu anda 3 bin 500 kadar ihalenin tamamını internetten yayınladık. Kırım miktarları arttı. Hem dış borçları ödedik hem bunların borçlarını ödedik hem de Ankara'da bir sürü hizmet ettik. 'Yönetemez' dedikleri Mansur Yavaş, İngiltere'den dünya başkent belediye başkanları ödülünü kazandı."
"REKABET KURUMU ET FİYATLARI NEDEN PAHALI DİYE SORUŞTURMA AÇTI. ÇÜNKÜ HİÇBİR BAŞARISIZLIK BU İKTİDARIN ÜSTÜNE YAPIŞMIYOR HER NEDENSE"
"Bütün Millet İttifakı belediye başkanlarının yaptığı ortada. Çılgın proje yok diyorum. Ankara halkından aldığımız parayı bakın nereye harcadık. Kırsal kalkınmada 600 milyon lirayı Ankara'nın 35 bin kayıtlı çiftçisine harcadık. Tohumlar verdik, fideler verdik, mazot yardımı yaptık, kendi ürettiğimiz sulu gübreleri verdik, 600 milyon lira destek verdik karşılığında 35 bin çiftçinin cebine 4 buçuk milyar lira para girdi. Şu anda da inşallah Millet İttifakı iş başına geldikten sonra çılgın projelerle uğraşmayacak halkın gerçek ihtiyaçları neyse onları harcayacak tarımda ve hayvancılıkta büyük katkılar bulunacak. Ayrıca hayvancılıkla uğraşanlara küçük ailelere belediyede kendi ürettiğimiz 3 bin ton silajı hayvan yemini dağıtmak suretiyle onların ayakta durmasını sağladık. Öyle ya, sebze pahalanıyor hatırlayın 2019 seçimleri öncesinde Tarım Kredi zararına mal satmaya başladılar o zaman pazarcıları terörist ilan ettiler. Soğan bulunamadı Polatlı’daki depoları bastılar soğancılar terörist oldu. Bu ayın teröristi de kasaplar. Rekabet Kurumu soruşturma açtı 'Et fiyatları neden pahalı' diye. Çünkü hiçbir başarısızlık bu iktidarın üstüne yapışmıyor her nedense. Hep suçlu başkaları. Ya dış güçler ya Amerika ya şurası ya da CHP zihniyeti. Hiç suçlu olmuyorlar. Neden bugün ülkede kiralar pahalı, fiyatlar pahalı. Bunda acaba bizim hiçbir katkımız yok mu diyorlar? Söylüyorlar söylüyorlar seçime girerken seçimi kaybedersek beka gider. Asıl beka sorunu ülkedeki mülteci sorunu. Pahalılık, enflasyon görmüyor musunuz bunu? Ve asıl sorun bugünkü iktidarın devam etmesi. Bol şekilde vaatler veriyorlar. 21 yıldır iktidardasınız. 21 yıldır yapamadığınızı şimdi mi yapacaksınız. Bir ay sonra şu başlayacak, bir ay sonra bu başlayacak. Ya şu an da iktidarsın hemen yapın. Pandemi döneminde okulları kapattılar dediler ki online eğitim yapılacak. Peki bu çocuklar özellikle destek alan çocuklar internete nasıl girecekler hiç düşündüler mi? Hemen Ankara Belediyesi olarak destek alan ailelerin bütün çocuklarına 10'ar GB internet verdik. Yetmedi Ankara'nın 928 tane köyüne internet bağlamak suretiyle onların eğitime devam etmesini sağladık. Şimdi 10 GB internet vereceğiz diyorlar. Şimdi verin şimdi. 15 Mayıs'ı niye bekliyorsunuz? Dolayısıyla artık söyleyecek sözü kalmayanlar ancak karşıdakini kötülemeye başlıyor."
"BU ÜLKE İÇİN BEKA SORUNU OLMAYA BAŞLADINIZ"
"Beka sorunu dediğim gibi artık sizsiniz. Bu ülke için beka sorunu olmaya başladınız. Bir yazar diyor ki soğan pahalılığından şikayet edenlere, bunlar soğan kafalı diyor. Biraz önce de okudum bir gazetenin yazarı diyor ki bu ülkede aç var diyenleri bilmem ne yapmak lazım, tatilden gelen arabaların kuyruklarını gördünüz diyor. Herkesi kendileri gibi görüyorlar. Ekonomik sorun yok diyorlar. Evet yukarılardan öyle görünmüyor. İnin pazara inin vatandaşların yanına ne olduğunu görürsünüz. 2019 yılında beka beka dediler T.C. tabelaları belediyemize asıldı. Baktılar ki beka sorunu falan söyledikleri olmuyor. Bu sefer ne yaptılar? Ekrem Bey'in seçimini iptal ettiler ikinci seçime gittik. İkinci seçimde aynen söylem şu, artık beka diyemediler. Çünkü hiçbir Millet İttifakı belediyesinde iddia ettikleri olmuyor. Bu sefer tutturdular. İstanbul düşerse Kudüs düşer, İstanbul düşerse Mekke düşer, Sisi mi Mursi mi, Binali mi Sisi mi dediler. Ekrem Bey seçildi. Şu andaki iktidar Sisi'yle güzel güzel tokalaştılar. Artık boş laflara karnımız tok. İnşallah bu nefret dilinden kurtulacağız. Bugüne kadar her seçime girdiğimizde kendilerinin yanında olanlar gayet makul kendilerinden yana olmayanlar mutlaka bize oy vermediğine göre terörist muamelesi yaptılar, teröristlikle itham ettiler."
"GÖRECEKSİNİZ ARTIK KOLTUKLARINI KORUMAK, ŞATAFATLALI HAYATLARINI SÜRDÜRMEK İÇİN ONA BUNA İFTİRA ATAN İKTİDAR GİDECEK"
"Seçildik belediyelerimize, seçildikten sonra rozeti çıkardık. Ankara'da bir tek Allah’ın kulu 'Bize oy verdim diye ayrımcılık yaptı bizi ayırdı' diyemez. İhtiyacı olan kim varsa tümüne tarafsız bir şekilde destek olduk. Bütün Millet İttifakı belediyelerinde böyle. Yine bakın göreceksiniz artık koltuklarını korumak şatafatlı hayatlarını sürdürmek için ona buna iftira atan iktidar gidecek. Bugüne kadar Millet İttifakı’nı, duyuyorsunuzdur bunlar zillet bunlar illet duymadığımız laf kalmıyor. Halbuki herkesin tercihine saygı duymak lazım. Bugüne kadar sayın genel başkanımızdan bir tek Cumhur İttifakı'na karşı, onlara oy verenlere karşı kötü bir laf duydunuz mu? Benim bildiğim iyi bir Müslümanın ağzından bal damlar. Kötü bir şey söylemez. Hakaret etmez. Düşmanlık etmez. Yalan söylemez. Fakat artık demek ki bu kadar bağırdıklarına göre iktidarın sonu geldiklerini görüyorlar. Ve inşallah bundan sonra herkesi eşit gören 85 milyonu kucaklayan hepsini Türk milletinin şerefli bir evladı muamelesi şerefli bir vatandaşı muamelesi yapacak bir yönetim gelecek. Bu nedenle altı farklı siyasi parti yan yana geldi. Uzlaştılar, 2 bin 800 maddelik mutabakat metnini ortaya koydular. Başka sözlerin hiçbirisine inanmayın. Altı genel başkan ne yapacaklarsa milimi milimine bunları imza altına aldılar. Ve uzlaştılar. Bana göre Türkçemizin en güzel cümlesi uzlaşma cümlesi. Farklı fikirler yan yana gelmiş bir olmuş kavga etmiyor artık bundan niye rahatsız oluyorsunuz?"
"İNŞALLAH 15 MAYIS'TA 31 MART'TA OLDUĞU GİBİ ÜLKEMİZE BAHAR GELECEK"
"Altı birbirine benzemez yan yana geldi dediler onların altısı benziyor mu birbirine? Artık yeter. İnşallah sizlerin tertemiz oylarıyla halktan yana çalışan önce vatandaşını menfaatlerini koruyan bir yönetim geliyor artık. Ve inşallah bizler ümitliyiz. Ben sayın genel başkanımdan izin almadan söylüyorum inşallah 14 Mayıs'tan sonra 15 Mayıs'ta sayın genel başkanımızı 13. Cumhurbaşkanı olarak o koltuğa oturtacağız. Bizler de naçizane yardımcısı olacağız tabii ki. Birimiz sağında birimiz solunda diğer Millet İttifakı genel başkanlarıyla beraber ve kendisini Külliye'ye değil Çankaya'ya konfetiler eşliğinde yolcu edeceğiz. Var mısınız? Söz mü? İnşallah 15 Mayıs'ta 31 Mart'ta olduğu gibi ülkemize bahar gelecek. O baharı hep beraber getireceğiz."
(ANKA)