Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Mahkeme mevsimim başladı

Dün yine Jandarma’daydım...

Yine ifade verdim...

Şikâyetçi:

İç İşleri Bakanlığı...



Suçum ne?..

Bana göre ortada suç yok...

“Kamu yararı” var...



Canlarım...

Kısaca anlatayım...



Sağlam ve güvenilir bir dostum:

“Tanımadığın numaralara bakmadığını biliyorum, sana atacağım numara seni arayacak lütfen cevap ver ve anlatacaklarına inan” dedi...



Az sonra verdiği numara...

Telefonumun ekranına düştü

Bana...

İç İşleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı ve Kültür Turizm Bakanı’nın 04.17’de olan depremle ilgili yaptıkları toplantıdan...

Ve...

Aldıkları tedbirlerden söz etti...





Haberin detayına girmeyeceğim...

Çünkü...

Yargı süreci başladı...

Haberi...

Kendime ait Youtube kanalımda 312 bin kişiye ulaşan dostlarımla paylaştım...

Videomun deşifresi 8 sayfa sürmüş...



Konuşmanın bana ait olup olmadığını sordular...

“Tabii ki bana ait, virgülüne kadar haberin arkasındayım” dedim...

Kaynağım soruldu:

Basın Kanunu’nun 12. Maddesiyle...

Kaynağımı gizleme hakkımın:

Anayasanın güvencesi altında olduğunu belirttim...



İlgili kişi ve kurumlardan yalanlama gelip gelmediği soruldu:

“Hayır” cevabını verdim...



Videomun başlığını neden:

“İddia doğruysa eğer Erdoğan yandı. Seçim öncesi istifa edecek üç bakan kim?” şeklinde attığımı ise şöyle cevapladım:

“İzleyicilerin dikkatini çekmek amacıyla bir tür meslek oyunu oynadım...”.



Birinci dosya bu...

İlk karar savcıdan gelecek...

Ya “Takipsizlik kararı” verecek...

Ya da:

İçinde tek bir:

Hakaret...

Aşağılama...

Ve...

İftira olmayan bu konuşmamdan:

“Suç” üretip:

Kavuşturma talep edecek...



Kovuşturma başlatılmasını isterse:

Yargıcın karşı çıkamayacağından eminim...



Yargılanırım be canlarım...

Bu davadan ceza alırsam:

Göğsüme...

Bir şeref madalyası daha:

Takmış olurum...

Bakalım ne olacak?


Bir diğer suçumun(!) şikâyetçisi de yine:

İç İşleri Bakanlığıydı...

Suç konusu tweetim şöyleydi:

“Deprem bahane edilerek seçim ertelenirse milyonlarca demokrat hapse girmeye hazır mı?

Ben hazırım...”.





Bu da halkı isyana teşvik suçuymuş...

Bu konuda ise şunları söyledim:



Ortada henüz gerçekleşmiş bir olay yok...

Henüz seçim ertelenmiş değil...

Anayasanın 78. Maddesine göre seçim ancak TBMM tarafından ertelenebiliyor...

TBMM dışında hiçbir güç, seçimi erteleyemez...



Ertelerse...

Anayasa ihlali...

Ve...

Bir tür sivil ihtilal sayılır...

Cezası:

Ağırlaştırılmış müebbet hapistir...



Bu paylaşımdaki amacım:

Birileri anayasayı ihlale kalkışırsa...

Yasal protestomu yaparım...

Büyük ihtimalle de muktedirin yargısı beni hapse atar...

Ancak herkes benim gibi yaparsa...

Herkesi hapse atmak zorunda kalırlar...

“Eğer muktedir bu anayasal suçu işlemeyi göze alırsa:

Siz de hapse girmeyi göze alabilir misiniz?..” diye takipçilerime hatırlatma yaptım...



Durun bakalım:

Ne olacak?..

Çok acı ve zamansız


Yeryüzünde...

Acıları paylaşabilme yeteneğine sahip tek canlı:

İnsandır...



Acılı günlerinde başkalarının desteğine ihtiyaç duyan...

Ve...

Bu desteği gören insanlar:

Başkaları acı içindeyken...

Kendisine gösterilen hassasiyetleri aynen gösterirler...



Çünkü...

Hayat onlara:

Acıların:

Paylaşıldıkça azaldığını...

Mutlulukların ise...

Paylaşıldıkça:

Çoğaldığını öğretmiştir...





Güngör Mengi, hayatımın akışında çok değerli ve çok önemli rolü olan Güzel İnsanlardan biriydi...

Ve işte bu güzel insanı kaybettik...

Hem de:

Hastanede...



Bazen hastaneler ve doktorlarımız can kurtarır...

Kimi zaman da ölüm gelir...

İnsanı:

Hastanede...

Ya da:

Doktorun ellerinde bulur...



Güngör ağabeyi tanıyanlar nasıl sportmen olduğunu...

Kendisine nasıl da iyi baktığını...

Ve hayat dolu olduğunu bilirler...



Günümüz tıp teknolojisinde stent:

Daha kaliteli...

Ve...

Daha güvenilir bir yaşamın desteği olarak kabul ediliyor...



Bazen ise:

Anjiyoyla birlikte yapılan stent operasyonu:

Ölümle sonuçlanabiliyor...



Güngör ağabeyi:

Stentli anjiyoda kaybettik...

Allah rahmet eylesin...



Başta:

Sevgilisi ve 30 yıllık hayat arkadaşı Ruhat Mengi olmak üzere...

Evlâtlarının ve sevenlerinin başı sağ olsun...



İlle de sevgili Ruhat Mengi’nin:

Çok büyük acı içinde olduğunu biliyorum...

Yanında olup...

Onun acılarını paylaşanlara...

Sevgi dolu saygılarımı:

Sunuyorum...



Allah onlardan:

Razı olsun...

Âmin...

Belki başarır




Bahçeli duyurdu:

“0-5 yaş grubunda bulunan bir evladımızın insani sorumluluğunu üstlenmeye hazırım...”.



Bence...

Birileri risk alıp:

Bir çocuğu Bahçeli’nin “insanî sorumluluğuna” emanet etmeli...



Biliyorum...

Çok zor...

Hatta imkânsız gibi...

Ama...



Bakarsınız...

Devlet Bey:

İnsanî sorumluluk almayı:

Başarır...

Yemin


Erdoğan:

“AFAD hesaplarına gelecek her kuruş, depremzedelerimiz için kullanılacaktır.”



Bu açıklamaya gerek yoktu...

Çünkü...

Ve...

Bilinir ki:

Doğru söz yemin gerektirmez...

Bekleyelim o halde


Cem Uzan’la sık sık görüşüyoruz...

Dün aradı...

Sağlık durumumu ve hakkımda açılan ceza davalarını sordu...

Ve tabii ki siyaset üzerine analiz yaptı...

Bana en ilginç geleni şuydu:





“Seçimler 18 Haziran’da...

Erteleme yok...

Erdoğan seçimi KHK ile ertelemeye kalkarsa sivil ihtilal yoluyla anayasayı ihlal etmiş ve Meclis’i kapatmış sayılır ki başarısız askeri darbe girişimi yapmış askerlerle aynı suçu işlemiş olur...

18 Haziran’da yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı da olamaz...

Önünde iki yol var...

Biri legal diğeri illegal yol...

Legal yol milletvekili adayı olarak seçimlere katılmak...

İllegal yol, anayasa ihlaliyle sivil 15 Temmuz...”.



Uzan; Erdoğan’ın hangi yolu tercih edebileceğine ilişkin öngörüsünü söylemedi...

“Biraz daha bekleyelim, görelim” dedi...

Yıkın!..


Ey Merkezî Hükümet...

Ve ey:

İBB Başkanlığı!..



Bir an önce yıkın şu İstanbul’u...

Aksi halde:

İstanbul üstümüze yıkılacak...

Bir KHK’lı eşinin ölümü


Ülkenin yetiştirdiği en değerli Devlet Konservatuarı mezunlarından...

Başarılı seslendirme sanatçısı...

Üst düzey haber sunucu Sırrı Er’in eşi olan Reyhan Hanım:

Hakkın rahmetine kavuştu...





Sırrı; TRT’deki görevine KHK ile son verildiğinde...

1.5 ay hiçbir dostuna söylemeden:

Her sabah...

İşe gidermiş gibi:

Takım elbise giydi...

Tıraşını oldu...

Kravatını taktı...

Öyle çıktı evden...



Reyhan Hanım bile...

Çocuklarının babasının işsiz kaldığını bilmiyordu...

Öğrendiğinde eşine sarıldı:

“Sorunumuz senin işsizliğin olsun... Lütfen kendini üzme, gerekirse ben çalışır evimizin ve çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılarım” dedi...



Ve canlarım...

O naif Hanımefendi...

Başkalarının evlerine temizliğe gitti...

Ama...

Hiç kimseye el açmadılar...



Sonunda menhus hastalık geldi...

Ve...

Reyhan Hanım’a yapıştı...



Bir süre iyileşme...

Arkasından yine stres...

Yine tedavi...



Sonuç:

Reyhan Er artık:

Ebedi yuvasında yatıyor...



Onun bu:

Zamansız ve erken ölümünden sorumlu olanların vicdanları olsaydı...

Er ailesini...

Ve...

Benzeri on binlerce aileyi...

İnançlarından ötürü:

Perişan etmezlerdi...



Başın sağ olsun Sırrı’cığım...

Allah sana ve evlatlarınıza:

Sağlıklı, huzurlu ve güvenceli uzun yıllar nasip etsin...

Âmin...