Korkusuz
Can Ataklı

Madem utanacaktın neden yazdın bunları?

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Madem utanacaktın neden yazdın bunları?


Hasan Kaçan çok yetenekli bir karikatürist.

Gırgır günlerindeki çizgileri asla unutulmaz.

AKP iktidarıyla birlikte Erdoğan’ın yanında yer alan Hasan Kaçan ne yazık ki bu büyük yeteneğini bir kenara bırakıp siyasi amigoluğa soyundu.

Bunun maddi karşılığını da aldı elbette.

İktidarın en gözde isimlerinden biri olarak pek çok reklam filminde oynayarak sanıyorum hayli güçlü bir dünyalık yapma şansı buldu.

Hasan Kaçan, Erdoğan’ın “tarihi müjde” olarak sunduğu İmar Affı projesinin ekran yüzüydü.

Ancak ne yazık ki o İmar Affı, Kahramanmaraş depreminde on binlerce insanın ölümüne neden oldu.

Depremden sonra bu konunun gündeme gelmesi üzerine Hasan Kaçan en küçük yorumda bile bulunmadı.

Ne zamana kadar.

1 Nisan’a kadar.

Hasan Kaçan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun halıyla kaplı bir odada çektirdiği fotoğraf ile tekrar ortaya çıktı.

Bu fotoğrafı biliyorsunuz tabii.

Kılıçdaroğlu ve Canan Kaftancıoğlu iki kadınla birlikte yan yana görüntülenmişti.

Yerde ise seccade olduğu ileri sürülen iki küçük halı duruyordu ve Kılıçdaroğlu bunlardan birine ayakkabıları ile basıyordu.

İşte Hasan Kaçan, bu fotoğrafı da etiketleyerek inanılmaz bir tweet attı.

Şöyle diyordu Hasan Kaçan:

“Ey Müslüman... O, üstüne pabuçlarla basılan seccade sensin... Senin kutsalın, bütün değerlerin... Anan, baban, deden, ninen, eşin, evlatların... Senin geçmişin ve geleceğindir çamurlu pabuçlarla hoyratça çiğnenen. Düşman olsa bu hakareti yapmaz. Bu hakaret kabul edilemez”

diyen Kaçan, şunları kaydetti:

“Velev ki ‘bilmeden’ basılmış olsun. Kendi milletinin kutsalını bilmemek daha da fenadır. Bilmek ve olağanüstü hassas olmak zorundasın. Başka inanç biçimlerine gösterdiğin hassasiyetin yüz katını göstermek zorundasın.

Bu fotoğraf yıllar ve yıllar boyu bu aziz millete zulmeden, camilerini ahır yapan, ezanını yasaklayan, kutsallarının üstünde tepinen, inancının düşmanı olan zihniyetin günümüzdeki tezahürüdür.”

Son tweet özellikle çok korkunç.

Hasan Kaçan gibi görmüş geçirmiş bir sanatçı camilerin ahır yapıldığını, ezanın susturulduğunu, Kuran’ın yasaklandığını söyleyecek kadar siyasi amigoluk yapıyor.

Okuyunca gerçekten inanamadım.

Ama sonra ne oldu.

Hasan Kaçan bu tweetlerini sildi.

Neden?

Kendisinin bir açıklaması yok, ben de “belki bir açıklaması vardır” düşüncesiyle Twitter hesabına girip bakmak istedim.

Ama ne yazık ki beni engellemiş.

Hiç farkında değilim, beni neden ve ne zaman engellemiş bilmiyorum.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

İktidar zihniyeti ve kaba üslubu hep aynı


Yıllar sonra “Erdoğan dönemi siyasi ortamından aklınızda kalan ne var?” diye sorsalar kuşkusuz şu cevabı veririm;

“Kibir, güç sarhoşluğu, kabalık, toplumu ayrıştırma ve hakaret.”

Erdoğan’ın çok kaba ve hakaretlerle dolu üslubu AKP’nin bütün birimlerine aynen yansıyor.

Kendilerinden olmayan kim varsa ağızlarından çıkan ilk söz “Sen kimsin, sana mı soracağız, sen karışma” gibi zarif! kelimeler oluyor.

Hiçbir eleştiri kabul etmedikleri gibi beğenmedikleri bir şey söyleyenlere karşı hemen aşağılama yöntemi kullanıyorlar.

“Yalanlarıyla tanınan gazeteci, sözde hukukçu, doktor müsveddesi” hemen aklıma gelen aşağılama tanımları.

Bunun son örneklerinden birini RTÜK Başkanı.

Sinema sanatçısı Emre Kınay bir iddia attı ortaya.

“Dizi filmlerde Ramazan ayı boyunca yeme içme yasağı var” dedi.

Kınay yasağın RTÜK tarafından konduğunu ileri sürdü.

Kınay dizi sektöründe de var olan bir sanatçı.

Kendi başına gelmemiş olsa bile bu piyasadan öğrendiği bir konuyu yazmış sosyal medya hesabında.

Velev ki haber doğru değil.

Şimdi gelin RTÜK Başkanı’nın açıklamasına bakalım;

“Dizi-film sektöründeki başarısızlıklarının üzerine siyasi kariyerinde de başarısız olmuş bir şahıs gündemde kalmak için çaresizce iftiraya başvurmuş. 1 Nisan şakası olmasını umduğum iddia tamamen asılsızdır, yalandır. RTÜK’ün yapımcılara Ramazan boyunca yemek sahnesi çekilmeyecek gibi bir yazı göndermesi söz konusu değildir.”

Görüyorsunuz değil mi, hakaret etmeden duramıyorlar.

Emre Kınay’ın başarısız olduğunu nereden çıkarıyor RTÜK Başkanı?

Kınay neden bu yolla reklamını yapmak istesin?

Ama huylu huyundan vaz geçer mi?

Basit bir “Bu bilgi yanlıştır, RTÜK böyle bir yasak koymadı” demek yerine öncelikle sanatçıyı karalamaya kalkmak pek sağlıklı yaklaşım değildir.

Bİ SORALIM BAKALIM

YSK, 101’inci maddeyi nasıl itirazlara ret için dayanak olarak kullandı?


Yüksek Seçim Kurulu (YSK), AKP Genel Başkanı’nın 3’üncü kez cumhurbaşkanı adayı olamayacağına ilişkin itirazları topluca reddetti.

Yüksek mahkeme ret kararları için hiçbir gerekçe göstermedi.

Sadece itirazlara dayanak olarak Anayasa’nın 101’inci maddesi ile 77, 106 ve 116’ncı maddelerini saydı.

Anayasa’nın 77, 106 ve 116’ıncı maddelerinde bir kişinin cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili hiçbir şey yok.

101’inci madde ise çok açık biçimde bir kişinin en fazla iki kere cumhurbaşkanı seçilebileceğini hükme bağlıyor.



Madde çok açık olduğu halde YSK nasıl oluyor da bu maddeyi dayanak göstererek “Tayyip Erdoğan’ın aday olmasında hiçbir hukuki dayanak yoktur” diyerek itirazları reddedebiliyor?

Mahkeme kararına gerekçe olarak bu maddeleri sayıyor ama bu maddelerin neresinde Erdoğan’ın üçüncü kez aday olabileceğine dair hiçbir emare yok.

Bu da şunu gösteriyor: YSK kendisinde olmadığı gibi Türkiye’nin TBMM hariç hiçbir kurumunda olmayan bir yetkiyi kullanarak Anayasa’ya görünmeyen bir madde eklemiştir. Bu görünmeyen madde ile 2014 seçiminin bir ilk olduğu ve Erdoğan’ın o seçimde ilk kez aday olduğunu 2023 seçimlerine ise ikinci kez aday olarak katılmaya hak kazandığını ileri sürmüştür.

Bunun mutlaka bir hukuki yaptırımı olacaktır.

Sedat Peker açıklamalarına başlayacak mı?


Seçimlere bugün itibarıyla tam 41 gün var.

Özellikle muhalif seçmenler merakla Sedat Peker’in açıklamalarını bekliyor.

Sedat Peker aylar öncesinden yaptığı açıklama ile “Seçimlere iki ay kala konuşacağım, öyle şeyler açıklayacağım ki şaşıracaksınız, bunlara hiçbir iktidar dayanamaz” demişti.

İşte bu çok iddialı çıkış ister istemez kamuoyunda büyük bir merak uyandırdı.

Sedat Peker halen Birleşik Arap Emirlikleri’nde, Dubai kentinde bir otelde kalıyor.

Tam bir dijital yasak altında yaşıyor.

Peker’in bazı yakınlarından bilgiler aldım.

Peker ne yapacak, gerçekten önemli açıklamalarını öğrenebilecek miyiz, Dubai’den çıkacak mı?

Bunlarla ilgili daha ayrıntılı bilgileri bu yazımı bitirip gazeteye gönderdikten sonra alacağım.

Bu sabah saat 10.00’da başlayan YouTube konuşmamda bu bilgileri sizle paylaşacağım.

Yarınki köşemde YouTube konuşmamdaki bilgileri ayrıca yazacağım.

ÇOK GÜLDÜM

Yeter ki o da göremesin


Günümüzle ilgisi var mı, bilemiyorum.

Ama bir iki gündür sosyal medyada şu fıkra geziniyor.

Bilinen fıkra da olsa şu sıralar niye herkes bu fıkrayı birbirine gönderiyor kararı siz verin artık.

Birbirine düşman olan ailelerin çocukları Temel ve Dursun kan davası nedeniyle karşı sülaleden hasımlarını öldürüp hapishaneye düşmüş.

Yargılandıktan sonra hakim ikisini de idama mahkum etmiş.

İdam edilmeye beraber götürülmüşler.

Adettir ya idam mahkumu Temel’e son isteği sorulduğunda, “Annemi görmek istiyorum” demiş.

Temelin annesinin gelmesini beklerlerken, diğer mahkum Dursun’a son isteğini sordukların da ise, “Temel annesini görmesin” demiş.